Sevdiğiniz kokuyu bulma yolları

Binlerce farklı parfüm arasından teninize, karakterinize en uygun kokunun hangisi olduğunu bulmak sanıldığı kadar kolay değil.

Üstelik birbiri ardına birkaç parfümü tene sıkmak ya da koklamak hafızayı yanıltabiliyor. Bunun için en akıllı yardımcınız kahve taneleri olmalı. Nasıl mı? Yazımızı okuyun...

1- DOĞRU KOKU AİLESİNİ BULUN: Sayıları binlerle ifade edilebilecek kadar çok koku kombinasyonları arasından size en uygun parfümü bulmak için ne zamanınız ne de sabrınız yeterli olur. Bu yüzden öncelikle en beğendiğiniz koku ailesinde karar kılmalısınız. Aradığınız parfüm çiçeksi mi olmalı yoksa odunsu ve oryantal mi? Turunçgil notaları ya da taze meyvemsi aqua nüansları ayrımı öncesinde hangi kokuları, hangi renkleri ve hangi moda stilini benimsediğinizi düşünün. Cevaplarınız parfüm seçiminde hem size hem de danıştığınız uzmana yardımcı olabilir.

2- UZMANLAR GİBİ TEST EDİN: Elinize birkaç flakon birden almayın. Çünkü burun ardı ardına ancak 3 farklı kokuyu hatırlayabiliyor. Ancak arada bir koklayacağınız bir kahve tanesi burnun yeniden koku almasına yardımcı olacaktır. Parfümleri mağazalarda rahatlıkla bulabileceğiniz ince koku şeritlerine sıkarak koklayın. Beğendiğiniz bir ya da birkaç kokuyu daha sonra teninizde test edebilirsiniz. Ardından temiz havaya çıkın, böylelikle içerideki parfüm bulutunun etkisinde kalmamış olursunuz. Parfümün teninizde etkisini göstermesi için zamana ihtiyacı vardır. Test sırasında kıyafetlerinizin doğal kumaşlardan olmasına dikkat edin. Çünkü yapay tekstil sonucu yanıltabiliyor. Kokuyu sıktığınız alanı birbirine sürtmeyin. Bu, koku moleküllerinin doğal hareketini engelliyor.

3- KUSURSUZ BİR ŞEKİLDE SIKIN: Aradığınız kokuyu buldunuz. Şimdi en önemli soru onu nasıl sıkacağınız. Kokuyu kulaklarınız ve diz kapaklarınızın arkasına, dekolte bölgenize sıkın.
En etkili parfüm kullanma rehberinde Guerlain’in ünlü burnu Sylvaine Delacourte şöyle diyor; “kokuyu önce havaya sıkın ve altında dolaşın...”

Mat ve lekeli ciltler için...

Işıl ışıl parlayan güzel bir cildi kim istemez? 30’lu yaşlarla birlikte maalesef her kadın yaşlanma gerçeği ile yüz yüze gelmeye başlıyor. Cilt matlaşıyor ve gözenekler büyüyor. Zamanla lekeler ve ilk kırışıklıklar ortaya çıkıyor, ten rengi soluk ve yorgun bir görünüm alıyor. Bütün bu değişikliklerin nedenleri farklı: Normalde cildimiz kendini her 28 günde bir yeniliyor. Ancak yaşın ilerlemesiyle hücreler tembelleşiyor ve döngü daha yavaş işlemeye başlıyor. Ayrıca bunlara ek olarak güneş, soğuk, stres, uykusuzluk, nikotin, çevre kirlenmesi gibi faktörler de yaşlanmada olumsuz etkileriyle öne çıkıyor.

PEELING’İN GÜCÜ

Yaşlanma belirtilerine karşı özel olarak üretilen peeling’ler, gözenekleri sıkılaştırıyor, kırışıklıkları azaltıyor ve cildin canlanmasına yardımcı oluyor. Evde kullanılan kozmetikler arasına yeni dahil olan micro-dermabrasyon etkili kremler ise içerdikleri alüminyum oksit ve mikro-kristaller sayesinde ölü hücrelere tutunup kırışıkların giderilmesini sağlayarak cildi yeniliyor. Sıradan kozmetik peeling’lerde bulunan taneciklere kıyasla bu moleküller 100 kat daha sert, küçük ve düzensiz şekillenmişlerdir. Bunlara alternatifler, glikol asidi ile yapılan kimyasal ev kozmetikleridir. Bu ailenin en küçük molekülü AHA’s (alfa hidroksi asidi) çok güçlü bir etkiye sahip olma özellikleriyle dikkat çekiyor ve yeni cilt hücrelerinin canlanmasını sağlıyor. Sonuçta gözenekler sıkılaşıyor kırışıksız ve pürüzsüz bir ten ortaya çıkıyor.

Tıraşla ilgili “doğru” bilinen “yanlış”lar

Araştırmalara göre, Türk erkekleri tıraş olduklarında ciltlerinin yenilendiğini, nem kazandığını ve ciltlerine bakım yaptıklarını düşünüyor. Oysa tıraş cildi kurutuyor, tıraş sırasında cilt ciddi oranda nem kaybediyor, üst tabakası soyuluyor ve tahriş oluyor. Her tıraşta gözle görülür kesikler oluşmasa da, gözle görülemeyen mikro-kesikler mutlaka meydana geliyor.
Türk erkeklerinin yüzde 94’ü tıraştan kaynaklanan problemlerin nedenini, tıraş bıçağının kalitesine bağlıyor. Oysa tıraş sırasında kullanılan jel, köpük ve krem gibi ürünlerin kalitesi de en az tıraş bıçağı kadar önemli. Cilde uygun olmayan tıraş ürünleri tahrişi artırıyor. Uzman markaların, erkeklerin cilt yapısına ve cilt tipine uygun ürettiği tıraş ürünlerini seçmek, yapılacak en doğru tercih.
TIRAŞTAN SONRA KOLONYA SÜRMEK TAHRİŞİ ARTIRIYOR
Türk erkeklerinin yüzde 45’i tıraş sonrasında problem yaşadıklarını söylüyor, bunları da en çok kızarıklık ve yanma (yüzde 28), tahriş (yüzde 12) olarak tanımlıyor. Çok büyük bir kısmı (yüzde 55’i), bu problemleri gidermek için kolonya ya da tıraş kolonyası kullanmayı tercih ediyor. Bunun en önemli nedeni, kolonyanın geleneksel bir alışkanlık olması. Ek olarak, Türk erkekleri kolonyanın cildi yakarak dezenfekte ettiğini, kesikleri iyileştirdiğini ve ferahlatarak cildi rahatlattığını da düşünüyor. Bu konuda bildiklerimiz de doğru değil. Çünkü elimizle yüzümüzün yapısı birbirinden oldukça farklı, yüzümüzdeki deri tabakası ise elimize göre daha ince ve hassas. Tıraş sonrası zaten tahriş olmuş, gözle görülemeyen mikro-kesikler oluşmuş yüze kolonya sürmek, elimize kolonya sürmekle aynı şey değil.

Bunlara dikkat
Tıraş sonrasında yüz kızarıyorsa, yanıyorsa ve tahriş oluyorsa, bunun nedeni büyük bir ihtimalle kullanılan yüksek alkollü tıraş sonrası (after shave) ürünleridir. Piyasadaki bu tip ürünlerde yüksek oranda alkol, parfüm ve daha birçok tahriş edici madde bulunabiliyor. 

Tıraştan sonra kullanılmaya en uygun ürünler, cildi tahriş etmeyen, rahatlatan, bakım özellikleri bulunan ve alkol oranı düşük olanları. 

“After Shave Balsam”, şu ana kadar geliştirilenler içerisinde bu özelliklere sahip tek üründür ve tıraş sonrası cildi rahatlatmanın en etkili yolu. 

Tıraş sonrasında cildin ihtiyacı olan nemi sağlamak, yanan cildi rahatlatmak ve tıraşın kaybettirdiklerini geri kazanmak için, her tıraştan sonra, fındık tanesi kadar balsam sürmek yeterli.

Deriniz sizden önce yaşlanmasın!

Kış mevsimin sona ermesiyle yaz tatili ve bronzlaşma planları yavaş yavaş zihinleri meşgul etmeye başladı. Güneşli günlerin özlemini çekenler bronzlaşmak için çeşitli yöntemlere başvurmaya hazırlanıyorlar. Ancak korunmadan güneş ışınlarına maruz kalmak ya da bilinçsizce çeşitli bronzlaşma yönetmelerini uygulamak, hem cildinizin normalden önce yaşlanmasına hem de kanser gibi daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için kısaca ‘şapka-gözlük-koruyucu krem’ üçlüsünü öneren Acıbadem Maslak Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sedef Şahin, şu uyarılarda bulundu:”Güneşten korunmak için yaz aylarında saat 11 ile 15 arasında güneşten korunmasız dolaşılmamalı, plajda bulunulmamalı ve denize girilmemelidir. Mutlaka koruyucu özellikte geniş kenarlı şapka, kenarları kapalı koyu renk gözlük kullanılmalı, dışarıda bulunmak zorunlu ise gölgede oturulmalı ve uygun giysilerle vücut korunmalıdır. Bu önlemlere rağmen bir miktar güneşe maruz kalınması kaçınılmazdır. Güneş ışınları sudan, kumdan ve kardan yansıyabilmekte ve bulutlu havalarda dahi yeryüzüne ulaşarak deri rahatsızlıklarına neden olabilmektedir. Bu nedenlerle ek korunma önlemlerinin yanı sıra, güneşten koruyucu kremlerin kullanımı önem taşımaktadır. Güneşten koruyucu kremlerin düzenli kullanılması ile deri kanserleri azalma göstermektedir. Bu kremler ayrıca en önemli “anti-aging” kozmetiklerdir.”

ÜRÜN MARKET

Şeffaf tenler
Giorgio Armani’nin yeni sezon makyajında yer alan fondötenleri şeffaf tonlarıyla ciltte adeta ikinci tenler yaratıyor. En hafiften en yoğun renklere sahip renk yelpazesinde gün boyunca güneşin doğuşundan batışına kadar ışığın nüanslarından ilham alınmış.
Formülündeki pigmentlerin kusursuz bileşimi cildin doğal rengini ortaya çıkarıyor ve gün ışığını mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Sonuçta ortaya çıkan şeffaf makyaj cilt yüzeyinde oluşturduğu dokuyla makyaj renklerinin de belirgin bir şekilde ortaya çıkması için zemin hazırlıyor. Giorgio Armani Face Fabric’in farklı cilt tipleri için üç değişik renk kombinasyonu bulunuyor.

Bahar hediyesi
Baharın tazeliğini DKNY Be Delicious Fresh Blossom ile hissedin... Tekin Acar Cosmetics Mağazaları’na özel, DKNY Be Delicious 100 ml. parfüm alışverişlerinizde DKNY Delicious serisinin yeni üyesi Fresh Blossom 30 ml. parfüm hediye ediliyor.
Yazarın Tüm Yazıları