Semih Saygıner ve Tümer’in Klepsi

MAÇIN İlk yarısında Tümer’in asistiyle gelen Tuncay’ın golü muhteşemdi.

Tuncay’ın, krampona kafasını uzatarak attığı gol bir yana, Tümer’in asisti, bilardoda bir vuruş tekniği ismi olan ’Klepsi’ andırıyordu. Dünya şampiyonu bilardocumuz Semih Saygıner’in sıkça kullandığı bu vuruş tekniği, Tümer’in ayağından, futbol topuyla da oluyormuş meğer. Maçın tamamında çok etkili olan Tümer’e tebrikler.

Türk hakemi Yakalar!

KARŞILAŞMA boyunca bana göre en az üç pozisyonda sarı kart gösterilmesi gerekliydi. Formayı arkadan çekmek, kasti olarak elle topun yönünü değiştirmek ve arkadan rakibe topla alakasız olarak vurarak düşürmek... Tüm bu saydıklarım sanırım UEFA’nın belirlediği kurallar çerçevesinde sarı kartı gerektiriyor. Ancak karşılaşmanın yan hakemleri de dahil olmak üzere, ne hakemi ne de yardımcı hakemi, Gençlerbirliği futbolcularının yaptığı bu pozisyonları görmediler ya da göremediler. Hele Semih’in düşürülmesine ne demek lazım? Onu da size bırakıyorum. Oysa 60. dakikada oyuna giren Gençlerbirliği futbolcusunu hemen yakaladılar. Futbolcu, formasının içindeki kolyeyi çıkartmak zorunda kaldı. Eee kolay mı? Türk hakemi yakalar elbet.

Cavcav’a

GENÇLERBİRLİĞİ’nin sivri açıklamaları ve el hareketleriyle tanınan başkanı İlhan Cavcav, Fenerbahçe maçı öncesi hafta arasında yaptığı açıklamada "Benim Fenerbahçe’yle ilgili sorunum yok" demişti. Nasıl bir serum olabilir ki? Fenerbahçe’yi bölücülükle suçlayıp ve terör örgütüne benzetip, hem de ’benim bir sorunum yok’ diyerek barış çubuğu uzatıyor. Konumunun ve temsil ettiği kurumun isminin altında, böyle geçmişteki gibi patavatsızca cümleler kullananlar, günün sonunda çark ediyorlar ve durumu düzeltmeye çalışıyorlar. Ama Fenerbahçe, Cavcav’ın o sözlerini unutmayacaktır. Ayrıca burası Türkiye. Bu tip söylemlerle, futboldaki anarşiyi destekleyenlere bakıyorsunuz. Hala pişkin pişkin koltuklarında oturup, sözüm ona futbolun geleceği için çözüm arıyorlar.

Alex’in dişlerini gördük

DAUM
döneminde göremediğimiz birçok şeyi, Zico döneminde görmeye başladık nihayet. Örneğin Alex’in golden sonra tek başına her zaman koştuğu tribüne giderek, gol sevinci yaşadığını ya da golden sonra fazla tezahürat yapmadan orta sahaya döndüğünü görürdük. Dünkü maçta Alex’in Tümer’le ve diğer futbolcularla sarmaş dolaş olduğunu, gol sevincini doyasıya yaşadığını ve hatta gülerken dişlerini bile gördük. Her şeyi paylaşmak, takım olmak işte böyle bir şey...

Maçın 3 Adamı

Tümer Can Arat Alex
Yazarın Tüm Yazıları