Pırıltılar

Siyasete atılmak isteyen yeni’ler var. Siyasete dönmek isteyen eski’ler de var.

Haberin Devamı

Tabii eskilerin içinde eskimemiş olanlar da var.

Siyasetçi tipi epey kılık değiştirdi. Çocukluğumuzda köylü görüntüsü modaydı. Yelek, potur, çarık... Ve tarlaya göre düzenlenmiş bir ekonomi lügatı.

Delikanlılık günlerimizde ise yarı entel bir biçimde halk’a inmek kavramı doğdu.

Mesaj: İçinizden biriyim.

Öyle ki, Halk Adamı tipi, Devlet Adamı tipini solladı geçti.

Sonra?

Köylülükten kentliliğe, kentlilikten Avrupalılığa, Amerikalılığa koşan yeni bir akım geldi. İlkeler aşıldı, ufuklar genişledi. Anadolu kulübündeki kuzu partileri Davos Zirveleri’ne tırmandı.

***

Şimdi artık, Özal bile geride kalmıştır.

Vakit, Özal’ı aşma vaktidir.

Zaten bakın.

İkinci üçüncü kuşak genç sanayici ve iş adamı’ndan tutun, bir dizi başarılı bankacı’ya, bir dizi spor adamı’ndan tutun, yükselişi önlenemez medyacı’ya, güzelim ekonomi sayfalarına kadar, yeni pırıltılarımız, alaturkalığa meydan okuyor. Hepsinin de kumaşı Türk, rengi Türk.

Haberin Devamı

Genç Türkiye’nin sergileyeceği müthiş bir enerji var. Cesur girişimler art’arda geliyor. Hızlı bir çark dönüyor.

***

Şunu demek istiyorum:

Bütün şikayetlerimize rağmen Türkiye’nin genel karnesi iyi.

Demokrasi bile yavaş yavaş rayına oturuyor.

2010, 2015, 2020...

Ve 100’üncü yıl: 2023.

Çok kötü yönetilmezse, Türkiye’yi kimse geri götüremez.

Hatta... Çok kötü yönetilse bile geri götüremez.

İşte, 2010’ların siyasetçi tipi’ne tek görev düşüyor: Bizi, laik-antilaik kavgasından kurtarmak. Çünkü bizi mahvedecek olan sadece odur.

Bölünme tehlikesi ise, öyle veya böyle ama mutlaka halledilecek.

Zira sırf bölünecek olanlar değil, bölecek olanlar da yoruldu, bıktı, usandı.

Yazarın Tüm Yazıları