Sakin ve iyi yaşa

Kara Kuvvetleri'nin önüne yaklaşırken inanılmaz bir trafik yoğunluğuyla karşılaştım.

Aniden...

Gideceğim yere, yani toplasanız 1 kilometre tutmayan o yere, saat 18.00'e doğru adım adım, dön dolaş 1 saatte ulaşabildim.

Asfalt çalışmaları yüzünden Cinnah Caddesi kapatılmış.

"Bu çalışma niye Cinnah Kavşağı baştan aşağı yıkılıp-kazılıp yapılırken ya da mesela bu yaz okullar kapalı, bir çok kentli tatildeyken yapılmaz ki..." düşüncelerimi bir yana bırakıp, yatıştırıcı hayallere daldım.

Yavaş, sakin şehir hayallerine...

* * *

Yirmi yıl kadar önce, İtalyan yazar Carlo Petrini, "Yemeklerin tadına vararak yavaş yemeliyiz" diyerek, "fast food"a karşı bir hareket başlatmıştı.

2000'li yıllarda bu kavram, "Yavaş Şehir Hareketi"ne dönüştü.

Yavaş ya da sakin şehir hareketi, insanın insanla kar/çıkar dışı iletişim kurmasını, çevreye, kent geleneklerine duyarlı olmasını, kültürünü korumasını, doğal, çevreyle uyumlu, yaşamı kolaylaştıran teknolojileri kullanmasını hedefliyor.

Selamlaşmanın, sohbetin, paylaşmanın tadını çıkaran düşük tempolu bir hayatı.

Şehir merkezlerinde otomobil kullanımının yasak olduğu, dev alışveriş merkezlerine vize vermeyen, beslenmede hıza değil lezzete, yerel üretime önem veren, bir yaşam biçimi.

"Yavaş yaşa, iyi yaşa" misali...

Pürtelaş değil.

Bir şehirde ömrünü tüketen değil gerçekten hayatı yaşayan insanlar.

Hareketin logosu ise salyangoz.

Bugün Avrupa'da nüfusu 50 binin altında olan yaklaşık 90 şehir "yavaş sakin şehir hareketi"ni başlatmış.

* * *

Mesleki alışkanlıklarım, bioritmimle "yavaş şehir"e tümüyle ayak uydurmamın gerçekdışılığını bir yana bırakıp, Ankara için "Yavaş Semt Hareketi" olabilir mi düşüncesine taşıdım hayallerimi.

Mesela Tunalı, Bahçelievler 7. Cadde, Kızılay merkezi gibi...

Olur da, önce heves, bilinç, sonra planlama ve kararlılık gerek.

Yarın devam edeceğim.