Sabancı: ABD’nin başkanlık seçimini imrenerek izledim

JAPON Bridgestone ile Sabancı Holding’in lastik sektöründeki ortaklıklarının 20’nci yıldönümü kutlaması için Four Seasons Bosphours’tayız.

Sabancı: ABD’nin başkanlık seçimini imrenerek izledim
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Akbank’ın Onursal Başkanı Erol Sabancı, Bridgestone CEO’su Shoshi Arakawa, Brisa’nın küçük ortağı Hüseyin Bayraktar, Sabancı Holding’in eski Genel Koordinatörü Hasan Güleşçi, Sabancı Holding Otomotiv ve Lastik Grubu Başkanı Turgut Uzer ile Brisa Genel Müdürü Bülent Savaş birlikte Japon içkisi sake (pirinç rakısı) fıçılarını kırdılar. 20’nci yıl şerefine birbirlerine sake ikram ettiler.

Ardından sahneye Taiko adlı geleneksel Japon savaş davullarıyla ün kazanan Kodo Grubu çıkıp, performans sergiledi. Derken, mehter takımı salona girdi. Japon Kodo Grubu ile Mehter Takımı, birlikte kısa konser verdi, etkileyici bir görüntü ortaya çıktı.

Güler Sabancı, daha sonra Sertab Erener-Fahir Atakoğlu konseri sürerken, Sedat Aloğlu, Erdoğan Turgut, Salih Başağa ve Prof. Hüveyda Başağa’nın da aralarında yer aldığı bir grupla paylaştığımız masaya uğradı.

Önce Bridgestone’yle 20 yıl önceki, yani 1988’deki ortaklık imza töreni fotoğraflarına dikkatimizi çekti: "Yan salonda görmüş olmalısınız. O fotoğraflardan birinde ben bir uçtayım, Shoshi Arakawa öteki uçta. İkimiz de genciz. Şimdi o Bridgestone’nin Başkan ve CEO’su. Ben de Sabancı Holding Başkanıyım."

Sonra konu ABD’de Barack Obama’nın başkan seçilmesine geldi. Güler Sabancı iç geçirdi: "Arkadaşlar, ABD’deki seçim olgunluğuna öyle imrendim ki, anlatamam size. ABD’nin Obama’yı Başkan seçmesi, rakibi McCain’in, ’Düne kadar rakiptik. Bugün Obama benim başkanım’ demesi müthiş bir şey. Bizde hiç seçim sonrası böyle olgunluklar gördük mü arkadaşlar?"

ABD’nin Obama’yı başkan seçebilmesi, şimdilik dünyaya "iyi gelmiş gibi" görünüyor.

Bakalım icraatı da seçilmesi kadar dünyada coşku yaratabilecek mi?

’IMF ile hemen anlaşalım’ diyenler arasında Cumhurbaşkanı Gül de var

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, geçen salı öğleden sonra Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) İstanbul’daki merkezini ziyaret edip, yönetim kurulu üyeleriyle görüştü.

Aynı gün akşam da TBB’nin 50’nci kuruluş yıldönümü davetine katıldı, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konserini bankacılarla birlikte izledi.

Cumhurbaşkanı Gül, hem TBB yönetim kurulu üyelerinden, hem de geceye katılan bankacılardan sektörün sorunlarını dinledi, çözüm konusunda önerilerde bulundu.

Gül’le bankacıların o günkü sohbetlerinin bir bölümünde Uluslararası Para Fonu’yla (IMF) bundan sonra ne tür ilişki yürütülmesi gerektiği konusu da yer aldı.

Aslında bankacıların çoğunun görüşü belliydi: "Finans krizi dünyayı kasıp kavuruyor. Uluslararası piyasalarda faizler yükseldi, kaynak bulmak zorlaştı. Böyle bir dönemde IMF’den kaynak kullanmak daha avantajlı olur. Ayrıca, IMF’yle anlaşmak, dünyaya güven vermek açısından da önemli."

İş dünyasının önde gelen temsilcileri gibi bankacılar da, "IMF’yle ihtiyati stand-by yapalım. Türkiye’ye bir kaynak ayrılsın. İhtiyacımız olduğunda kullanalım" taraftarıydı.

Bankacılardan bazıları IMF’yle ilgili görüşlerini aktarırken, şu kaygıya dikkat çekti: "Hükümet, kamu harcamalarının fazla kısılmasından yana olmadığı için yerel seçim öncesi IMF’yle anlaşmak istemiyor gibi bir hava var."

Cumhurbaşkanı Gül, bu kaygılar üzerine görüşünü şu cümleyle özetlenecek şekilde ortaya koydu: "Eğer hükümetimiz IMF’yle anlaşmayı sadece yerel seçimler yüzünden geciktiriyorsa bu hata olur. Bu hatanın etkisi daha sonra genel seçimde kendini gösterir."

Gül, bankacılarla sohbeti sırasında IMF’yle anlaşma konusunun fazla sürüncemede bırakılmaması yönündeki tavsiyelerini yeri geldikçe hükümete ilettiği mesajını da verdi, bir de yöntem önerdi: "IMF konusunda hükümeti ikna etmek için görüşmeler yapın. Önceki ekonomi bakanı bu konuları gayet iyi biliyor. Onunla da konuşabilirsiniz."

TBB’nin 50’nci kuruluş yıldönümü gecesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Birileri istiyor diye IMF’yle alelacele anlaşma imzalamayız. IMF’ye ümüğümüzü sıktırmayız. Yol yapmamıza karşı çıkarlarsa, onlardan gelecek paraya ihtiyaç yok" şeklindeki açıklamalarının bu yönde görüş ortaya koyan bankacıları kırdığı izlenimi edindim.

Erdoğan, krize karşı hızla önlem alınmasını isteyen, IMF’yle zaman geçirilmeden anlaşmaya varılması uyarısını yapan iş dünyası temsilcilerine sürekli sert çıkıyor. Bu uyarılara "Sizin talimatınızla mı IMF’yle anlaşacağız" yanıtı veren Erdoğan, işi, "Bazı işadamlarının ’zula’da paraları var. O yüzden çığırtkanlık yapıyorlar" noktasına vardırıyor.

Bankacılarla sohbetlerinden anlaşıldığı kadarıyla Gül de IMF’yle bir an önce anlaşmaya varılması gerektiğini düşünüyor, bunu hükümete de iletiyor.

Acaba haftalık görüşmelerinde Gül, Erdoğan’a, "IMF’yle artık anlaşsanız iyi olur" tavsiyesinde bulundu mu? Bulunduysa, yanıt ne oldu?

Erdoğan, "kardeşim" dediği Gül’e de sert tavır koydu mu?
Yazarın Tüm Yazıları