Sedat Ergin: Demirel ve Emlakbank kararnamesi

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Ecevit hükümetinin Emlak Bankası Genel Müdürü Erdin Arı'yı görevden alma talebi konusunda ilk kez dün konuşuyor. ‘‘Genellikle seçime 15 gün kala üst düzey kamu görevlileri arasında değişiklik yapılmasını pek istemeyiz. Bu genel prensiptir. Bu tür tayinler genellikle yeni hükümete bırakılır’’ diye söze giriyor.

Cumhurbaşkanı, genel ilkeyi kayda geçirdikten sonra ‘‘Ama bunun istisnaları da olur...’’ diyerek kapıyı aralıyor:

‘‘Gelen taleplere burası bakar, değiştirme sebepleri içerisinde ciddiyet görürse, o zaman seçim ya da yeni hükümeti beklemez, onaylar burası...’’

* * *

Başbakan Yardımcısı Hikmet Uluğbay, Arı'nın görevden alınması ve yerine Sermaye Piyasası Kurulu eski Başkanı Ali İhsan Karacan'ın atanmasına ilişkin kararnameyi 13 Mart tarihinde Washington'dan döndükten hemen sonra işleme sokmuş, ancak kararname 18 Mart günü Çankaya'dan geri dönmüştü.

Demirel'e göre, kararnamenin dönmesi ile incelemeye alınması arasında büyük fark yok:

‘‘Bir kararname geldiği zaman ‘neden alıyorsunuz, şunları, şu bilgileri de verin' gibi gerekçelerle geri gönderilebilir. Diğer taraf ısrar ederse şu sebepler var diye, burası tekrar bakar ona.’’

Cumhurbaşkanı’nın sözleri, Arı'nın durumu konusunda Çankaya ile hükümet kanadı arasında bir trafiğin yaşandığını doğruluyor.

Uluğbay'ın bu tasarrufunun ardında, Erdin Arı hakkında gerek banka, gerek Emlak Menkul Değerler üzerinden bazı şirketlere açılan kredilerde usulsüzlük yapıldığı yolundaki resmi müfettiş raporları rol oynuyor.

Arı'nın müktesebatının genel müdürlüğe atanmasına yeterli olmadığı, atamanın hukuken hatalı olduğu da rapordaki saptamalar arasında.

Bu raporlar geçen dönemde de gündeme getirilmiş, ancak ANAP-DSP-DTP koalisyonunun Emlakbank'tan sorumlu DTP kanadı, Erdin Arı'ya kuvvetle sahip çıkmıştı.

DTP'nin sumen altı ettiği raporları DSP'li Uluğbay tarafından hemen işleme kondu.

* * *

Cumhurbaşkanı, Arı hakkındaki raporları nasıl değerlendiriyor? Demirel'in yanıtı:

‘‘Bu, müfettiş raporundaki iddiaların ciddiyetine de bağlı. Gerçi burası mahkeme değil, ama herkes hakkında müfettiş raporu var diye idareyi allak bullak etmenin anlamı yoktur. Çoğu kez müfettiş raporlarında kötü niyet, suç teşkil edecek şeyler olmayabilir, ama usulü birtakım şeyler olabilir. Usul hatalarından dolayı herkesi kırıp geçirmenin manası yoktur.’’

Demirel, ardından ekliyor:

‘‘Ben bunu bu vaka için söylemiyorum. Bu hadise benim önüme dün geldi. Ben de ‘Bakın, nedir durum' dedim. Araya bayram girdi zaten. Bayramdan sonra bu zat hakkındaki iddialara bakılacak, ondan sonra karar verilecek.’’

Hükümet çevreleri ise Ali İhsan Karacan dışındaki bir isimle kararname pürüzünün aşılabileceği beklentisini taşıyor.

Hükümetten gelen duyumlar, Köşk’ün Karacan ismine itiraz etiğine işaret ediyor.



Yazarın Tüm Yazıları