Sedat Ergin: Türkiye'nin tacize bakışı

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

TÜRK kamuoyu, yaklaşık iki haftadır aktör Kadir İnanır'ın aynı dizide rol aldığı Buket Saygı adındaki genç bir kadın oyuncuya cep telefonu üzerinden gönderdiği bir mesajla başlayan tartışmayı izlemekle meşgul.

Konuyla ilgili olarak günlerdir sürdürülen tartışmaların içeriği ve medyanın konuya eğiliş şekli, Türk toplumunun ruh halini anlamak, topluma hákim olan ölçüsüzlüğü gözlemek bakımından ibret verici bir görüntü oluşturuyor.

Bu ‘‘örnek olay’’ın düşündürücü pek çok yönü var.

Bunların başında, tacize uğradığına inanan Buket Saygı'nın içine düştüğü büyük yalnızlık geliyor.

Herhangi bir Batı ülkesinde olsa, anında şiddetli tepki görecek bir olay Türkiye'de meydana geldiğinde genel bir tepkisizlikle karşılanıyor.

Bu olayda da, kamuoyunda çoğunluğu kadın olmak üzere az sayıda köşe yazarı dışında bir tepki ortaya konmadı. Olay, bir magazin haberi muamelesi gördü.

Buradaki başlıca sorun, Türkiye'de erkeklerin cephesinden bakıldığında tacizin belli ölçülerde meşru görülen bir fiil olmasından kaynaklanıyor.

Türkiye'de hangi davranışın taciz kategorisine girdiği, hangisinin girmediğini belirleyen sınır oldukça geniş tutuluyor.

Batı'da, örneğin bir işyerinde gerçekleştirildiği takdirde açıkça mahkûmiyet ya da işten atılmayı gerektirecek bir taciz davranışı, Türkiye'de bir işyerinde pekálá masum bir ‘‘asılma’’ hareketi ya da şaka olarak takdim edilebiliyor, algılanabiliyor.

Erkeğin tacizi, genel olarak yaptırım gören bir davranış değil. Tacize uğrayan kadın da çoğunluk sineye çekmeyi tercih ediyor.

Bunun altında, erkeği kadının mutlak üstünde gören Şark'a özgü bir erkeklik anlayışının Türk toplumunda egemen olması ve bunun kadınlar cephesinde belli ölçülerde kabullenilmiş olması yatıyor.

Ayrıca egemen erkek kültüründe maço olmak, hoyrat davranmak erkekçe davranışın gereği zannedilince, bu üstünlüğün kadınlara yansıtılma ya da dayatılma şekli daha da çirkinleşiyor.

Sonuçta, erkek, kendini üstün gördüğü ve yaptırıma uğramayacağını bildiği içindir ki tacizde bulunuyor, üstelik bunu doğal ve meşru görüyor.

Kadınlar seslerini çıkarmadığı ve toplumda geçerli olan erkek üstünlüğünü dengeleyemedikleri sürece bu durumun değişmesini beklememek gerekir.

Nitekim, son olayda düşündürücü olan bir nokta, Buket Saygı ile dayanışmaya girmesi beklenen kadın örgütlerinin genellikle sessiz kalmasıydı.

Olayın düşündürücü bir yönü daha vardı. O da, toplumun bu tartışmaları daha çok bir eğlence vesilesi olarak görmesiydi.

Kadir İnanır'ın Buket Saygı'nın nişanlısı şarkıcı Çelik'e verdiği küfürlü bir yanıt, Kadir İnanır'a destek çıkan dizideki diğer kızların açıklamaları, motivasyon esprileri, vs...

Çoğumuz, büyük bir arenada dövüşen gladyatörleri kendilerinden geçerek izleyen eski Romalılar gibi seyrettik bu olayı.

Buket Saygı'nın sesi de o arenanın tribünlerinden yükselen vahşi bağırışlar içinde kaybolup gitti.

Yazarın Tüm Yazıları