Serdar Turgut: Milletimden özür diliyorum

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Önceki gün bizim İbo ile öğle yemeğine gittik.

İbo 20 küsur yıllık arkadaşımdır.

Lokantada ben ne yiyeceğimi biliyordum.

İbo'ya, ‘‘Lan Kürt, sen ne yiyeceksin, karar verdin mi’’ dedim.

* * *

Laf ağzımdan çıkar çıkmaz kafamdan aşağıya kaynar su yemiş gibi oldum.

Gerçi daha genç yaşlarda da onu Kürt olarak çağırırdım, ama neredeyse 10 yıldır filan bu lafı ağzıma almamıştım.

Birden bir panik atağı oldu.

Ellerim titremeye, avucumun içi terlemeye başladı. Ektra sistol da oldu.

Korku içinde etrafa baktım, yan masalarda ajan, ajan provokatör veya muhbir filan oturuyor mu diye.

Gerçi hepsi benimle ilgilenmiyorlarmış gibi yemeklerini yiyorlardı ama bu beni kandırmadı, çünkü vatanını seven bir muhbirin bu gibi durumlarda görevini tam yapmak için son derece profesyonel hareket edebileceğini biliyordum.

* * *

Özür dilemem, hatamı affettirmek için yeterli olmayacak biliyorum, çünkü bazı şeylerin affedilebilmesi mümkün değildir.

Ancak bizim İbrahim'e o gün Kürt dediğim için ben yine de...

Tüm vatandaşlardan...

Hükümetten...

Devletin önde gelen büyüklerinden...

Yavru vatan Kıbrıs'taki vatandaşlarımızdan...

Türki cumhuriyetlerde yaşayan Türkler'den...

Acar Devleti'nin üst düzey yöneticilerinden...

Milli Güvenlik Kurulu Sekreteryası'ndan...

Almanya ve diğer ülkelerde yaşamak zorunda kalan gurbetçi vatandaşlarımızdan...

Derin devletten...

Bütün medya kuruluşlarının üst düzey yetkililerinden...

Binlerce, yüz binlerce kez özür diliyorum.

Beni ne olur affedin, bir kez olsun abilik gösterin de kabahatimin kusuruna bakmayın... Yalvarıyorum...

* * *

Ah ne yaptım ben ahhhhhhhh.

Ağzım çarpılsaydı da bu kelimeyi söylemeseydim.

‘‘Lulululu lululu lulululululuuuuuuu...

Amanin amanin amanin looo...

Oyoyoyoyoyoy aman yandım ayyyyy...’’

(Önemli not: Yazarımız bu garip sesleri çıkarırken iki dizini sürekli dövmekte ve arada bir de başını iki eli arasına alarak öne arkaya hızla sallanmaktadır. Olayı gözlerinin önüne getirmeye çalışan okuyucularımıza önemle duyurulur-Hürriyet Gazetesi üst düzey yönetimi.)

* * *

Vallahi kabahat bende değil, şu liberal takıyyeci Mesut Yılmaz'da.

Adam durup dururken demokrat olmaya karar verdi aniden.

Ortam müsait ya, ilk o fırladı ortaya demokrat olarak...

Ben de ona kandım, kendimi bilmez hale geldim, arkadaşıma öyle hitap ediverdim o gün işte.

Beni Mesut Yılmaz yaktı, yoksa ben devletimi-milletimi sinirlendirecek şeyleri söyleyecek adam mıyım be!

Milli takım gol attığında nasıl da sevinip ayağı fırlıyorum, bunu görseniz zaten milliyetçiliğimden ve vatan sevgimden kuşku duymazsınız.

‘‘Lulululu lulululu lululululuuuuu...

Amanin amanin amanin loooo...

Oyoyoyoyoyoyoy aman yandım ayyyyy...

Yaktın beni Mesut oyyy...

Boyun devrilsin İbo oyyyyy...’’

* * *

Sevgili okurlar...

AGORA elektronik dergimizin dördüncü sayısını da dün yayına soktuk.

Şimdilik her gün yeni içerikle çıkmıyoruz, çünkü hem sayfaya koyduğumuz kaliteli yazıları bir günde harcamak istemiyoruz, hem de her gün yeni sayfa yapacağız diye belirli bir kalitenin altına da düşmeyi gönlümüz istemiyor.

Gerçi bugüne kadar okurlardan büyük destek aldık AGORA için. Eleştirilerinizi ve daha da önemlisi yazılarınızı bekliyoruz.

Son sayımızda ‘‘Amerikan Sapığı'ndan Fight Club'a (21'inci yüzyıl bireyinin yeraltı notları), Murathan Mungan Ne Yapmak İstiyor (Doğduğum Yüzyıla Veda'nın Çağrıştırdıkları), Savaşın İnsanlığa Yararları (İkinci Dünya Savaşı'na farklı bir bakış), Evlenilebilecek Erkekler, Trendi Yakalayın (Millennium Şıklığının İpuçları), Saat 12: Buket Uzuner'e Nazire, astroloji yazısı, gündelik iç ve dış basın değerlendirmesi ve okuyucu mektupları’’ yer alıyor.

Hepinizi AGORA'ya bekliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları