Savaşın düşünsel boyutu ve Türkiye

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Hasan Muratlı Paşa'yı 32 yıl önce tanıdım. Erzurum Kandilli'de 6. Zırhlı Tugay'da topçu zabitiydi. Geçen ağustos, Kolordu Komutanlığı'ndan emekliye ayrıldı. Dolu dolu 37 yıl...

Hasan Paşa, yılbaşında TSK Güçlendirme Vakfı Genel Müdürü olarak göreve başladı. Dün NTV'de, ‘‘Savaşın entelektüel boyutu ve savaş hazırlıklarına halk desteği’’ konularını işledik. Biz entelektüel boyutu konuşurken, bazı enteller çok bozulmuştur! Hasan Paşa derya deniz; sert görünüşü ateşlenen füzeyi andırıyor, ama kalbi melek. Mayası sağlam; Atatürk ve vatan sevdası. 'ABD'nin Körfez'deki konumu' için şu değerlendirmeyi yaptı:

‘‘Burası dünyanın en dağınık merkezi. Yani, üstün güç dediğimiz ABD buraya 1980'lerden beri büyük önem veriyor. Bölgede 'mutlak güç' olduğunu her olayda, karşısına kim çıkarsa çıksın kanıtlamak istiyor. Yani petrole, petrol geçen yollara egemen olunca dünyayı kontrol eden mutlak güçtür.’’

* * *

Hasan Paşa, 'Irak ve Saddam'ın konumu' için de şöyle diyor:

‘‘Bazı insanlar bu dünyaya kendi ülkelerini heyecanlandırıp yönlendirmek için gelirler. Bunlara 'gönül çelen' de diyebiliriz. Gönül çelenler yanlış yaparsa, sonuç felakettir. Mustafa Kemal Atatürk de bizim gönlümüzü çeldi. Ama mutlu, bağımsız ve özgür bir Türkiye bıraktı. Hitler de gönül çelendi, felaket getirdi. Saddam ona benziyor. Dünyanın gerçeğini kavrayamamış.’’

Nedir dünyanın gerçeği? Hasan Paşa'nın yanıtı çarpıcı:

‘‘Bugün dünyanın temel gerçeklerinden biri demokrasidir. Bunu kavrasaydı durum başka türlü olurdu. Eldekini dengeleyememesi de büyük zaafiyet.’’

Türkiye'nin dört yanı ateş çemberi. Paşaya, ‘‘Orman yangını gibi, bir kıvılcım sıçrasa her tarafı yanacak’’ deyince şu yorumu yaptı:

‘‘Türk'ün çevresi tarih boyunca açık olmuş. Orhun Kitabeleri'nde, 'Başa geçtim, yurdun her yanı düşmanla çevrili' diyor. Bu topraklar, kültürlerin birbirleri ile temas noktası. Dünya ölçüsünde ulusal çıkarların çatıştığı yerdeyiz. Türkiye'nin konumu, zayıf olduğu dönemlerde zaafiyetini, güçlü olduğu dönemde gücünü artırır. 21. yüzyılda ulusal gücümüz artmalıdır.’’

* * *

Ulusal güç, salt asker sayısı anlamına gelmiyor. Paşa'yı dinliyoruz:

‘‘Yumurta misali vardır. Dış kabuk, ülkenin askeri gücü, içindeki zar psikolojik güç. Yumurtanın akı en fazla olanı ve bu ekonomik güçtür. İçte sarı var, yani siyasi güç. Bu güçlerin yoğurulduğu hamur ulusal güçtür.’’

Halkın savaş hazırlıklarına, Hasan Paşa nefis örnekler verdi:

‘‘Vakıfta görev aldığımda, Orgeneral Çevik Bir Paşa tebrike gelecekti. Karşılamak için kapıya indim. Genç bir hanımefendi gördüm. 'Vakıfta mı çalışıyorsunuz hanımefendi?' diye sordum. Aynı vakur eda ile, 'Hayır, ben bağış için geldim' dedi. 150 milyon bağış yapan bir isimsiz kahraman... Bu millet, bu hanımefendi tek kalana kadar dimdik ayaktadır İsmet, dimdik!’’

Bir örnek daha verdi:

‘‘1974 Kıbrıs Harekâtı'nda, Edirne'de Yunan sınırındaydım. Bayramda ziyarete gelen bir baba, oğlu ile konuşurken alarm çalıyor. Asker hemen koşuyor. Biraz gidip dönüyor, 'Ben nişancıyım, ama yardımcım hasta baba' diyor. Babası, 'ben ne güne duruyorum evlat' deyip mevziye giriyor. Tam üç gün orada kaldı. Bölük komutanı bana sordu, bırak kalsın, dedim. Halkın savaş desteği işte budur. Ve bunu yenecek silah da yoktur.’’

Haklısın Hasan Paşa. Bundan güçlü bir silah zaten olamaz.













Yazarın Tüm Yazıları