Müslüman solcular

KAPATILAN FP'den ayrılıp, kendi partilerini kurmaya hazırlanan ve kendilerine ‘‘Yenilikçiler’’ adını veren Abdullah Gül ve arkadaşlarıyla dün iki saat sohbet ettik.

Sonunda Gül'e şu soruyu yönelttik:

‘‘Söylemleriniz, geçmişte sol ideoloji tarafından dile getirildi. Müslüman sol kimliği ile mi çıkacaksınız?’’

Gül'
ün yanıtı kısa ve net oldu:

‘‘Evet. Biz geniş bir yelpazeyi kucaklayacağız.’’

Bunu yaparken, karizmatik lider partisinden uzak, ekip çalışmasını benimsemiş bir yapıyla çıkacaklarını söylediler.

Yeni kurulacak parti hangi zemine oturacak, ilkeleri, programları ne olacak?

Gül de, Abdüllatif Şener de parti programını ortaya çıkaramadıkları için gelen eleştirilere hak veriyor.

‘‘İki hafta içinde programı açıklayacağız’’ dediler.

Gül, bu aşamada ilginç bir detay da verdi:

‘‘Parti programını hazırlarken, İngiltere ve ABD'den de program çalışmasına destek veren ekonomistler çağrıldı. Yurtdışındaki profesyonel borsacılardan borsayla ilgili görüşler alındı.’’

ÖNCELİK EKONOMİ

Anlattıklarından yola çıkıldığında şunu söylemek olası:

‘‘Program, Özal'ın ANAP'ı kurduğunda ortaya koyduğu programa benzeyecek’’

Nitekim Gül de dün bunu reddetmedi:

‘‘Birinci önceliğimiz ekonomi olacak. Ekonomiyi düzeltmeden istediğiniz kadar insan hakları türküsü söyleyin, vatandaş aldırmıyor.’’

Parti nasıl bir kimlikle ortaya çıkacak? Milli Görüş çizgisinden farkı ne olacak?

Geleneksel tabana dayalı bir politika tamamen terk mi edilecek?

Bu sorulara Şener, geçmişten bir örnekle yanıt verdi:

‘‘Erbakan Hoca çok hukukluluk demişti. Ama bizde çok hukukluluk anlayışı geçmişte de olmadı. Bundan sonra da olmaz.’’

Gül'
ün bu üç soruya ortak yanıtı şöyle oldu:

‘‘Parti tezgáhında büyüyen, parti ve Erbakan'ın söylem ve sloganları ile yetişenler orada kaldı. Ama kendini geliştiren, eğitim gören, okuyan kesim bizim yanımıza geldi.’’

TABAN İLERİCİ

Ya taban?

Gül'ün buna yanıtı da net:

‘‘Taban tepeden ilerici. FP'de taban gerçekçi, tavan tutucu kaldı, onun için ayrılık oldu.’’

Ardından gelenekçilere bir de gönderme yapıyor:

‘‘Kutsal devlet olmaz diyorlar, ama kendilerinde kutsal insan var.’’

Gül
ve arkadaşlarının dönüp dolaşıp vurguladıkları en önemli konu ‘‘biz liberalizme inanıyoruz’’ oldu.

Siyasal yaşamlarının Milli Görüş içinde şekillenmış olmasının, bundan sonra da bu anlayışla devam edecekleri anlamına gelmediğini birkaç kez kayda geçirdiler.

Bunun verilerinin ne olduğunu sorduğumuzda, her insanda bulunması gereken erdemleri sıralamakla yetindiler.

‘‘Biz, dürüst ve şeffaf olacağız’’ söyleminden ileri gitmek istemediler.

Kaçındıkları noktanın; FP kapandıktan sonra yollarını ayırdıkları arkadaşlarıyla ideolojik bir çatışmaya girmek olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bundan dolayı, kafalarındaki düşünceler ile ayaklarını bastıkları zemin arasındaki gövdeyi şekillendirmekte zorlanıyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları