Ne şiş yansın...

Nasıl şey o?

Çok kolay: Oylar CHP’ye gitsin ama CHP iktidar olmasın... Ya da AKP’ye oy atmayalım ama AKP iktidar olsun.

Yâni, uzaktan kumandalı bu robot sistem, şunu demek istiyor:

- Servetim AKP güvencesinde kalsın, laik rejimin bekçiliğini ise CHP üstlensin.

Niye?

E çünkü her iki partinin uzmanlık dalları ayrı... İkisinden de yararlanmak lâzım.

***

Biraz kurcalarsanız, ağızlarındaki baklayı çıkartabilirsiniz.

Tam tercümesi şudur.

- AKP ucu ucuna iktidar olsun ki biraz süngüsü düşsün.

- Emriniz olur. 3’üncü bir parti ister misiniz?

- Evet isterim. Koalisyon modeli, bir alternatif olarak kenarda dursun.

- Peki 4’üncü bir parti?

- Hayır, istemem... Tablo bozulmasın.

Bu kadarını programlamak en mucizevi bilgisayarların bile becerebileceği iş değildir. Ama bizim sandık mühendisleri, milli irade’ye milimetrik talimat veriyorlar.

Bunlar, 80 öncesi terör günlerinde milliyetçi gençlerin sırtını sıvazlayıp hep derlerdi ki:

- Allah sizi muvaffak, bizi muhafaza etsin.

80 sonrası da, emekli paşa Turgut Sunalp’la Özal yarışırken demişlerdi ki:

- Askerin aslı varken, emeklisine lüzum yok. Özal’a oy verelim. Asayişi nasılsa asker sağlar.

***

Şimdi de sloganı bulmuşlar:

Oylar CHP’ye, iktidar AKP’ye.

Nasıl olacak bu?

Olur.

Hatta “DP’nin yolunu kesin, Anayol’u bozun” ve sonra da “Genç Parti’ye oy vermeyin,” türünden ısmarlama kampanyalar açılırsa, daha da muhteşem olur, değil mi?

Aynı filmi görmekten bıktık usandık.

Haa... Son bir not.

Baykal’ı sadece Başbakan anladı ama o da yanlış anladı.

Baykal Cumhurbaşkanını Meclis dışından seçelim demiyor, dikkat... Diyor ki: Siyaset dışından seçelim.

- Canım efendim. Önce şu Meclis’i bir dizayn edelim de, sonrasına bakarız.