Müze tuvaletinde ABDEST tartışması

Allah sizi inandırsın, şu anda yaşadığım en önemli şey bu tartışma. Müze tuvaletinde abdest alınır mı alınmaz mı?

Haberin Devamı

Önüme gelen herkesle bu konuyu konuşmak, enine boyuna tartışmak istiyorum. Benim için memleketin en önemli meselesi bu şu anda. Siz de önemsiyor olmalısınız ki, bu kadar çok mail yolladınız. Mutfağa gidip su alıyorum, geri döndüğümde 200’den fazla görüş mail kutuma düşmüş oluyor, anlayın yani. Tonlarca, tonlarca, tonlarca mail geldi bu konuda. Bu gazetenin tamamı o görüşlerle çıkardı. Ha bana sorsalardı çıkmalıydı da, Allah’tan sormuyorlar. Önümüzdeki yeni dönemin yeni tartışmalarından biri olduğu kesin, bundan sonraki hayatımız bu tür sorunları çözmeye çalışarak geçecek. Sizi temin ederim ki, maillerin hepsini yayınlamak, tek tek cevap yazmak isterdim. Ama eşyanın tabiatına aykırı, bir sayfa yerim var ve girebilecek kelime sayısı sınırlı. İçim kan ağlayarak tırpanlamak, makaslamak ve bir kısmını da yayınlayamamak zorunda kaldım. Geçen yazıda bu konuda taraf olduğumu yazmıştım, evet öyleyim. Belki de sebebi, geçici olarak yaşadığım bir yerde, şeriatla yönetilen bu ülkede, hiçbir lavaboda çıplak ayağını yıkayan birini görmemiş olmamdır. Bu görüntüyü estetik bulmuyorum.

Haberin Devamı

 

KESİNLİKLE YAPILMAMALI 

 

BU DÜPEDÜZ MEYDAN OKUMA

Bence, düpedüz bir meydan okuma. Demek istiyorlar ki: “İnancımızı her yerde faaliyete dökeriz, siz de buna alışacaksınız!” İnsanların anlaması gereken konu şu: Neye inanırsan inan, bu seninle vicdanın arasında bir şey. Başkalarını buna dahil etmeye çalışmak, saygısızlık, hatta faşizmdir. Benim annem, anneannem, babaannem de abdest alıp namaz kılan insanlar. Ama bir gün bile umumi bir yerde böyle bir davranışta bulunduklarını görmedim. İngiltere’de yaşıyorum, artık dönmek istiyorum ama inanır mısınız korkuyorum. Türkiye’de yaşamalı mıyım yaşamamalı mıyım endişesi taşıyorum. Bu hale mi gelecektik? (Gamze B.)

 

Haberin Devamı

ARTIK GİZLENMEMİZE GEREK YOK DİYORLAR

 

Bu, AKP iktidarını arkasına alıp “Şimdiye kadar gizlendik, artık gerek yok. Devir bizim devrimiz” demektir. Bu, “Herkes bizden yana, siz de kim oluyorsunuz?” demektir. (Neslihan Ç.)

 

DİNDAR BİRİ OLARAK TİKSİNDİRİCİ BULUYORUM

Bu tür hareketleri tiksindirici ve Müslümanları rencide edici buluyorum. Bunu yapan kişi, zarafetten yoksundur. Dindar biri olarak bu tür şeyleri kınıyorum, her şeyin yeri ve adabı vardır diyorum ve bunu görgüsüzlüğe veriyorum. (Fatih K.)

 

BU İŞLER ELEŞTİRMEKLE OLMAZ

Eğer bu ülkede, bu şartlar altında yaşamak istemiyorsak, çalışmamız lazım hem de çok. Mitinglere gitmekle ya da oturduğumuz yerden eleştirmekle hallolacak iş değil bu. Evet, belediyelerde, devlet dairelerinde onları görüyoruz ama durum çok daha ciddi. Büyük şirketlerin en üst pozisyonlarındalar. Sınavlarda en iyi dereceleri alıyorlar. Kendilerini çok iyi yetiştiriyorlar ve her tarafı sarıyorlar. O yüzden eleştirmek ya da şikayet etmek yerine, bizim de çalışmamız lazım. (Esin B. )

Haberin Devamı

 

HİJYENDEN VE SAYGIDAN UZAK

İnanç, Allah ve kişi arasındadır. Uluorta yapılanların gösteriş olduğunu düşünüyorum. Dünyanın en modern dininin bu kadar ilkel yaşanmasını anlamıyorum. Müzeye pek çok milletten insan geliyor. Bu sulu manzarayı gördüklerinde, Türk kadınını, Türkleri ve İslamiyet'i böyle sanıyorlar. Bilinçsiz, inançsız, hijyenden ve de saygıdan uzak... (Eda Ö.)

 

DİNDARLIK BAHANE GÜÇ VE PARA ŞAHANE

Ankara'da yaşıyorum. Başkentimizin umumi tuvaletlerinde böyle pervasızca abdest alanlara sık sık rastlıyorum. 5 yaşındaki oğlumun ellerini, abdest eşliğinde, metro tuvaletinde yıkamak zorunda kalmam, görgüsüzce ve çağdışı. Ne insanlık tarihinden haberleri var ne de uygarlıktan. Zaten dindarlık bahane, güç ve para şahane. (Nejla N.)

Haberin Devamı

 

LAİKLER BİR ŞEYLER YAPMALI

Müzede abdest alınmasına niye şaşırıyorsunuz ki? 7. sınıfa giden kızkardeşim geçenlerde evde dini vaazlar vermeye başladı. Cehennemde ne gibi işkenceler yapıldığına takmıştı. Sonra sınıf arkadaşlarının çoğunun başlarını kapattığını öğrendik. Bir gün “Artık Atatürk'ü sevmiyorum” diye geldi eve. En son “Yılbaşı kutluyor!” diye gavur ilan etmişler onu, sinir olmuş. Allah’tan olmuş. Atatürkçü ve laik insanlar sırça köşklerinden çıkıp bir şeyler yapmazlarsa müzelik olacaklar haberleri olsun. Anıtkabir'i ziyaret edip bayrak sallayarak olmuyor bu iş! (Aslı S.)

 

SİZİNKİNE ŞOV DENİR

Daha önce ibadet etmiyorlar mıydı? Ediyorlarsa nerede ediyorlardı? Etmiyorlarsa neden şimdi? Lütfen müzede, cafe'de, restoranda iseniz, gidiniz evinizde kaza namazı kılınız. Her şeyin bir yeri var çünkü. Bizim başımız açık olabilir ama biz de inancımızı kendi dünyamız içinde yaşıyoruz. Bize özel bir şey çünkü. Kimsenin gözüne sokmaya çalışmıyoruz. Sizinkine şov denir. (Sevcan E.)

Haberin Devamı

 

KIYAFET DENEME KABİNİNDE NAMAZ

Çok rastgeldim, kıyafet almak için bir mağazaya gidersin, kabine girmek istersin ama boş kabin yoktur. Birinde bir müşteri kıyafet denerken, diğerinde biri namaz kılmaktadır. Bir şey de diyemezsiniz. (Seyhan)

 

ANKARA’DA DEVLET DAİRELERİ DE BÖYLE

Ankara'da bir devlet dairesinden yeni emekli oldum, oradaki durum da böyleydi. Abdest almak için kendilerine ayrılmış tuvaletler olmasına rağmen, çeşitli bahanelerle personel tuvaletlerini kullanırlardı. Uyardığımızda da, büyük bir yüzsüzlükle bir sürü bahaneler öne sürerlerdi. Onların bizi mağdur etmeye, o estetik olmayan görüntüyle midemizi bulandırmaya hiç hakları yok. Ama söyleyince, “Sen benim inancıma nasıl karışırsın!” oluyor. (Şebnem Ö.)

 

ABDEST CAMİDE ALINABİLİR

Hayatımda böyle saçmasapan şey duymadım. Aşağı yukarı her mahallede en az bir tane cami olduğu düşünülürse, namazını kılmak isteyen abdestini de orada alabilir. Biz insanların ayaklarını yıkadığı yerde ellerimizi yıkamak zorunda mıyız? Dini böyle göstermelik bir şekilde tekeline alan insanları da şiddetle kınıyorum! (Ekin Ç.)

 

MİLLETİN VEKİLLERİ UTANMAZSA MİLLET NEDEN UTANSIN

Avrupa ülkelerinde girdiğiniz bir tuvalette ayak yıkayan varsa, bilin ki o Türk'tür. Bu olayın dinle filan ilgisi yoktur. Bu görgüsüzlük ve saygısızlıktır. Başkalarının hakkına tecavüzdür. Geçenlerde TBMM tuvaletlerindeki lavabolar bu nedenle alçaltıldı. Meclis'teki milletin vekilleri bundan utanmıyorlarsa millet tabii ki utanmayacak. Zaten bizim demokrasi adı verilen sistemimizde, lavaboda ayak yıkamayan seçilemez. Seçilse bile yükselemez. (Vedat S.)

 

MİNİ ETEK GİYDİĞİ İÇİN DAYAK YEDİ

Gazi Üniversitesi'nde okuyorum. Bizim okulda hangi saatte tuvalete girerseniz girin, bu manzarayla karşılaşırsınız.Artık ellerimi temizlemek için yanımda antibakteriyel krem taşıyorum. İnanın İzmirli bir ailenin çocuğu olarak burada okumak çok zor. Okuldaki ilk senemde, boynumdaki eşarbı bir erkek öğrenci başıma sardı ve “Bak ne kadar yakıştı” dedi. İzmirli çok yakın bir arkadaşım da okula mini etekle geldiği için tekme tokat dayak yedi.Başka bir arkadaşımın ise Ramazan ayında kantinde içtiği çay başından aşağıya döküldü. Azınlıkolmak zor. (Gülüm Ö.)

 

İKİ ADIM ÖTEDE CAMİ VARKEN MÜZEDE NAMAZ KILMAK ŞART MIDIR?

Hamileyim ve bu olayları yaşadıkça, “Bu mudur çocuğumun göreceği Türkiye?” diye üzülüyorum. Bence bu hareket, gösterişten ibarettir. İki adım ötede cami var, niyeti ibadetse, gider camide abdestini alır, namazını da kılar. Ya da müze ziyaretini namaz saatine göre ayarlar, müzeye o saatte gelmez. Nasıl bir mecburiyet olabilir ki, bir insan illa hem o saatte müzede olacak hem de namaz kılacak! (Mutlu S .)

 

UFAK MESCİTLER YAPILABİLİR

Kim ne derse desin, tuvalette abdest almak estetik olarak hoş değil. Ancak plazalarda, müzelerde, alışveriş merkezlerinde, fabrikalarda küçük ve gözden ırak da olsa bir mescit ve iki lavabolu bir abdesthane bulundurulabilir öyle değil mi? Hem pratik hem insani bir çözüm. (Ertan A.)

 

SIRF BU YÜZDEN DİNİMDEN SOĞUYORUM

Benim annem de başını örter, namaz kılar. Ama işini gücünü buna göre ayarlar. Uygun ortam yoksa, İslamiyet zorlamıyor zaten. Sonra kaza edersin. Ama olmaz. Gözümüze gözümüze sokmaları lazım! Utanıyorum onların Müslüman geçinmesinden. Ve Müslümanlığın böyle algılanmasından. Sırf bu insanlar yüzünden dinimden soğuyorum. (Ayla.)

 

ONLARI AHİRETTE GÖRECEĞİZ

Küçükken, özellikle de kışın, su olduğu halde, dedem deri patiklerinin üstüne sembolik olarak parmağıyla su sürerek abdest alırdı. Ben de o sırada Kuran kursunda abdest almayı öğrendiğim için “Böyle abdest mi olur?” diye dedeme itiraz etmiştim. Dedem beni kucağına alıp, bir de şeker vererek İslam dininin hoşgörüsünü anlatmıştı, Kuran'dan örnek ayetler de göstererek. Ben bize “Dinsiz!” diyenlerin gösteriş yapmalarını yadırgamıyorum. Bırakın yapsınlar. İslam dini, hoşgörü dinidir. Evi 20 metre ilerdeyken, haşemasıyla havuz kenarında namaz kılanını gördüm ben. Eskiden onlara kızardım, artık kızmıyorum. Hepimizin Allah katında eşit olduğunu ve hepimizin eşit şekilde yargılanacağımızı biliyorum. Aç insanların yanından, Vakko türbanları ve Gucci ayakkabılarıyla, bindiği ciple etrafa su sıçratıp geçen, sonra da ben açık geziyorum diye bana “Günahkar!” diyenleri, ahirette göreceğiz. (Nermin A.)

 

MESCİT VAR EMZİRME ODASI YOK

Geçenlerde 2 aylık bebeğimizle Yalova feribotuna bindik. Bir süre sonra ben, Pollyannavari bir edayla emzirme odasını sordum. Yönlendirildiğim yer mescit oldu. Kıbleyi gösteren oklar arasında kızımı emzirdim. Bebeklere emzirme odası açmak mı önemli, yoksa mescit açmak mı? Öyle bir zihniyet ki bu, mescidin içine kilimler sermiş, namaz hocası kitapları almış ama bir bebeğin ihtiyacını göz önünde bulundurmak kimsenin aklına gelmemiş. Nereye gidiyoruz böyle? Korkuyorum. (Tuğba ve muhteşem kızı Maya)

 

İŞYERİNDE MESCİT VAR BEN EVDE KILIYORUM

Ben de namaz kılıyorum. Kılanlara da kılmayanlara da saygım var. İşyerinde mescit ve ayrı bir lavabo olmasına rağmen gündüz kılamadığım namazların akşam evde farzlarını kılıyorum. Çünkü her ortamda namaz kılmak ve her ortamın lavabosunu kullanmak beni rahatsız ediyor. Bir de madalyonun öteki yüzü var, namaz kılıyoruz diye gün içerisinde 10-15 dakika işin başından ayrılmak diğer çalışanlara haksızlık. (Nazlı M.)

 

HOUSE CAFE’DE MİDPOİNT’DE HEP ONLAR

Daha dün gece iş çıkışı Bağdat Caddesi'nde Midpoint'e yemeğe gittim. Yan masamda 2 tane türbanlı kız vardı, paltoları çıkarmadan bütün gece oturdular. Gerçekten muhafazakarlarsa mutlu olabilecekleri bir ortam değildi. Ya kendilerini bir ispatlama çabası içindeler ya da birileri onlara para veriyor gitsinler böyle yerlerde otursunlar diye. Bu ilk değil, Nişantaşı'ndaki House Cafe'de de gördüm. Yine rahatsız ve eğretilerdi. (Makbule K. )

 

SENİ ONA GÖRE GÖMELİM

Bir sürü internet sitesi Nazlı ’nın mailini yayınladı. Basit bir toplumsal davranış kuralını ve hijyen k onusunu, dillerine doladılar, din ve iman konusu haline getirdiler. Bir sitede Nazlı ile il gili ne yazıyor biliyor musunuz: “Açıkça hangi dine mensup olduğunu yaz ki, ölünce seni ona göre gömelim!" Bu kadar kötüler!(Seren.)

 

SEÇİMLERDEN SONRA BAŞLARI DAHA BİR DİKLEŞTİ

Kocaeli'de yaşıyorum ve zaman zaman çarşıdaki umumi tuvaletleri kullanmak zorundakalıyorum. Hep aynı manzara. Peki ne yapıyorum? İğrenmekten ve kendi kendime söylenip işimi çarçabuk bitirmekten başka hiçbir şey. Çünkü kendimi azınlık hissetmeye başladım. Cumhuriyet mitinglerinde boy gösterip % 47’lik oy oranıyla karşılaşınca , yumruk yemiş gibi oldum.Fark ettiniz mi bilmem ama seçimlerden sonra, hepsinin başı daha bir dikleşti sanki.(Ayşe A.)

 

EVDE,SAKİN BİR ŞEKİLDE YAPMAK VARKEN

Herhangi bir nedenle kılınamayan namazlar, daha sonra telafi edilebilir. Sokaklarda bin bir zorlukla ibadet etmeye çalışacaklarına neden evlerine dönünce temiz ve sakin bir şekilde yapmazlar bunu? (Ayşe G.)

 

ILIMLI İSLAMA DÖNÜŞEN TÜRKİYE

Sen hala farkında değilsin herhalde. Sokağa çıktığında çevrene şöyle bir bak , kadınların kaçı türbanlı, kaçı türbansız bir say. Türkiye artık ABD ve AB’nin baskıları ile ılımlı İslam cumhuriyeti oldu, sadece ilanı kaldı. Medya da Türkiye ’nin daha hızlı ılımlı İslam ’a dönüştürülmesine su taşıyor, sen hala farkında değilsin. Bir gün bir bakmışsın, birkaç sarıklı etrafını çevirecek ve“Sen niye türban takmıyorsun?” diye soracaklar! Bu günler yakındır. İşte o zaman, “Bu gidişe niye karşı çıkmadım” diye dövüneceksin. Heyhat! Geçmiş ola. İnsanlar çok küçük çıkarlar uğruna oylarını satıyorlarsa, olacağı budur.(Haydar K.)

 

DİNSİZ BUNLAR!

Geçenlerde İzmir Konak’ta sarıklı sakallı bir adam , elindeki Arapça yazılı bir sayfayı ve minyatür boyutlardaki Kuran ’ı bana uzattı. Almadım. Yanımda yürümeye ve almam için beni ikna etmey e çalıştı. Yürüdüm gittim vearkamdan söylenmesini duydum “Dinsiz bunlar, Allah’tan haberleri yok!” Acayip sinirlendim. Geri dönüp avazım çıktığı kadar benim inancımı onun sorgulayamayacağını anlattım. Etrafımda toplanan yaklaşık 20 kişi bana uzaydan gelmişim gibi baktı. Çok zoruma gitti. Bu olay Konya’da yaşanır, Sivas’ta yaşanır ama İzmir’de asla! 7 yıl Kanada’da yaşadım. 7 yılda ne çok değişmiş, gerilemiş benim burnumda tüten güzel memleketim. (Sibel B.)

  

ONA ÖYLE ÖĞRETMİŞLER

O kıza verilen eğitim ve öğreti yanlış. Besbelli abdestli olması öğretilmiş. Ne kadar çok abdestli olursan, o kadar sevaptır denmiş. Bir şekilde ihtiyaç giderince; dininin emrini yerine getirmek istiyor. Namaz kılmasına gerek yok. Daha dindar biri olabilmek için abdest alıyor. Birisi ona devamlı abdestli olması gerektiğini aşılamış, o da uyguluyor. (Alp K.)

 

DÜNYAYI VEBA GİBİ SARMIŞ

Nazlı'nın okuldan arkadaşıyım. İnternette konu hakkındaki yorumları okuyunca çok da şaşırmadım. Bu ülkenin nereye doğru gittiğini zaten hepimiz biliyoruz ve maalesef engelleyemiyoruz. Eğer herkes inandığı dine göre hareket etme hakkına sahipse, ben de kendi dinime göre, mesela, çıplak dolaşma hakkına sahip olabilir miyim? Ya da dinim bana kısasa kısas hakkı tanıyorsa, sokak ortasında adam vurabilir miyim? Dünyada binlerce din varken vebu dinlerin hepsinin bir takım uygulamaları varken, bir ülkede yaşayan insanlar kendi hareketlerinin sebeplerini “inanışları” olarak açıklayıp, sorumluluklardan kurtulabilirler mi? Bir ülkenin düzeni, akıl, mantık, bilim, adalet üzerine mi kurulu olmalıdır, yoksa din denen hurafeler üzerine mi? Belirli bir çoğunluk varsa “azınlık” diye nitelendirilen insanlar da çoğunluğa uyarak mı yaşamalıdır? Nazlı'ya tepki gösteren insanlar, bir Hristiyan ’ın bir Yahudi’nin ya da kendi çapında hiç bilinmeyen bir dine inanan insanların toplum içinde kendi dinlerini referans göstererek saçma sapan hareketler yapmalarına da hoşgörüyle yaklaşırlar mı? İnanç dünyayı bir veba gibi sarmış. Maalesef Türkiye'yi de hızlı bir şekilde karanlığa çekiyor. Umarım Nazlı'yatepki gösterenlerin olmadığı bir Türkiye yaratabiliriz.(Tamer K.)

 

YAPSINLAR NE OLACAK

 

ÖLÜNÜN ÜZERİNDEN AKAN SUDAN TİKSİNMEK

Abdest alanlardan tiksinenler! Bir gün öleceksinizve birileri sizi yıkayacak. Hiç düşündünüz mü, sizi yıkayan kişi, üzerinizden akan sulardan tiksinirse ne olacak? (Murat S.)

 

ABDEST, CENNETİN ANAHTARIDIR

Abdest her yerde alınır çünkü cennetin anahtarıdır. Değeri ölçülmeyecek bir ibadettir. Onu kıymetsiz olarak bilenler dinsizlerdir. (Mehmet D.)

 

ARTIK SİZİ KORKUTACAK KADAR ÇOK TÜRBANLI VAR BU ÜLKEDE

Müzede abdest almak neden saygısızlık olsun? Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Yani türbanlılara dil uzatmak. Büyümesinden çok korktuğunuz türbanlı kesim, gerçekten sizi korkutacak kadar büyük artık! (Sinem A.)

 

MÜSLÜMAN EZİK OLMALI SİZE GÖRE

Biz başörtülüler bu ülkede ikinci sınıf vatandaş değiliz, tabii ki istediğimiz yerde abdest alırız. Bunu siz belirleyemezsiniz. Sizi rahatsız da etmesin. Ya da etsin çünkü bu ülke bizim. Biz dışardan gelmedik, hep buradaydık. Nazlı Hanım’ı huzursuz eden, abdest alan kızın rahatlığı. Çünkü alışık değilsiniz, çünkü Müslüman ezik olmalı size göre. Ama maalesef, bunlar çoook eskide kaldı. Bizde herkes üniversite mezunu ve herkes kendine güveniyor. Ben de İmam Hatipli ve üniversite mezunu bir anne olarak, emin olun, kendim gibi düşünen evlatlar yetiştiriyorum. Sizleri rahatsız edende bu. Olun. Bizim çok hoşumuza gidiyor. Selametle. Rabbim hepinize hidayet versin! (Neslihan A.)

 

FRANSIZ ÇOCUĞU OLABİLİRDİNİZ

“Azınlık” lafına sinir oldum. Ne demek azınlık? Yani siz Müslüman değil misiniz kendinize azınlık diyorsunuz? Sizin gibi kokonalara bizler laf etmiyoruz, siz nasıl Müslüman kardeşlerimize laf edersiniz? Nedir bu Müslümanlara ve dindarlara olan nefret? Bu vatan, “Allah!” diyen insanların hatırına kurtuldu.Sizin gibilere kalsaydı şu anda bir Fransız çocuğu olabilirdiniz. Reziller! (Mehmet D.)

 

ASIL SİZ FAŞİSTSİNİZ! 

Kapalı değilim. Namaz kılmam. Ama bu kadar şımarıklığa pes doğrusu. Benim herhangi bir lavaboda sümkürme hakkım varsa, ayağımı kaldırıp yıkama hakkım da olmalı. Hijyen değilmiş! Biliyorum ki, başı açık biri ayağını yıkıyor olsaydı, aynı tartışmalar yapılmayacaktı. Öcü değiller. Siz ne kadar üniversite mezunuysanız, onlar da öyle. O yüzden kahroluyorsunuz. Asıl sizin yaptığınız faşizanlık! (Layla T.)

 

SİZİ BU ÜLKEDEN SÜRECEĞİZ

Bu ülke sizin gibi asalaklara asla yar olmayacaktır. Beklenen gün gelecektir. O zaman sizin halinizi görmek istiyorum abdestsiz yaratıklar! Biz Osmanlı torunları, sizi ezerek bu ülkeden çıkaracağız. Vakit varken terk edin bu ülkeyi. Fazıl Say’ı da yanınıza alın. (Sezer M.)

 

ORTAYA ÇIKTIK, BİZİ HER YERDE GÖRECEKSİNİZ

Bu milletin %kaçı Müslüman sorusunun cevabına göre, binaları yeniden düzenleyeceksiniz. Evet ortaya çıktık, artık bizi her yerde göreceksiniz. (Mehmet A.)

 

BİZ SİZİN MAKYAJ TAZELEMENİZE LAF EDİYOR MUYUZ?

Biz kimsenin o lavabolarda makyaj tazelemesine, saçlarını taradıktan sonra dökülen saçlarını lavabo kenarında bırakıp gitmesine sesimizi çıkarmıyoruz. Siz niye bizim abdest almamıza laf ediyorsunuz? Bize abdest almamız için özel yerler yapıldı da, biz mi kullanmadık? Yapılsın o zaman. Artık abdest alacak özel lavabolar istiyoruz. (Muhterem Y.)

 

ONUN AYAKLARINDAN SIÇRAYAN SUYLA ELLERİNİ YIKAYABİLİRSİN

Ben ne başı kapalı ne de ilahiyat fakültesi mezunuyum. Ressam, iki yabancı dil bilen, saçı başı röfleli, çağdaş ama çağdaşlığı ifratla karıştırmaktan çok korkan biriyim. Dinime de fevkalade bağlıyım. Bu Nazlı kızımız unutmasın ki, günde beş vakit namaz kılan biri, günde defa abdest alır, ayakları o kadar temizdir ki, sıçrayan suyla sen ellerini bile yıkayabilirsin.. (E.G)

 

ŞARHOŞ BİR KIZ OLSAYDI

Aynı yerde sarhoş bir kız görseydi lavaboya kusan, acaba yine mail atar mıydı Nazlı hanım? (Ertan G.)

 

NAZLI’NIN ELLERİ ONUN AYAKLARINDAN KİRLİ

Abdest alan kızın ayakları kapalı ortamda ve günde 5 defa yıkanırken, Nazlı Hanım’ın elleri daha yeni taharetten çıkmadır. Bu durumda asıl kendi ellerinden sıçrayacak su çevresine daha fazla mikrop yayacaktır. (Yavuz Ö.)

 

BRE GAFİL!

Eskiler oraya Batı’dan aparma "tuvalet" değil, “abdesthane" derlerdi... Bre gafil! Kızcağız orada abdest almayacak da ne yapacak? (Yusuf S.)

 

HERHANGİ BAŞKA BİR DİNE MENSUP BİRİNİ GÖRSEYDİ

Nazlı Hanım, o müzede bir Müslüman dışında, başka dine mensup birinin inancı gereği bir şeyler yaptığını görseydi, yine gidip güvenlik görevlisine yetiştirecek miydi? Yoksa “Vay be benim ülkemde demokrasi taaa müzelere kadar inmiş. Helal mi?” diyecekti? (Seçkin D.)

 

HİJYENİ BAHANE ETMEYİN

''Derdim Allah’la, İslam'la'' deyin, herkes safınızı bilsin. Hijyen gibi bahaneyle kimseyi kandırmayın. Evde köpek beslersiniz tenyalarından habersiz, tırnak uzatırsınız mikrobundan habersiz, eve ayakkabıyla girersiniz, sonra da hijyenden bahsedersiniz. Komiksiniz komik! (İsmail O.)

 

10 YILDIR NEW YORK’TA DIŞARIDA ABDEST ALIYORUM

Ben de dışarıda abdest alıyorum. Ama bugüne kadar kimseyi rahatsız etmedim. Bence de ayakların bu şekilde yıkanması güzel bir görüntü değil. Ben yanımda bir şişe taşıyorum. Sıra ayaklarıma gelince, su şişesi ve kağıt havlu ile tuvalet kabinine geri girip hiç bir yeri ıslatmadan, sırayla ayaklarımı yıkıyorum. 10 yıldır New York'ta yaşıyorum ve abdest alırken kimsenin dikkatini çekmedim. Selam ve dua ile. (Ayşe A.)

 

MALEZYA MODELİ

8 yıldır Malezya’da ikamet etmekteyim. Bu ülkenin hemen her yerinde mescit ve abdest alınacak yerler var. Yani soruna çözüm bulunmuş. Müslümanlar burada Budist ve Hıristiyanlarla yaşıyor. Onların dinlerinin gerekleri de, Müslümanları rahatsız etmiyor. Ben işyerimi her sabah açtığımda, Budist komşularım dakikalarca koridorlarda çan çalıp, tütsüler yakıyorlar. Her tarafı duman kaplıyor. İnanca olan saygımdan dolayı bu durum beni rahatsız etmiyor.(İbrahim A.)

 

BİZ SİZİN BÜTÜN PİSLİKLERİNİZE ALIŞTIK

Alışacaksınız tabii. Biz sizin basın davetlerinde, masalarımızı içkiyle kirletmenize alıştık. Alışacaksınız tabii. Biz sizin camilerimizi ahıra çevirmenize alıştık. Alışacaksınız tabii. Biz sizin kirli makyaj malzemelerinize alıştık. Alışacaksınız tabii. Biz sizin tüm pisliklerinize alıştık. (K.A.)

 

4 YILDIR BEN DE YAPIYORUM BİR UYARI ALMADIM

4 yıldır yabancı bir şirkette çalışıyorum ve 4 yıldır bu şirketin tuvaletinde abdest alıyorum. Kimseden bugüne kadar bir rahatsızlık uyarısı almadım. Ben bu Nazlı Hanım’ın gerçekten rahatsız olduğunu filan da düşünmüyorum. Uyumlu ve huzurlu bir şekilde bir arada yaşamak varken ortalığı karıştırmaya çalışıyor. Görmek istediği saygıyı önce göstermesi gerekiyor. (Dilber E.)

 

NE VAR BUNDA ABARTACAK

Nazlı Hanım’a göre her şeyin yeri ve zamanı varsa, diğer türbanlı kız için de var. Kimseye zarar vermedikçe, herkes inançlarının gereklerini uygulayabilir. Ben burada Nazlı Hanım’a zarar veren bir durum göremedim. E demek ki abdest alan kız için de o an, o eylemin zamanı imiş. Ne var bunda abartacak! (Şebnem V.)

 

İSLAM'IN KELİME ANLAMI BARIŞTIR

Ben Nazlı Hanım’dan müze yönetimine durumu izah edip, mescit gibi yerlerin yapılmasına ön ayak olmasını beklerdim. Birbirimizin düşüncelerine ve inançlarına saygı göstermek zorundayız. İslam'ın kelime anlamı barıştır. Ülkemizle barışık, insanımızla barışık olmalıyız. Ancak böyle ayakta durabiliriz. (Ünsal E.)

 

İHBAR EDECEĞİNE ABDESTHANE YAPILSA DESEYDİ

Nazlı Z. eğer gerçekten hak / hukuk prensiplerine önem verseydi,"Madem dindar insanlar da geliyor, onlar için mescit ve abdesthane yapılsın" diye Sabancı Müzesi’ne teklifte bulunurdu. Ama o, bunun yerine size e mail atarak bu olayı "ihbar" etmeyi tercih etmiş. (Emel H.)

 

*****ABDEST ALINMAYAN BİR ÜLKEYE GİDİN

Burası Müslümanların ülkesi. İnsanların abdest alması kadar doğal bir şey olamaz! Eğer rahatsız oluyorsanız -Nazlı Hanım ve ekürisi- buyurun abdest alınmayan bir ülkeye gidin, tercih sizin. Mesela Rusya’ya. Yanlış anlamayın, sizlerin varlığınızdan Müslümanlar rahatsız olmaz ama anladığım kadarıylasizler Müslümanların varlığından rahatsızsınız. (Ali K.)

 

SİZ ARTIK ÇIĞIRINDAN ÇIKTINIZ

***Sizin gibi düşünenlerle bizim aramızdaki fark şu: Biz, herkesi olduğu gibi kabulleniyoruz ama siz sizinle aynı kafa yapısında olmayanları kabullenmiyorsunuz. Bizler, mini eteklerle dolaşanlara, sokakta sevişenlere, geneleve gidenlere, kaç kişiyle birlikte olduğu belli olmayanlara bir şey demiyoruz. Ama siz…Tamamen çığırından çıktınız, artık ibadetimize de mi karışacaksınız! (Arda Y.)

 

*****SİZİ NE ZAMAN DIŞLADIK

Bu ülkenin insanları, 250 yıldır siz ve sizin atalarınızı hep koruyup, kollamadı mı? Size hep kucak açmadı mı? Sizi ne zaman dışladık? Nedir bu kadar kin ve nefret? Nedir bizden istediğiniz? (Kadir K.)

 

İNANÇLIYIZ DİYE HERŞEYİ YAPMAYA HAKKIMIZ YOK

Bazen ben de lavaboda abdest almak zorunda kalıyorum. Gerek lavabonun gerek yerlerin ıslanması hoş ve hijyenik olmuyor. Bu konuda bundan sonra daha titiz davranacağım. İnançlıyız diye her şeyi yapmaya hakkımız yok. Ama Nazlı Hanım’ın şikayet tarzı da hoş değil. En güzeli tabii ki abdesthanelerin olması ama özürlülerin tuvaletleri bile yeni yeni yaygınlaşmaya başlarken, abdesthane bizim için şimdilik lüks. (Fatmanur G.)

 

*****AMERİKA’DA HEP OLUMLU TEPKİLER ALDIM

Los Angeles’dasanat merkezinde, New York’ta bir gökdelenin tepesinde ve Nevada'da bir restoranda günde 5 vakit yaptığım ibadetim için hazırlanırken, etrafımdaki insanlardanhep çok hoş tepkiler aldım: “Ne kadar güzel, bu zamanda böyle bir bağlılık dininize karşı, tebrikler!” “Cool!” “Bravo!” “İlginç!”dediler. Ama Nazli’nin mail’i bana kendimi azınlık hissettirdi. Üstelik kendi ülkemde. (BETUL A.)

 

*****TÜRBANLI BİRİ OLARAK BENİM NE HİSSETTİĞİMİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Siz, üniversite kapısında, "Sizi şu kabine alalım" dediklerine benim ne hissettiğimi biliyor musunuz? Ya da kardeşimin lisesine girerken, nüfus kağıdımı alan görevlinin bana "Şurada dursanız daha iyi olur" dediğinde ne hissettiğimi? Ya da ÖSS gibi tüm hayatımı etkileyecek bir sınavda herkes gibi gidip yerime oturmak yerine, palyaço gibi saçmasapan bir perukla içeri girmenin ve tüm o bakışları üzerine toplamanın ne demek olduğunu… Nazlı Z.’nin abdest alan kızdan biraz uzakta bir lavaboyu tercih etme şansı var. Benim mezun olduğum üniversiteye girip, hocalarımla konuşma şansım bile yok. Sırça köşklerinizde hayatımızla ilgili küçücük bir şey bile bilmeden atıp tutuyorsunuz. Dini vecibesini yerine getirmek isteyen birini lütfen bu kadar hâkir görmeyin. (Merve E.)

 

***ÖZGÜRLÜKLER HERKESE LAZIM

Hijyen özgürlüğünün tartışıldığı bir yazıda, ibadet özgürlüğü neden yok? Yoksa gerçek amaç, dindarları sosyal hayattan tecrit etmek mi? Özgürlükler herkese lazım. Bugün size, yarın bana. (Metin S.)

Yazarın Tüm Yazıları