Semerkant'ta mutlu bir gün

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

SEMERKANT

Bugün (dün) burada, bu çok eski Türk kentinde yaşadığımız olayın on yıl önce hayalini bile kuramazdık.

Bu mutlu olay da gösteriyor ki Türkiye hızla bir dünya devleti olma yolunda.

Gerek Avrupa'da, gerek komşumuz Yunanistan'da bize karşı kabaran kıskançlık ve öfkenin arkasında yatan en önemli neden de bu olsa gerek.

Evet on yıl önce biri çıkıp da ‘‘Bir gün bir Türk firması Orta Asya'nın göbeğinde, Özbekistan'ın Semerkant Kenti'nde minibüs, midibüs ve hafif kamyon üreten dev bir fabrika kuracak’’ deseydi güler geçerdim.

Türkiye bütün tuzaklara karşın hızlı ekonomik yükselişini sürdürüyor.

Yaşadığımız bu mutlu olayı biraz anlatmaya çalışalım.

Özbekistan, Orta Asya'da bir Türk cumhuriyeti.

Semerkant hem bu ülkenin, hem de Orta Asya'nın en eski kentlerinden biri.

Yıllarca Türkler'in egemenliğinde kalmış, Timurlenk'in başkenti olmuş.

Kent, Timur döneminde İslam mimarisinin en güzel örneklerini oluşturan binalarla donatılmış.

İki ülkenin cumhurbaşkanları Demirel ve Kerimov tarafından açılışı yapılan fabrikanın temeli 1996'da atılmış.

Sanırım Cumhurbaşkanı Demirel'in yaşamında kestiği en anlamlı kurdele bu oldu.

Düşünün, Türkiye Orta Asya'da bir otomobil fabrikası kuruyor. Burada üretilecek ticari araçlar bölge ülkelerine satılacak.

Bunun gururunu yaşamamak mümkün mü?

* * *

65 milyon dolara mal olan fabrikada ilk planda yılda 5 bin araç üretilecek.

Fabrikayı kuran şirkete ‘‘Koç grubu’’ ile Özbekistan'ın devlet kuruluşu olan ‘‘Uzauto’’ yarı yarıya ortak.

Görkemli açılışta önümüzdeki 5 yıl içinde bu tip yatırımların hızla çoğalacağını, Türkiye'nin bölgedeki ekonomik ağırlığının da giderek artacağını görmemek olanaksız.

Rusya'da, Kafkasya'da, Orta Asya cumhuriyetlerinde, Balkanlar'da Türkiye ciddi bir ekonomik güç haline geldi.

Kısa zamanda da bu güç Batı'ya doğru yayılacak.

Yunanistan'ın ve Avrupa ülkelerinin telaşı da bundan kaynaklanıyor.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin dışında tutulma çabalarının arkasında yatan gerçek neden de bu.

Ama dinamik, kazanma ve büyüme hırsıyla dolu genç nüfusa sahip olan Türkiye'nin önünü kesmenin olanaksız olduğu da ortada.

Yaşlı nüfusu, doyuma ulaşmış insanlarıyla Avrupa'nın yeni atılımlara girme şansı her geçen gün azalıyor.

Türkiye ise elinde tuttuğu bir sürü avantajla dünya ekonomisinde yükselen bir güç.

Bunun kanıtı, Türk girişimcisinin bölgedeki yatırımları ve kurduğu ticari şirketler.

* * *

Fabrikayı gezerken ulaşılan standardın Avrupa değil, Amerika düzeyinde olduğunu hemen fark ediyor insan.

Buradaki mükemmeliyetin yüzde yüzünü Türk ortağın yarattığı da anlaşılıyor.

Daha da önemlisi, fabrikanın ‘‘Otoyol’’ lisansıyla üretim yapacak olması.

Yani fabrikadan çıkacak ticari araçlar Türk damgası taşıyacak.

Bu gurur verici gerçekleri yaşayınca başka gerçekler de akla geliyor.

18 Nisan seçimlerinde sandıkta Türkiye'yi sorunsuz şekilde 5 yıl yönetecek bir istikrarı yakalayabilmenin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

Bunu Türkiye için başarmalıyız.

Çok değil kısacık bir beş yıl lazım Türkiye'ye...

O zaman önümüzdeki çok büyük hedeflere kolayca ulaşabiliriz.



Yazarın Tüm Yazıları