Paris olayı

Türkiye’de bütün kanallar ve dünyada önde gelen yayın kuruluşları bu olayı flaş haber olarak verdiler.

İlk akla gelen üç ihtimal var:

Derin devlet mi? Örgüt içi infaz mı? Yabancı servisler mi?

BDP’liler “derin devlet” diyorlar. “Örgüt içi infaz” diyenlere kızıyorlar. Selahattin Demirtaş ve Gülten Kışanak “İnfaz olduğunu ne biliyorsunuz?! diye sordu, hatta bu yorumu yapanları “cinayetin üstünü örtmeye çalışmak”la suçladılar.

BDP’lilerin bu açıklamaları gerilimi tahrik eden siyasi beyanlardır.

Ön bulgular

DOĞRUSU şu anda, en azından bu satırlar yazılırken, katillere ve mensubiyetlerine ilişkin elde hiçbir veri yoktu. “İnfaz olduğunu ne biliyorsunuz?” sorusu kadar, “Derin devlet olduğunu ne biliyorsunuz?” sorusu da aynı ölçüde geçerli ya da aynı ölçüde geçersizdir. Çünkü her iki yorum da olaya ilişkin bulgulara dayanmıyor, önyargıya dayanıyor.

Batı basınında olaya ilişkin bir takım ön bulgular yayınlandı. Ciddi Fransız gazetesi Le Monde, Kürt Enformasyon Bürosu’nun direktörü Leon Edart’ın “Kurbanlar katillerine kapıyı açmış olmalılar” şeklindeki açıklamasını yayınladı. İtalyan La Repubblica gazetesinin haberine göre, “Suikastın gerçekleştiği binanın birinci katına ancak şifreli bir sistemle girilebiliyor” ve içeridekilerle haberleşme “ancak dahili telefon sistemiyle” yapılabiliyor.

Demek ki, katiller kurbanları tarafından bilinen, hatta güvenilerek kapının şifresi verilen yahut dahili telefondan öğrenince kendilerine kapı açılan kişiler olmalı!

Onun için batı basınında da “infaz” ihtimali öne çıkıyor, farklı bulgular ortaya çıkarsa durum değişebilir.

Fransa üzerine gider mi?

BDP’liler, barışa inanıyorlarsa ve görüşme sürecinin sabote edilmesine fırsat vermemek istiyorlarsa daha sorumlu ve mantıklı davranmaları gerekir. Yorumlarını soyut siyasi yakıştırmalara göre değil, somut olayın eldeki bulgularını dikkate alarak konuşmak ve kitlelere soğukkanlı bir tavırla seslenmek zorundalar.

Bu olayın er geç aydınlanacağına inanıyorum. Herkes sonunda mahcup olacağı bir siyasi önyargıyla şimdiden kesin hüküm vermekten sakınmalıdır. “İnfaz” veya “derin devlet” derken bir ihtiyat payını muhakkak bırakmak gerekir.

Ben Fransız hükümetinin bu olayı bütün ciddiyetiyle ve teknolojinin bütün imkânlarıyla araştıracağına, yeni bulgulara ulaşacağına inanıyorum. İnşallah katillerin bulunup yargılanması da mümkün olur.

Fransa bu işi böyle ciddiyetle soruşturur mu? Elbette... Çünkü Fransız hükümeti, kolay cinayet işlenen ve kayıplara karışılan bir ülke gibi görünmek istemeyecektir. Sadece prestij açısından değil, öyle bir imajın başka cinayetler için Paris’i cazibe merkezi haline getirmesine izin vermeyecektir.

Süreci sabote etmek

BU cinayet, görüşme sürecini sabote etmek için yapılmış olabilir, çünkü süreç işlerken yapıldı. Bu kuvvetli bir ihtimaldir.

Daha önce bazı örnekleri olduğu gibi, örgüt içi üstünlük, para akışını kontrol gibi amaçlarla da yapılmış olabilir. Derin devlet ya da yabancı gizli servisler de olabilir...

Şu anda yaygın kanaat, görüşme sürecini sabote etmek için bu vahşi cinayetin yapıldığıdır. Öyleyse sürecin devamını isteyenler, kışkırtıcı konuşmalarla katillerin ekmeğine yağ sürmekten sakınmalıdır.