Selanik’te ilkbahar

Kaderin cilvesi; “Selanik’te Sonbahar”ın yayınlanacağı hafta yine Selanik’teyim. Yunanca’ya çevrilen “Yolda Üç Kişi” hakkında konuşacağım.

Haberin Devamı

Makedonya çiçeği burnunda bir baharın keyfini sürüyor. Bisikletli bir kadın geçiyor önümden, rıhtıma doğru. “Nirvana” tişörtlü iki genç, hızlı geçmiş cumartesi gecesinin ardından mahmur.
Geçen yıl bu vakitler, roman için araştırma yapmaya gelmiştim Selanik’e. Aklımda yıllardır kurtulamadığım bir hikâye ve onun kahramanları.
Ama henüz Latife o vapura binip babasının hayaletiyle adaya gitmemişti. Atilla da Paris’teki otelin lobisinde Fikriye’yle tanışmamıştı.
Şimdiyse daha siz okumadan geçmişten bir yaprağa dönüştüler bile.
Hayalimde onları son kez toplayıp veda yemeği verdim.
Beraber geçirdiğimiz yılın dedikodusunu yaptık biraz, biraz da insanların kitap hakkında ne düşüneceğini tahmin etmeye çalıştık.
“Merak etme, meramını anlayacaklardır” dedi Fikriye, düşünceli olduğumu görünce: “Bu dünyada hâlâ egoizme teslim olmamış insanlar var. Onlara bir şey ifade edecektir.”
Atilla’nınsa şakacılığı üzerindeydi: “Üstat, romantizme ve tüm demode duygulara kaldırıyorum kadehimi!”
Kadehimi Atilla’nın esprisine kaldırdım: Şu çılgın dünyada onları yazarak kendime bir oksijen çadırı kurmuştum. Şimdiyse yavaş yavaş birer yabancıya dönüşüyorlardı.
Birazdan helalleşecek ve yaşadıkları paralel evrene doğru, dönüşsüz bir yolculuğa çıkacaklardı. Roman da çoğunu tanımadığım insanlara doğru çıkacaktı yolculuğuna.
Öğrenci yurtlarında, kampüslerde, Anadolu’nun evlerinde, çılgınlığın dışında kalmayı bilen azınlığın kalbinde kendi hayatına başlayacaktı.
Asla bilemeyeceğim, takip edemeyeceğim, ne olduğunu kestiremeyeceğim gizemli hayatına...
Bense bu Selanik baharında ele güne karşı yalnız kalacaktım. Aklımda Anadolu’nun öyküleri ve Enis Batur’un dizesi: “Yazdım ve kurtuldum, bir sonrakine kıskıvrak.”

Haberin Devamı

Formula 1 gitmemeli

Formula 1’in İstanbul ayağı başladığında sevinmiştik: Krizden yeni yeni sıyrılmaya çalışan ekonomimiz için iyiye işaretti.
Koskoca organizasyonun geleceğine güvenilmeyen bir ülkeye gelecek hali yoktu ne de olsa.
Aradan 6 yıl geçti ve şimdi İstanbul ayağının iptalinden bahsediliyor. Sebep, fazla ilgi olmaması.
Spora bayılan bir millet olmadığımız sır değil; yine de hükümet Formula 1’in gitmemesi için elinden geleni yapmalı.
Arabalar pistte vınlayarak döndükçe her şeyin yolunda olduğu hissine kapılıyoruz.
Sadece biz değil, yabancı yatırımcılar da öyle. Yani katma değeri sadece maddi değil, aynı zamanda psikolojik de.

Haberin Devamı

İncir  Çekirdeği

Şeytan, empatinin yokluğudur.

Yazarın Tüm Yazıları