Para programında açıklanmayanlar

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Para programı süre ve içerik açısından çeşitli eleştiriler aldı, almaya devam edecek.

Böyle bir dönemde, daha doğrusu belirsizlik ortamında ‘‘Merkez Bankası'nın para programını hiç açıklamaması gerekirdi’’ eleştirisini getirenler var. Belki de haklılar...

Ancak buna karşılık böyle bir döneme rağmen; vadenin daha uzun, hedeflerin daha detaylı açıklanabileceğini söyleyenler de bulunuyor.

Normal bir dönemde olsa Merkez Bankası'nın açıkladığı; sırf rezerv para hedeflemesine dayalı ve 3 aylık bir vadeyi kapsayan bu para programı, çok daha fazla eleştirilirdi.

Ancak Başkan Gazi Erçel bunu açıkça söylemese de, özellikle IMF'le anlaşma yapılıp yapılmayacağı konusunda büyük bir belirsizliğin olması, buna karşılık ‘‘erken seçim senaryoları’’ ve Hükümete popülizm konusunda fazla güvenilmemesi, Merkez Bankası'nın böyle bir yola gitmesini engelledi.

Erçel de yönelttiğimiz ‘‘IMF'le kuvvetli bir anlaşma olsa, süre ve detay daha farklı olur muydu?’’ sorusuna verdiği ‘‘Olabilirdi’’ yanıtıyla, mevcut durumun belirsizliğini, bir anlamda ortaya koymuş oldu.,

Ancak bu haliyle bile, yöneltilen sorulara daha açık yanıtlar verilerek, piyasalara daha kuvvetli bir mesaj verme imkanı da vardı.

Neydi o mesajlar:

- Herşeyden önce rezerv parada 3 ay için hedeflenen yüzde 18-20 artış aralığının aslında bu dönemin ariziliğinden kaynaklanan yüksek bir oran olduğu, bu aralığın, daha sonra düşürülebileceği söylenebilirdi.

- Kurlarda, önümüzdeki üç ay içinde de geçen yılkine benzer bir trendin hedeflendiği ancak buna karşılık faizlerde geçen seneye kıyasla daha yüksek bir seyrin izleneceği, ‘‘rezerv para artışının net dış varlıklardaki artışa bağlı olacağı’’ ifadesinin bu anlama geldiği söylenebilirdi.

DIŞARDAN PARA BULUN

- Dış varlıklardaki artışa paralel bir rezerv para artışının piyasalara ‘‘Arkadaş gidin dışardan para bulun getirin’’ demek anlamına geldiği, bu kadar kaba biçimde olmasa da, daha açık biçimde söylenebilirdi.

- Hazine'nin borçlanma programında dış kaynağın çok sınırlı tutulduğu, dışardan borçlanmanın belirlenenin iki-üç katına çıkabileceği, bu takdirde de dış varlık artışı fazla olacağı için, sıkı para politikası uygulanarak iç varlıkların azaltılabileceği söylenebilirdi.

- IMF'le sıkı bir anlaşma olduğu takdirde kurlardaki artışın yavaşlayacağı gözönüne alınarak, o döneme hazırlık olması için kurların bir miktar hızlandırıldığı, önümüzdeki üç ayda da böyle bir seyrin olabileceği açıkça söylenebilirdi.

- Dün para programı açıklanırken, ‘‘Hazine kısa vadeli avans kullanmayacak’’ denildi ama borçlanma programında Hazine'nin üslubu ‘‘3 ay sonunda kullanım net sıfır olacak’’ idi. Yani, sıkıştığı zaman Hazine kısa dönemler için avans kullanabilir ama kullansa bile Mart sonunda bunu geri ödeyip, net kullanımı sıfırlayacak demek istenmişti.

- Riskler içinde tarımsal fiyatlara yüksek fiyat ve petrol gibi dış fiyatlarda görülen büyük artışlar sayıldı. Gerçi Hükümetin yapısal tedbirleri almasının enflasyonist bekleyişlerin hızla kırılmasına neden olacağı da söylendi ama ‘‘Hükümetin enflasyonla mücadeleyi istiyorsa tarıma yüksek fiyat verip bekleyişleri ve talebi artırmaması gerektiğinin’’altı daha kuvvetli çizilebilirdi.

Bütün bu unsurlar, sadece rezerv para artış hedefi açıklansa bile, bu hedefi belirlerken gözönüne alınan unsurlardı.

Bizce bu unsurlar açıkca belirtilseydi; mecburen zayıf tutulan ‘‘para programı mesajı’’ nın kuvveti, biraz artırılabilirdi.



Yazarın Tüm Yazıları