Arada bir o tek cümlelik haber ya geçiyor, ya geçmiyor:
"2500 köyün yolu kapandı..."
(.....)
Ayak parmaklarım üşüyor.
Gözümün önüne tek gözlü köy okulunun tek sınıfının arka sıralarında oturan çocuk geliyor.
Ne zaman kar yağsa...
Ayak parmakları eski postalın yırtık ucundan çıkmış, ıslak ve kızarmış soğuktan.
Ayak parmaklarını birbirine sürterek ısıtmak istiyor, umursamaz bir gülücük yüzünde.
Çıplak ayaklı, takunyalı çocuklara göre yine de ayakkabısı var, burnu delik-melik...
Gülerek bakıyor etrafa, henüz donmuş tırnaklarının sızısından ağlamaya başlamış değil...
*
"2500 köy yolu" ne zaman açılır kimse bilemez.
Belki şubatta.
Belki bahara...
Televizyonlar gösteriyor, kentlerde yeni arabalar kayıyor. İşine geç kalıyor biraz patron. Boğaz Köprüsü trafiğe açık diyorlar. Tam 30 bin iş makinesi seferber. On dakikada bir kar açıcı geçiyor kapımızın önünden.