Sokakta insanlar Türk Büyükelçisi’ni tanıyor

‘Suyun Öte Yanından’ Atina’dan bir büyükelçiyi daha uğurluyor. Büyükelçi Yiğit Alpogan ile başlayan ve Tahsin Burcuoğlu ile devam eden söyleşilerimizin bu defaki konuğu Hasan Gögüş. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı’na atanan Büyükelçi Gögüş iki yıllık görev süresindeki ilginç izlenimlerini anlattı

Haberin Devamı

- Yunanistan’daki ekonomik, sosyal ve siyasi kriz hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Basite indirgeyerek konuşacak olursak, Yunanistan’ın ekonomik durumunu, kazandığından çok harcayarak gelecek endişesi yaşamadan yaşam seviyesini aldığı borçlarla devam ettirmeye çalışan bir aileye benzetebiliriz. Bir noktadan sonra bu çark dönmemeye başladı. Bir yerde Yunanlıların Avrupa’da, Fransızlardan sonra gösteri ve protesto yapmayı en fazla seven halk olduğunu okumuştum. Maaş ve ücretlerdeki reel indirimleri de içeren istikrar önlemleri, toplumsal tepkileri de körükleyerek sosyal krize yol açtı. Birkaç istisna dışında, hemen her gün cereyan eden gösterilerin barışçı bir ortamda gerçekleştiğini de söyleyebiliriz. Ekonomik ve sosyal gelişmeler sonuçta siyasi alanda da etkisini gösterdi ve hükümet değişikliğine kadar uzanan gelişmeler yaşandı.

Haberin Devamı

- Görev sürenizce sizi en çok ne sevindirdi ve ne üzdü?
- En çok sevindiren, Büyükelçiliğimizin yaklaşık son 60 yıldır devam eden yerleşim sorununun Türkiye’nin temsil gereklerine uygun bir binanın satın alınmasıyla çözülmüş olması. Artık Atina’nın en güzel iki binasında Türk bayrakları karşılıklı dalgalanacak. Ne üzdü derseniz, Ege anlaşmazlıkları hakkında benim büyükelçilik döneminde bir uzlaşmaya varılmasını çok arzu ederdim.

BU KADAR BENZERLİK BEKLEMİYORDUM

- Yunanistan’da sizi ne şaşırttı? Ne için “Bunu beğendim”, ne için “Bunu beğenmedim” dediniz?
- Beni en fazla şaşırtan Türkiye ile Yunanistan arasındaki benzerlikler oldu. İki halkın yakın olduğunu hep duyardım. Ancak bu kadar benzerlik beklemiyordum. Atina’da tanıştığım Yunanlıların yüzde 70’inin bir nesilden Anadolu ile aile bağları olduğunu söylemek abartı değil. İşyerinin önünde tavla oynayıp tespih çeken insanlara, yüksek sesle bağırıp sahlep satan seyyar satıcılara veya yazlık sinemalara Türkiye’den başka sadece Yunanistan’da rastlayabilirsiniz. Dükkânların ve işyerlerinin haftanın üç günü 15.00’te kapanmasını, pazarları ve tatil günleri alışveriş merkezlerinin bile kapalı kalmasını yadırgadım. Yunan halkının çabuk ilişki kurulabilen, sıcakkanlı ve yaşamı gereğinden fazla ciddiye almayan yönlerini beğendim.

Haberin Devamı

- Türk-Yunan ilişkilerinde hep yapılanlar tekrarlanıyor. Ya yapılmayanlar? Sizce önemli adımlar hangileri olur?
- Yunanistan’a büyükelçi olarak atandığımı öğrendiğimde çevremden Atina ve Ankara’da büyükelçilerin değişip Türk-Yunan sorunlarının hep aynı kaldığını söyleyenler oldu. Türk-Yunan ilişkilerinde ‘Öteki için iyi olan benim için kötüdür’ yaklaşımı terk edilerek, yeni paradigmalar geliştirilmeli. Çatışma yerine uzlaşı, rekabet yerine işbirliği, husumet yerine dostluk benimsenebildiği takdirde tüm sorunların çözümlenebileceğine inanıyorum.

- Bir Türk diplomat için Yunanistan ne denli ‘iyi bir mektep’?
- Emekli büyükelçi Deniz Bölükbaşı ‘Dışişleri İskelesi’ isimli son kitabını, geriye dönüp baktığında içinde fazla ukde kalmadığını, bunun tek istisnasınıysa Atina Büyükelçisi olmanın teşkil ettiğini, ancak bu şerefi tadamadığını söyleyerek bitiriyor. Ben bu onura nail oldum. Atina’da Türk Büyükelçisi olmak belki kolay değil ancak gerçekten ayrıcalıklı bir görev. Atina’da, Selanik’te, Batı Trakya’da, Ege’de denizde ve havada büyükelçi olarak her an müdahil olmanız gereken gelişmeler yaşanabiliyor. Sabah işe başladığınız gündem, akşam mesaiden ayrılırken bıraktığınız gündemle çoğu kez aynı olmuyor. Sokaktaki insanlar da Türk Büyükelçisi’ni tanıyor.

Haberin Devamı

- Yunanistan’da ziyaret ettiğiniz yerlerden en çok nereleri beğendiniz? Hangi yemekleri, hangi müzikleri sevdiniz?
- Yunanistan denilince hep adalar akla geliyor. Oysa ana karada da gezilip görülmesi gereken yerler var. Bunların başında da özellikle tarihi geçmişiyle ve doğal güzellikleriyle Türk turistlerin büyük ilgisini çekebilecek Yanya’yı söyleyebilirim. Adalardan Korfu ve Santorini’yi, yemeklerden de ahtapot ızgarayı çok beğendim. Müzik türü olarak ülkemizden de ezgiler içeren rebetikoyu, sanatçılardansa şahsen tanıma fırsatı bulduğum Yorgo Dalaras ile Haris Aleksiou’yu ön sıraya koyabilirim.

Yazarın Tüm Yazıları