Raconu Aydın Boysan kesti...

Ali Saydam’la, "Konyalı pahalı mı" tartışmamızda sonunda raconu Aydın Boysan kesti.

Boysan, Allah uzun ömürler versin bugün 84 yaşında.

Haberim yoktu, Saydam harika bir sürpriz yapmış ve Konyalı’daki yemeğe Aydın Ağabey’i de davet etmiş.

Anlattığı hikayelerle kahkahalar attıran, sohbet üstadı Boysan’la bir içki masasını paylaşmayı kim istemez ki...

Aydın Ağabey için o gecenin ilginç bir özelliği vardı.

Bugün yerinde Kanyon’un yükseldiği Eczacıbaşı’nın eski binasının mimarı meğer Aydın Boysan’mış...

Boysan’ın yaptığı bina yıkılıp, yerine Kanyon inşa edilmiş.

Belki o duyguyla ilk kez gezdiği için Kanyon’u çok da beğenmedi; "Burnu havada bir yer" dedi, sonra da ekledi;

"Güzel ve ilginç yapmaya çalışmak doğru yapmaktan sonra gelir."

Kanyon’un açık hava konseptinin ve rüzgar alan mimarisinin doğru olmadığını düşünüyor Boysan.

* * *

Sonra Konyalı’ya geçtik, hakem olarak oturdu masaya Aydın Ağabey.

Rakıya ’ihanet edip’, şarap içti.

(Bu arada Ali Saydam’ın istediği üç yerli şarabın da, Konyalı’nın listesinde olmadığını söylemeliyim.)

Yemekleri yedik, Boysan’ın anılarını kahkahalarla dinledik.

Sıra geldi hesaba.

"Sakın indirim falan yapmayın" dedi Saydam, hesap geldi; 370 lira.

Yemekler 190, iki şişe şarap 180 lira.

"Konyalı’nın yemekleri pahalı mı"yı tartıştığımız için şarapları ayrı tuttuk.

Masada dört kişiydik, 190’ı dörde böldük. Adam başı 47.5...

Aydın Boysan’a sorduk; "Bu hesap pahalı mıdır?"

Yanıt verdi; "Bu lezzete ve standarta göre makuldur"...

Bana söz düşmez artık.

Keşke her polemik böyle lezzetli bitse.

Rating toto (2)

Kanalların izlenme paylarına göre sezon sonunda sıralama 1- Kanal D 2- Show 3- Star 4- atv olur demiştim.

Ali Saydam köşesinde "Var mısın takım elbisesine bahse" dedi, kendi sıralamasını açıkladı: 1- Show 2- Kanal D 3- atv 4- Star

Ali Ağabey bu iddiaya varım, Haziran’da takım elbisemi alırım.

Not; Doğan Yayın Holding Proje Yöneticisi Zühtü Sezer bu iddia üzerine, "Diğer gazetelerdeki televizyon yazarları da tahminlerini açıklasın, daha eğlenceli olur" dedi. (Bir tek Burhan Ayeri açıkladı ama onun sıralamasını da pek anlamadık) Topa girerler mi bilmem. Ama şu ikazı çok yerinde; yapılan tahminler ’tüm gün ve tüm kişiler’ üzerinedir.

Sezen Aksu dedi ki...

Sezen Aksu’nun Mehmet Ali Erbil’in evine gelip de, üst katta oturan gazeteci konuklara ’iyi akşamlar’ bile dememesini geçen gün eleştirmiştim.

Sezen Aksu aradı, "Ne olur bana gönül koymayın çok üzülürüm" dedi, başladı anlatmaya:

"Hepsi grubuyla yaptığımız turneler nedeniyle Mehmet Ali’nin oğlunu görememiştim.

Çarkıfelek’e de başlıyordu, ikisini birarada çıkarayım dedim.

O gecenin sabahında saat 6’da uçağım vardı, Antalya’ya konsere gidecektik.

Açıkçası yukarıya çıkarsam lafa dalarız, çok geç saatte eve dönmek zorunda kalırım diye düşündüm.

Ama haklısınız, en azından bir iyi akşamlar diyebilirdim"...

Sezen Aksu, üst katta gazetecilerin olduğunu da çok geç öğrenmiş, "Mehmet Ali bana çok geç söyledi onun kafasını ısıracağım" dedi.

Aksu’nun o gece orada olan gazeteciler arasında ulaşabildiklerini de tek tek arayarak, "Hayatta en çok kalp kırmaktan korkarım, ne olur bana kırılmayın" dediğini de öğrendim.

Yeşile ölüm!

Sıraselviler’den Cihangir’e doğru Alman Hastanesi’ni geçin, sağda Gima’ya gelmeden sol tarafta küçük bir park vardır.

Eskiden benzinci olan, şimdi otopark olarak kullanılan alanın hemen yanında bu park.

Park dediysem de gözünüzde büyütmeyin, topu topu 80-90 metrekare bir alan.

40 yıllık ağacı, iki bankıyla yoldan geçenlerin nefeslendiği bir yer.

İşte o küçüçük yeşil alan önceki sabah yok oldu.

Sabah 06.00’da belediye adına geldiklerini söyleyen bir ekip 40 yıllık ağacı kökünden söktü, küçücük parkı yok edip yerine çakıl döktü.

Burası Cihangir Parkı’yla birlikte Cihangir’in iki yeşil alanından biriydi.

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın haberi var mı acaba bu olaydan?

Yeşile ölüm emrini veren kim merak ediyorum.

Viagrayla ilgisi yok

60’sından sonra evliliklerini yıkan, genç sevgililerle beraber olan erkekler için ’viagra kuşağı’ tanımlaması yapmıştım.

Evden ayrılıp Saroz’a yerleşen Alaattin Koşar’ın adının da bu tanımlama içinde geçmesi eşi Ela Koşar’ı üzmüş.

Geçen gün Kubilay Keskin’in köşesinde vardı ama ben de konuyla ilgili açıklamasını aktarayım.

Alaattin Bey, 5 senedir prostat kanseriymiş ve ameliyat olmayı reddetmiş.

Alternatif tıpla, doğal gıdalar kullanarak hastalıkla mücadele etmeyi seçmiş ve bu yüzden Saroz’a yerleşmiş.

"Ayrılmamızın viagrayla ya da Rus sevgiliyle ilgisi yok, tamamen geçimsizlik" dedi Ela Koşar.

Alaattin Bey’e geçmiş olsun diyorum.
Yazarın Tüm Yazıları