Türkiye offshore’u 6 ay içinde patlayacak

Miami’de her sene toplanan Offshore Konferansı’ndayım. Konumuz Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu ICIJ’in geçen ay yayınlamaya başladığı Offshore belgeleri. ICIJ ile ortak çalışan Guardian’da haberin editörlüğünü üstlenen David Leigh ile konuşuyoruz. “Türkiye ne zaman yayınlanacak” diyorum. “Altı ay içinde belgelerin hepsini tamamlamak istiyorlar” diyor

Haberin Devamı

İlk kez iki yıl önce katılmıştım.
O zaman dünyada WikiLeaks’in etkisiyle bir whistleblower dalgası yaşanıyordu.
İsviçre bankası Julis Baer’i vuran Rudolf Elmer’le bir söyleşi yapmıştım
Onun gibi başka whistleblower’ların bir araya geleceğini duyunca gittim.
Offshore bölgelerinde çalışan avukat, araştırmacı gazeteci, özel istihbarat şirketi sahiplerinin katıldığı OffshoreAlert Konferansı ile öyle tanıştım
İşte bu sene konulardan biri ICIJ’in geçen ay yayınlamaya  başladığı offshore belgeleri olunca yeniden gittim OffshoreAlert’çülerin konferansına.
Ve tıpkı geçen sefer olduğu gibi yine bir sürü bilgi edindim.
Bunların çarpıcı kısımlarını Pazar günü okuyacaksınız.
Ama ondan önce konunun güncel ayağı...


2011’in sonunda Kiev’deki bir araştırmacı gazetecilik konferansında tanışmıştım David Leigh ile.
Guardian’ın araştırmacı gazetecilik şefi.
Bir panelde WikiLeaks’in yayınladığı Amerikan Dışişleri Bakanlığı belgelerini nasıl ele aldıklarını sunmuştu.
Ben de Hürriyet’te bizim konuyu nasıl işlediğimizi anlatmıştım.
İşte meğer her şey o konferans sırasında tasarlanmış.
Kiev’deki o konferansta ICIJ’in direktörü Gerard Ryle da vardı.
Ryle ile toplantılar sırasında konuşmuşlar.
Ve Ryle’a yollanan başta British Virgin Adaları, offshore bölgelerindeki finans kuruluşlarına ait müşteri bilgileri ve e-posta yazışmaları içeren belgeler üzerinde nasıl çalışıp bunları nasıl yayınlayacaklarına o zaman karar vermişler.
Karşısında 300 kişilik bir topluluk, Miami’de hikâyenin perde arkasını başından sonuna anlattı Leigh.
Araştırmanın halen devam ettiğini…
Her ülkeden nasıl ekipler kurduklarını…
Her belge üzerinde nasıl titizlikle çalıştıklarını…
Tartışmalı haberlerde, habere konu şahıstan mutlaka nasıl görüş aldıklarını vesaire.
Ancak işin en güzeli…

Sunum sonrası herkesin çok sağlam argümanlar öne sürdüğü müthiş bir tartışma koptu.
Bir gazeteci için bu detayları duymak elbette çok heyecan verici, fakat salondaki köpekbalıkları birden Leigh’e karşı ayaklandılar.
Ve iki farklı grup halinde saldırmaya başladılar.
İlk grup BVI’lı bankerler ve avukatlardı.
Leigh, “Biz offshore’da da şeffaflık istiyoruz” dedikçe, bu grup “O kayıtlarda bir sürü suça bulaşmamış masum insan da var. Biz de sizin sağlık kayıtlarınızı incelesek hoşunuza gider mi” dedi.
Leigh, “Gizlilik olmamalı. O gizlilik şüphe uyandırıyor” dedikçe, onlar da “Dünyada mallarını korumak için o gizliliğe muhtaç, baskıcı rejimlerde yaşayan binlerce varlıklı insan var” dedi.
Leigh, “Bu sistem, bireylerin vergi kaçırmasına olanak sağlıyor” dedikçe, onlar da “Peki ya vatandaşlarından fahiş vergiler alan hükümetler! Onların vergi rejimlerini neden eleştirmiyorsunuz” dedi.
Onlar bitti, bu sefer öteki köpekbalıkları başladı.
Ve dolandırılan şirketler için çalışan dedektifler, Leigh’i belgeleri çok yavaş incelemekle eleştirdi.
Mesela aralarından biri kalktı, “Hâlâ incelemeniz bitmedi. Halbuki paralar çoktan oradan uçup gitmiştir. Niye bütün belgeleri kullanıma açmıyorsunuz. Biz de bakarız, böylece dolandırılan insanların paralarını kurtarırız” dedi.
Başka bir tanesi de “Ben size o belgelerin tasnifini özel veri inceleme yöntemlerimizle bir haftada yaparım. Herkese açmasanız bile bir konsorsiyum kuralım, belgeleri oraya verin” diye ısrar etti.
Ve bir yandan BVI’lılar bir yandan dedektifler, Leigh’e dört bir yandan saldırdı.
Kamu yararı değil, belgeleri para kazanmak için isteyen dedektiflerin isteğini hiç düşünmeye bile gerek yok elbette.
Ancak offshore’un olumlu prensiplerini de sorgulamınızı sağlayan BVI’ların başlattıkları tartışma, açıkcası üzerinde düşünülmeyi hak ediyordu.
Leigh’in sunumu bitti.

Yanına gidip moral vermek istedim.
“Hiç şaşırmadım, bu topluluktan bazılarının bunları söylemesini bekliyordum” dedi.
Sonra ICIJ haberinin detaylarına geldi konu.
Ben de Gerard Ryle ile haberi yayınlamalarından bir hafta sonra Washington’daki ofisinde yaptığımız görüşmeyi anlatıp Türkiye belgelerini sordum.
Ryle o gün bana işin Türkiye ayağını iki Türk gazeteciyle yürüttüklerini söylemişti. Yorgun, uykusuz, haftalardır belge okumaktan bitap düşmüş bir halde...
Evet” dedi Leigh, “biliyorum. Türkiye de yakında çıkacak.”
“Peki tarih belli mi” dedim.
Altı ay içinde belgelerin hepsini tamamlamak istiyorlar” dedi.
İçinden ne çıkacak bilmiyorum.
Türkiye’nin vergi rejimi, mesela kendi vatandaşlarının dünyadaki bütün gelirlerinden vergi alan ABD’deki sistemden farklı olduğundan, bu doğrudan bir vergi kaçakçılığı olarak değerlendirililemez.
Offshore hesap sahibi olmak da suç değil.
Ama Azerbaycan’daki gibi iş politikacılara sıçrar mı…
Ya da batık gözüken bazı işadamlarının aslında paralarını oralara istifleyen dolandırıcılar oldukları anlaşılır mı göreceğiz.
Geçen ay Guardian’dan yaş haddinden dolayı emekli olan Leigh’in dediği gibi…
Altı ay içinde.



Haberin Devamı

Yazarın son yazıları

# 2 Mayıs 2013Amerika Irak’ta kime yakın Kürtlere mi Bağdat’a mı?
#30 Nisan 2013ABD’deki Türklerin yeni lideri Mehmet Çelebi’nin portresi
#25 Nisan 2013ABD El Nusra’nın Türkiye’deki bağışçılarının peşinde
#19 Nisan 2013İşte FBI belgelerinden başka bir Boston cinayetinin öyküsü
#16 Nisan 2013Boston teorileri
#11 Nisan 2013Babam için Kerry devrede




YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>


Yazarın Tüm Yazıları