Şerafettin Elçi ve Kürt sorunu

MERHUM Şerafettin Elçi ile 12 Eylül döneminde Dil Okulu denilen askeri tutukevinde tanıştım. O Kürt milliyetçisi, ben Türk milliyetçisi, ilişkilerimiz çok soğuktu. Zaten kısa bir süre sonra ben Mamak Askeri Cezaevi’ne nakledildim, uzun süre temasımız olmadı.

Haberin Devamı

PKK terörünün büyümesiyle, şiddete karşı olan Kürt aydınlarının düzenlediği panellerde tekrar karşılaştık. Bu defa ilişkilerimiz eskisi gibi soğuk değildi.
Kızı Zerin’in CNN Türk’te çalışmasını “bir dene, bak” diyerek benden rica ettiğinde hemen kabul ettim. İyi dil bilen elemana ihtiyacımız da vardı. Kısa sürede sevgili Zerin çok başarılı bir haberci oldu.
Elçi’nin iki damadı da Türk’tür.

2007 SEÇİMLERİNDE

Merhum Elçi’nin PKK tarafından ölüm tehditlerine maruz kaldığı dönemler oldu, bölgede demokratik bir Kürt partisinin gelişmesini engellemek için.
2007 seçimlerinde DTP’den milletvekilliği teklifi aldığında, Elçi fikrimi sordu... “Biraz kalabalıkça girip etkileyebilirseniz iyi ama sanmıyorum” diyerek olumsuz düşündüğümü söyledim. Sonra kendisi ve çevresi de uygun görmedi, adaylığı kabul etmedi. 2011’deki adaylığında bir görüşmemiz olmadı. Seçildi, Meclis’e girdi. Keşke daha çok Şerafettin’ler olsaydı bu takımın içinde.
Elçi, PKK’nın “üniter devlet içinde” diye konuştuğu eski yıllarda da federasyonu savundu ve her şart altında şiddete karşı çıktı.
Ölümünün yarattığı yaygın üzüntünün sebebi, kişiliğine duyulan saygıdan başka, eğer yeniden bir barışçı metotlar arayışına girilirse, Şerafettin Bey’in bunda gerçekten rol oynayabilecek bir insan olmasıdır.

Haberin Devamı

ELÇİ’NİN PARTİSİ

Elçi’nin Demokratik Kitle Partisi, DKP, Barzani’nin KDP’sine benzer bir partiydi. Amacı “iki ulus” ve “federasyon”du. Anayasa Mahkemesi, DKP’nin bu “amacını” Anayasa’ya aykırı bularak kapattı; yıl 1999, Karar No: 1991/1.
Kararda kapatmaya katılmayıp karşı oy yazan beş üyeden ikisi çok tanıdık isimlerdir; Ahmet Necdet Sezer ve Haşim Kılıç.
O zaman ben de partinin kapatılmaması için yazılar yazmıştım.
Aradan on yıl geçti, “iki ulus” ve “federasyon” amacını daha köşeli olarak savunan Hak-Par adlı partinin kapatılmasını Anayasa Mahkemesi kabul etmedi! Bu içtihat değişikliği çok önemlidir: Mahkeme’ye göre Hak-Par’ın amacı Anayasa’ya aykırıydı ama “söz konusu amaçları gerçekleştirmek için Anayasa dışı bir yöntemi uygulayacağına ilişkin herhangi bir kanıt” görülmediğinden Hak-Par kapatılmadı. Karar No: 2008/1.
Kapatma yanlısı üyeler, Anayasa’nın öngördüğü üçte iki çoğunluğa ulaşmamıştı.
Bu “amaç” ve “yöntem” ayrımına dikkatinizi çekerim.

Haberin Devamı

TERÖR OLMASAYDI

Bugün Kürt sorununun “demokratik yöntemler”le çözülemeyişinin temel sebebi, “silahlı yöntemler”le çalışan terör örgütünün Kürt hareketini totaliter baskı altında tutmasıdır! Demokratik usulleri benimseyen bir veya birkaç Kürt partisi önceden kurulup bu tabanı tutmuş olsaydı, çözüm çok kolay olurdu. Şimdi, keşke demeyelim mi, şiddeti reddeden Kürt partileri çok önceden kapatılmasaydı da sosyolojik tabana sahip siyasi Kürt hareketi terör örgütünün totaliter tekeli altında kalmasaydı... Bu kadar iç içe geçmiş, evlenmiş, karışmış toplumlar konuşa konuşa ve aralarına çizgi çekmeden bir çözüm bulabilirdi elbette. Araya kan girmesi çözümü çok zorlaştırıyor.
Bu fark edildiği için, kansız bir çözüm dendiğinde akla gelen ilk birkaç isimden biriydi Şerafettin Bey; kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.
Bu fark edişin tek taraflı kalmayıp Şerafettin Bey’in şiddeti reddetmesinin BDP camiasında da karşılık bulmasını temenni ediyorum.

Yazarın Tüm Yazıları