Siyah-beyaz sinemam...

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

Her dalıp dalıp gidişimde, siyah-beyaz sinemamın makaralarını göz kapaklarıma takarım...

Perdenin üzerinden kareler geçmeye başlar...

Kimi kopuk kopuk, kimi flu, kimi çizgi çizgi eski...

Orası benim sinemam...

Kimi geriye sararım makarayı... Gözlerimi kısar, öyle bakarım... Bir taş avlu... Bir havuz suyunun sesi... Üç tekerlekli bisikletim... Babamın beyaz atı...

Kopuk-kopuk...

*

Sonra ikinci perde mi ne?..

Bir loş büyük içkili gazino... Ağır kadife perdeleri var... Ortalık basık ve dumanlı...

Tavanından kabak kadar mikrofon sarkan bir sahnede suzinak faslı...

Masalara tek-tük müşteriler geliyor... Ortalıklarda dolaşan süslü-püslü kadınlar var...

O gece ‘‘Zeki Müren gelecek...’’ dediler...

Garsonlar koşuşturdular... En arkada, yarı karanlık bir köşede onun için bir masa hazırladılar... Yarı geceyi geçe geldi... Yanında bir grup bey ve bayanla oraya oturdu...

O acemi ellerim kanunun telleri üzerinde daha da titrek ve ürkek...

*

Kulis odasına bir garson geldi:

‘‘Zeki Bey seni çağırıyor...’’

Ne halt yedik de suzinak yaptık?..

Ama o sanki binlerce soru sorarak sohbet etti:

‘‘Burda sana talebe diyorlar, demek okuyorsun?..’’ dedi...

‘‘Evet... Üniversitenin ilk sınıfındayım..’’

‘‘Müzik güzeldir, ama bu ortamda okuyamazsın... Yarın Maltepe'deki içkisiz gazinoya gideceksin, ben konuşacağım... Orada sana çok erken biten bir iş verecekler... Kalan zamanını derslerine ver... Burası olmaz...’’

İkinci gün telefon açıp yeni işimin beni beklediğini söylemiş...

Yeni işimde mutluydum...

*

Onu bir daha hiç görmedim...

Bu yazıyı ölümünden önceki hafta yazıp, yıllar sonra ona teşekkür edecektim... O günlerde öldü, vazgeçtim... Kaç gündür ölümünün birinci yılında onu anıyorlar...

Ben ise göz kapaklarımdaki siyah-beyaz sinemama takıyorum makaraları...

Kareler flu-silik...

Buğulu kareler bir bir geçiyor...

Gözlerimi çizgi yaptım, dalıyorum...

Orada loş köşede oturuyor...

Fasıl; suzinak...

Yazarın Tüm Yazıları