Sarkozy’ye ve lobilere uyarılar

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu’na üç temel sorum oldu: Sarkozy’nin Ermeni soykırımı konusundaki sözlerine tepkiniz ne olacak?..

ABD’den almayı düşündüğümüz predator’leri Yahudi lobileri engellerse ne yapacaksınız?.. Esad’a İnönü için ne dediniz?
Sarkozy’ye yaptırım?
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin ‘Ermeni soykırımı’ hakkında söylediklerine Türkiye’nin tepkisi sadece ‘kendi tarihine bak’ diye eleştirmek mi olacak? Davutoğlu’nun cevabı:
“Hayır, eleştiri düzeyinde kalmayız. Sarkozy seçim oportünizmi yapıyor, sözlerinin tarihte karşılığı yok. Fransız parlamentosunda benzer teşebbüsler olmuş, sonuçsuz kalmıştı. Şimdi Sarkozy teşebbüs ederse Türkiye’nin atacağı somut adımlar olur şüphesiz.”
Nedir bunlar? Davutoğlu açıklamayı erken bulduğunu, “tehdit” izlenimi vermek istemediğini söyledi. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe’nin Türkiye’ye geleceğini hatırlatarak “Türk-Fransız ilişkilerinin ciddi zarar göreceğini anlatacağız” dedi.
Yaptırım konusunda gazeteci olarak benim aklıma gelen ekonomik ilişkilerdir. Fransız ekonomisi krizin eşiğinde, Türkiye ise yükselen ekonomi... Nükleer santral dahil Fransa Türkiye’den büyük ihaleler almak istiyor...
Predator’ler tehlikede mi?
İsrail’in sağcı hükümetiyle aramız şiddetli bir şekilde açık... Amerika’da çok etkili olan Yahudi lobileri, gelecek yıl Kongre’de Ermeni lobisine destek verir mi?
Davutoğlu Kongre’den böyle bir tasarının geçmesine ihtimal vermiyor.
Peki ama bir de predator’ler meselesi var. Irak’taki birkaç predator İncirlik’e yerleştirilip bize anlık istihbarat sağlayabilir ama bu yetmez. Predator’leri satın almamız, hatta kiralamamız ise Kongre onayına bağlı! Lobiler Kongre’de bunu engelleyebilir mi?
Cevap şöyle:
“Predator’lerle ilgili taleplerimizin tamamı Kongre’den geçecek değil, yönetim kendi inisiyatifinde olanı yapacak. Terörle ve bu arada PKK ile mücadele Amerikan milli çıkarlarının da gereğidir. Türk-Amerikan ilişkileri stratejiktir, iki ülke için de hayati çıkarlara dayalıdır. Lobiler hangi ülkeye öncelikle aidiyet duyuyorlar? Amerika’ya mı, İsrail’e mi? Bizim beklentimiz, predator’ler konusunda da, başka konularda da Kongre’nin Amerikan çıkarlarına öncelik vermesidir. Bu da Türk-Amerikan ilişkilerini desteklemeyi gerektirir.”
Yahudi lobileri ve Obama
Davutoğlu, Netanyahu’nun “Birkaç kez Amerika’ın ve Obama’nın itibarını sarstığını” anlattı: Obama, İsrail’in işgal ettiği topraklarda yeni yerleşimler yapmamasını ısrarla istedi ama Netanyahu buna aldırmadı, yerleşimleri genişletmeye devam ediyor... Obama geçen yılki konuşmasında 2011’de Filistin’i BM’de devlet olarak görmek istediğini söyledi ama, bu sene Filistin devletini veto edecek Obama yönetimi!
“Amerika ve Obama zor durumda kaldı. Amerikalı Yahudilerin de karar vermesi lazım: Önce hangisine sadakat; Amerika’ya mı, İsrail’e mi?”
Şunu da ben ekleyeyim: Baba George Bush, İsrail’e yerleşim kredisi vermenin Amerikan çıkarlarına aykırı olduğunu açıklamış ama üç ay sonra imzayı basmıştı! Bu konuda Jimmy Cater’ın da önemli açıklamaları olmuştu...
Prof. John J. Mearsheimer ve Prof. Stephen Walt, “İsrail Lobisi ve Amerikan Dış Politikası” adlı akademik kitapta, lobilerin Amerikan milli çıkarlarını olumsuz etkilediğini anlatmıştı. Bu tür yayınlar çoğalmaktadır fakat lobiler hâlâ güçlüdür.
Esad ve İsmet İnönü
Davutoğlu kesin bir dille söylüyor: “Suriye konusunda bizim askeri bir tasavvurumuz olamaz. Ancak bir güvenlik sorunu çıkarsa bu çerçevede tedbir alırız.”
Peki Esad’ın Türkiye’ye “mezhepsel etnik istikrar” hatırlatması, hatta kibarca tehdidi?
Davutoğlu ‘Arap Baharı’nda kitleleri sokağa döken özgürlük özlemlerini Türkiye’nin 1950’den beri geliştirmekte olduğunu bir tarihçi gibi ayrıntılarıyla anlattı: “Araplar hür ve dürüst seçim diye sokağa dökülüyor, Türkiye 1950’den beri hür ve dürüst seçim yapıyor...”
Ve adını vermeden Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor:
“Mahrem bir bilgiyi dışarıya yansıttılar... Ayrıca ben Esad’a demokrasi sürecimizi bütünüyle anlattım. 1946’daki seçim komedisini de anlattım ve böyle şeylerden sakınmasını istedim. O zaman toplumlar bunu kaldırabilirdi, bu çağda olmaz dedim. Tabii demokrasiye geçiş kararını da anlattım. Yani CHP örneğini iki yönüyle anlattım. Tek yönüyle yansıttılar.”
Yazarın Tüm Yazıları