Nicolas Sarkozy’ye devam

NİCOLAS Sarkozy’nin dün sözünü ettiğim kitabının (‘Cumhuriyet, Dinler, Umut’/ ’La Republique, Les Religions, L’Esperance’) arka kapağındaki tanıtım yazısını aktarıyorum:

‘Nicolas Sarkozy, bu kitap ile Fransız toplumunun tabularından birine meydan okuyor: Dinlerin cumhuriyetteki yeri. İslam’ın Fransa’da bir din olarak meydan okumasını, cami inşaatlarını, okulda ve kamu alanında türbanı, bazı imamların köktenci tutumlarını, genç kuşakların dinsel coşkusunu, rahiplerin eğitim ve öğretimini, Vatikan’la ilişkileri, Kilise karşıtlığını, mezheplerin denetlenmesini, dinsel olgunun öğretimini, dinsel aidiyeti bahane yapan ırkçı şiddeti hiçbir komplekse kapılmaksızın ele alıyor. Bu sorunların hepsinin üzerinde kendini bağımlıyor. İnancı ya da kuşkuları ne olursa olsun herkesin kendi umudunu yaşayabileceği ve demokratik toplumun oluşumuna katılabileceği açık ve dingin bir laiklik bulgulamak istiyor.

Okur, söyleşinin özgürlüğü içinde, cumhuriyetten, inançtan, kendisini etkileyen önemli manevi kişiliklerle karşılaşmalarından, çocuklarına aktarmak istediği inançlardan söz eden bir insanla karşılaşıyor.

Sarkozy’nin gücü ve ele alınan konuların büyük önemi bu kitabı cumhuriyetin kurucu değerlerine ve Fransız laikliğinin geleceğine ilişkin düşünceye büyük bir katkı haline getiriyor.’

SIRADAN DEĞİL

Kitaba şöyle bir göz atmak Nicolas Sarkozy’nin sıradan biri olmadığını ortaya çıkartıyor. Sarkozy ile tanışmak için kitabından birkaç alıntı yapalım:

Laiklik dinlerin hizmetinde midir?

- Hayır, dinlerin egemenliği altına gireceği anlamına geldiği için laiklik dinlerin hizmetinde değildir. Ama laiklik kendi dinini uygulamanın herkesin vazgeçilmez hakkı olduğuna saygı duyar ve onu savunur. (S. 16)

- Din, cumhuriyet kuralları içinde uygulanması halinde cumhuriyete ‘karşı’ değildir. (S. 17)

- Bütün özgürlükler gibi inanç özgürlüğü de kurallara ve cumhuriyetin değerleriyle çelişmeyen yasalara saygı duymak zorundadır. (S. 17)

YAKINDAN TANIYALIM

Sarkozy, Hıristiyan ve Yahudi dinleri gibi İslam’ın da Fransız toplumunda yeni görevleri olduğunu savunuyor: Bütün Fransa’da ve özellikle de umutsuzluğun kol gezdiği banliyölerde gençlerin kafalarında şiddet, uyuşturucu ve para tutkusunun yerine ‘din’in bulunmasının toplum için yararlı (S.18) olduğunu söylüyor.

Ama ‘Laiklik bizim demokrasimizin oluşturucularından biridir... Ancak ne laikliği ne de cumhuriyeti tartışma konusu yaparız’ (S. 94) da diyor. ‘Önemli olan şu ki hepimiz cumhuriyette ve aynı kurallara uyarak birlikte yaşayabiliriz’ (s. 170) diyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınması durumunda, ‘Daha elli yıl kadar önce Fransız olan Cezayir’e Türkiye’ye verdiklerimizi nasıl vermeyebiliriz?’ (S. 150) diye soruyor.

Nicolas Sarkozy’yi yakından tanımamızda, kafasının içini öğrenmemizde binlerce yarar var.
Yazarın Tüm Yazıları