Serdar Turgut: Özel hayat tartışması






Serdar TURGUT
Haberin Devamı

TÜRKİYE'de Tarkan'ın cinsel tercihi ve özel yaşamına müdahale şeklinde yorumlanabilecek gelişmeler tartışılırken...

Amerika'da da son derece ciddi ve gün geçtikçe önem kazanan bir başka benzer tartışma yaşanmakta.

Türkiye'de tartışılan konunun tarafı olan insanların Amerika'da olan biteni de yakından takip etmelerinde yarar var.

Çünkü o olay da hem çok önemli, hem de Türkiye'de bazı meselelere nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda ciddi ipuçları da içeriyor.

***

Olayın aslına geçmeden önce biraz tarihi bilgi vermek gerekiyor.

Andrew Sullivan ‘‘The New Republic’’ adlı, entelektüel çevrelerde son derece saygın olarak biinen derginin editörü ve aynı zamanda New York Times'ın sayfalarında sık sık yazıları çıkan bir önemli düşünürdür.

Kendisi eşcinseldir ve kamuoyuna açıklamış olduğu için de bilmekteyiz ki AIDS hastasıdır.

AIDS virüsü bulaşmış bir eşcinsel düşünür olarak hayatı nasıl yaşayabileceği konusunda teorik fikirlerini kitap haline de getirmiştir Sullivan.

Muhafazakár bir düşünürdür kendisi ve eşcinsellerin evlilik veya en azından tek bir seks arkadaşı ile uzun süreli, aşk ilişkisine dayalı beraberlikler kurmasını da savunmuştur geçmişte.

***

Doğal olarak onun bu görüşleri hem eşcinsel gruplar arasında hem de seksüel tercihleri farklı olan düşünürler arasında büyük tartışmalara neden olmuştur.

Sullivan'a önemli entelektüel savaşlar açılmıştır. Bunlardan bir tanesi Sullivan'ın AIDS virüsünün getirdiği zorlamalara yenik düşerek tek eşli yaşamı savunduğunu söyleyen ve eşcinsellerin muhafazakár toplumun tek eşlilik dayatmasını kabul etmesinin doğal olmadığını söyleyen gruptur.

Eşcinselliğin yakın tarihine bakılırsa özellikle Batı'da AIDS salgınıyla birlikte yeni tanışılan insanlarla tek gecelik zincirleme ilişkiler dönemi uzunca bir süre askıya alınmış, ancak bir süre önce de ilginç bir yeni gelişme yaşanmıştır.

AIDS virüsü taşıyanların birbirleri arasında korumasız ve sık ilişki kurmalarını savunan bir grup da ortaya çıkmış ve hayli de taraftar toplamıştır.

Burada temel düşünce gayet tabii ki zaten virüsü taşımakta olanların artık korunmadan seksüel yaşamlarını istedikleri gibi, korkmadan sürdürme imkánını yakalamış olmalarıdır.

***

Michelangelo Signorile de eşcinseller tarafından iyi tanınan ve fikirleri saygın bir başka düşünürdür.

Sullivan ile bu kişi arasında uzun dönemden bu yana önemli teorik anlaşmazlıklar vardır ve aralarında son derece ciddi, ateşli tartışmalar da yaşanmıştır.

Ancak Signorile bundan bir hafta kadar önce bir uzun yazı yazarak hem tartışmaları yepyeni bir platforma çekti, hem de ABD'de entelektüel fırtına yarattı.

Signorile ‘‘LGNY’’ adlı, New York'ta yayınlanmakta olan eşcinsel dergisine yazdığı yazıda, American Online adlı internet portalının seksüel ilişki arama bölümünde, eşcinsellerle ilgili alt bölümde ilan vererek seks arayanlardan bir tanesinin Andrew Sullivan olduğunun tespit edildiğini açıkladı.

Andrew Sullivan, verdiği ilanda AIDS virüsü taşımakta olan eşcinsellerle korumasız seks yapmak istediğini söylüyordu.

Bu konu açıklanınca Sullivan hem bu ilanı verdiğini doğruladı, hem de ilanı aynı gün geri çekti. Sonra da büyük tartışma başladı.

Tahmin edeceğiniz gibi Sullivan ve onun tarafını tutanlar, bu tür bir açıklamanın özel yaşama müdahale olduğunu, buna her düşünen insanın kayıtsız şartsız karşı çıkması gerektiğini söylüyorlar.

Michelangelo Signorile ve onun tarafını tutanlar ise burada söz konusu olan şeyin özel yaşama müdahale değil, yazıları ve konuşmalarıyla tek eşli, muhafazakár bir yaşamı savunan bir kişinin özel yaşamında bu savunduğu ilkelerin tamamen tersini yapmasının altında yatan ikiyüzlülüğü açığa çıkarmak olduğunu, başka bir insan olsaydı böyle bir ifşaatı katiyen yapmayı düşünmeyeceklerini, ancak bu kez içinde bulunulan durumun böylesine bir tavır almayı gerektirdiğini söylüyorlar.

Tartışma gayet tabii ki sadece eşcinseller değil seksüel tercihleriyle kamuoyuna açık yaşamını birbirinden ayırmayı tercih eden herkesi de çok yakından ilgilendiriyor.

Görülebileceği üzere meselenin Türkiye'deki tartışmayla da aynı zamana denk gelmesi ilginç bir tesadüf.

Önemli bir tartışma ve imkánı olan herkesin mesele üzerinde ABD'de şu anda yapılmasına çalışıldığı gibi biraz daha teorik düşünmeye çalışması bence çok da hayırlı olacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları