Pazarlık gücü

İŞADAMLARI, İMF Başkan yardımcısı Stanley Fischer ile görüşmelerinden memnun ayrılmışlar. Anlaşılan, reel sektöre teşvikler konusunda yeşil ışık gelmiş.

Çünkü geçen hafta sonu sohbet sırasında TÜSİAD Başkan Yardımcısı Aldo Kaslowski, reel sektörün krizin altında ezilmemesi için teşvik gerektiğini söylüyor, teşviklere karşı çıkan Avrupa Birliği ve İMF ile bazı konularda pazarlık edilebileceğini söylüyordu.

Kaslowski, hem Türkiye'nin Gümrük Birliği sürecinde etkin rol oynayan hem de Avrupa Birliği hedefine inanan bir işadamı.

Şubat krizi öncesi piyasaları esir alan ithalat patlamasının dengelenmesi için ihracatın desteklenmesini istiyor.

‘‘Teşvik dendiği zaman, Avrupa Birliği ve İMF karşı çıkıyor’’ diyor, ‘‘Ama Avrupa Birliği ile bazı konularda pazarlık da edilebilir. Eğer böyle büyük bir krizde bunu yapmazsak ne zaman yapacağız?’’

* * *

AVRUPA Birliği sübvansiyonlar konusunda hassas. Ancak, Gümrük Birliği Anlaşması'nın bedelini, tek taraflı ödeyen Türk iş dünyası şimdi sıkıntıda ve bunu aşmak için talepleri var.

Avrupa ile hiç pazarlık yapılamaz diye bir şey olamaz. Her konuda pazarlık yapılabilir.

Ama bunun için sağlam bir program ve kararlı bir siyasi irade gerekir.

Avrupa Birliği adaylığı ya da küreselleşmeye ayak uydurma süreci yerel güçlerin yok edilmesi anlamına gelir mi?

Hayır. Tam tersi, yerel güçlü olmazsa evrensel ile bütünleşme de mümkün olamaz.

Diyebilirsiniz ki, Türk sanayii, Cumhuriyetten sonra sırtını teşviklere dayayarak palazlandı, şimdi krizin bedelini herkes nasıl ödüyorsa onlar da ödesin. Teşvikler, bizim cebimizden çıkıyor.

Devletin küçülmesi gerçeği, toplumsal ve ekonomik krizleri aşmanın ön koşulu iken teşvikçilik de nereden çıktı diye de düşünebilirsiniz.

Ama ölçü önemli. Devleti küçültmek ulusal olana ‘‘başının çaresine bak' demek mi? Bir uçtan diğerine savrulmak değişim süreçlerinin çocukluk hastalığı.

Globalleşmenin liderlerine bir bakın. Avrupa ve Amerikan iş dünyasının ülkelerinin ekonomi politikalarında hiç mi etkileri yok?

Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikalarında Fransız silah sanayiinin, ABD'nin Rusya ve Kafkasya politikalarında Amerikan petrol şirketlerinin katkıları yok mu?

* * *

GLOBALLEŞME, ulusal çıkarların ortak bir noktada buluşması temelinde gelişiyor. Daha doğrusu bu temelde gelişmesi gerekiyor. Bu, bir pazarlık süreci.

Kaslowski'ye göre, ‘‘Avrupa Birliği'ne durumu anlatabiliriz. Sizin bize ihracatınız bizimkinin iki misli. Kriz, reel sektörü iyice geriletti. Bunun sosyal sonuçları da var. O yüzden hiç değilse altı ay teşvik konusunda bize kolaylık gösterin’’ denilebilir.

Tabii ki denilebilir. Bu talep, ne Maastricht kararlarına ters düşer, ne de Kopenhag kriterlerini deler. Ama, bunun şimdiye kadar yapıldığı gibi, devletin gelirlerini çarçur eden yolsuzluk sisteminin devamı anlamına gelmediği güvencesini de önce bize, topluma, sonra da dışarıya iyi anlatmak gerekir.

Bu da bir proje meselesidir. İhtiyaçları ve öncelikleri belirleyen ikna edici projeler, pazarlık gücünü arttırır.

Pazarlık ise bir enerji meselesi.

Avrupa Birliği'nin yardım fonlarından 760 milyon doları sırf ihtiyaçları projelendiremediği için kaybeden siyaset erbabı ve onun baskıları altında bunalmış bir bürokrasi ile bu pazarlıklar kolay değil.
Yazarın Tüm Yazıları