Refahyol'un ceremesi

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, laikliğe sıkı sıkıya sarılmış bir lider. Özbekistan da irtica sıkıntısını hücrelerinde hissediyor. Bundan dolayı olsa gerek Kerimov, Refahyol döneminde Türkiye ile ilişkilerini tamamen buzdolabına kaldırmış. Sadece, ‘Dostum’ dediği TBMM Başkanı Hikmet Çetin ve ‘Türk dünyasının lideri’ diye nitelendirdiği Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile teması kopartmamış.

Kerimov, Başbakan Mesut Yılmaz'a da yakın davranıyor. Ancak bu yakınlık, ne Çetin, ne de Demirel'e gösterilenle aynı sıcaklıkta...

GÖZÜNÜN İÇİ...

Hatta, yakın çevresine Yılmaz ile görüşmelerinde, Türkiye Başbakanı'nın neden gözünün içine bakarak konuşmadığından da yakınmıyor değil.

Başbakan Yılmaz'ın önceki gün başlayan Taşkent gezisi, kendisinin de söylediği şekilde, ‘‘soğuyan siyasi iklimi iyileştirmeyi’’ hedefliyor.

Ancak, Refahyol döneminde ilişkiler o derece donmuş ki, bunu yeniden ısıtmak da zaman alacağa benziyor.

Özbekistan Türkiye'ye gönderdiği öğrenci sayısını Refahyol döneminde 800'lerden 375'e indirmiş. Bununla da kalmamış, Türk firmalarının ülkedeki yatırımlarına eskiden olduğu gibi gönülden destek vermeyi de sürdürmemiş.

Özbekistan'da yatırım yapan 200'e yakın Türk firması da Refahyol'un ceremesini çekmiş.

Başbakan Yılmaz ile bir araya gelen, Özbekistan'da yatırım yapan Türk işadamları, yaşanan bu sıkıntıları açıkça söylemekten çekinmediler. Hatta, bir adım daha ileri gidip 1991'de iki ülke arasında oluşan sevgi ve güvenin Refahyol döneminde yok olduğunu vurguladılar. Bununla da kalmayıp, sonuçlarının kendilerine nasıl yansıdığını da örnekleriyle dile getirdiler.

İşadamları Yılmaz'la görüşmenin hemen ardından önceki gece, İntercontinental Oteli'nde Sanayi Bakanı Yalım Erez, Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu ve ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan'la bir araya gelip sorunlarını tartışmaya devam ettiler.

Erez, Serdaroğlu ve Okuyan masada bir süre sonra, Türkiye'deki seçim sisteminin nasıl olması gerektiği yönündeki tartışmaya girince işadamları alçak sesle de olsa, tepkilerini dile getirmeye başladılar.

Hepsinin de tek bir arzusu vardı; ‘‘Türkiye'de siyasi istikrarın düzenli bir şekilde yürütülmesi...’’

Nitekim buna ilişkin örnekler verdiler. Türkiye'de siyasi istikrarın tam anlamıyla yerleşmemesi dolayısıyla, Özbekistan'da Japon, Amerikan, Kore şirketlerinin kendilerinden öne geçmeye başladığını anlattılar.

İşadamlarının anlattıklarına bakıldığında Türkiye 1991 yılında Özal'ın bölgeye dönük politikasının getirdiği iyileşmenin çok gerisinde. Bu hemen her alanda gözlenebiliyor. Özellikle 5 yıl önce aynı tarihte Özbekistan'ı ziyaret eden merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'la birlikte gelen işadamlarına gösterilen ilginin benzeri, Yılmaz'ın heyetinde hissedilmiyor.

Buna rağmen, Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, Türkiye ile ilişkilerin sıcak tutulması gerektiğine inanan bir lider. Yıllardır kendisine muhalif hareketi desteklediği için Özbekistan'a girişini yasakladığı hemşehrisi Devlet Bakanı Ahat Andican'ın bu geziye katılmasına olumlu yaklaşmış. Belki bunda, Çiller ve Erbakan hükümetleri döneminde Türkiye'de barınmasına izin verilmiş Kerimov muhalifi Muhammed Salih'in, Yılmaz hükümeti döneminde sınırdışı edilmesinin de katkısı olmuş.

ASIL GÜÇLÜK

Özbekistan'la ilişkiler yeniden aşama kaydediyor. Ancak bu katediş, hiçbir zaman 1993'ün aynı tarihinde Özbekistan'ı ziyaret eden Turgut Özal'ın yakaladığı sürate ulaşmış değil. İşte Yılmaz'ın karşılaştığı en büyük güçlük de burada. Yılmaz, diğer Orta Asya Cumhuriyetleri'ndeki gezilerinde olduğu gibi, önce Refahyol'un tortusunu temizlemek için çaba sarf ediyor, asıl meselelere ancak bundan sonra geçebiliyor...













Yazarın Tüm Yazıları