Murat Ülker’in Godiva stratejisi Harvard Busines Review’a model oldu

20 Aralık 2007.

Ülker Grubu’nun patronu Murat Ülker yöneticilerine sesleniyor.

Haberin Devamı

“Arkadaşlar Yıldız Holding olarak bugün itibariyle dünya çikolata devi Godiva’yı satın almış bulunuyoruz. Gelişmeleri sizlere aktaracağız fakat bu süreçte Godiva’nın ‘stand-alone’ yani ‘bağımsız’ olarak yoluna devam edeceğini, yönetiminin korunacağını bilmenizi isterim...”

Hatırlarsanız bayrama denk gelen bu haber sadece Ülker Grubu’nda değil, iş dünyası ve medyada da ilgiyle karşılanmıştı.

Meğer Murat Ülker’in daha satışın gerçekleştiği ilk gün yaptığı bu açıklama sadece Türk medyasının değil dünyanın en saygın ekonomi dergisi Harvard Business
Review’un (HBR) da dikkatini çekmiş.

Özellikle de Godiva’nın yeni yönetim stratejisine ilişkin ‘stand-alone’ açıklaması.

* * *

Kendisi de Harvard mezunu olan Anand P. Raman o günlerde karar vermiş dünyada giderek bir trend haline dönüşen ‘ortaklık’ stratejisinin peşine düşmeye.

Ve atlamış gelmiş Türkiye’ye.

Tam bir hafta boyunca Ülker Grubu’nda patrondan fabrikadaki işçiye, marketten bakkala birçok kişiyle görüşmüş.

Sonunda iki akademisyenle birlikte “Satın aldığınız şirketi entegre etmeyin, onlarla ortaklık kurun” başlıklı yedi sayfalık bir araştırma dosyası hazırlamış.

Gelişmekte olan bir ülke şirketinin, yani Ülker’in, dünya markası Godiva’yı yönetme stratejisi bu dosyanın ana konusu.

Dahası Ülker’in Godiva’yı ‘ortak’ gibi yönetme stratejisi HBR için çok önemli bir model.

* * *

Hiç abartmıyorum, Ülker’in global finans krizine rağmen Godiva’yı bağımsız bir şirket gibi yönetme modeli, 850 milyon dolara Godiva’yı satın almasından daha önemli.

Zaten Harvard Business Review’un deneyimli editörü de bu yüzden atlayıp İstanbul’a gelmiş.

Dünyada ne satın almalar oluyor.

Trendi satın aldığı şirketin ruhunu iyi kavrayanlar belirliyor.

Murat Ülker ilk günden itibaren “Benim için Godiva, çikolata pazarının Kaşıkçı Elması. Ben onu parlatıp bir kolye yapacağım ve dünyanın çeşitli yerlerinde tanıtacağım” demişti.

Nitekim öyle yaptı.

Krize rağmen lüks segmentin en önemli markası Godiva bırakın zararı son iki yılda Ülker Grubu şemsiyesinde hem büyüdü hem de kâr etti.

* * *

Dünyada değişik satın alma modelleri var. Genelde büyük gruplar yeni bir şirket alırken ‘entegrasyon, asimilasyon hatta istilaya’ varacak birleşme yöntemleri izlerler.

HBR özellikle değerli markaların ‘istilacı’ yaklaşımla yönetilemeyeceğini Godiva ve bir diğer ilginç örnek Tata’ya atıfla gözler önüne seriyor.

Söz konusu olan Godiva gibi değerli bir markaysa ‘parayı veren düdüğü çalamıyor’.

* * *

Godiva’nın CEO’su Jim Goldman’ın dergiye anlattığına göre Murat Ülker deve yüküyle para ödediği halde şirketin yönetici kadrosuna ilk günden itibaren dürüstçe “Sizinle birlikte ortak gibi çalışacağız” demiş.

Yönetim Kurulu’na Türkiye’den ‘köprü’ vazifesi görmesi için sadece bir kişi atamış.

Her işe burnunu sokmak yerine girişimci ruhu ve küresel vizyonunu aktarmış.

Ve bu stratejik bakış açısı Yıldız Holding bünyesinde Godiva’yı ‘model ortak’ konumuna taşımış.

Kimse kusura bakmasın, yüzde yüzüne sahip olduğunuz bir şirkete ‘ortak’ gibi yaklaşmak bugünün iş dünyasında, hele de Türkiye’de her babayiğidin harcı değil.
Bence Murat Ülker’in esas başarısı bu.

Haberin Devamı

Godiva gibi şirketleri başarıya taşıyan ortaklık modeli

Haberin Devamı

· Satın alınan şirket, bağımsız şirket olarak konumlandırılıyor.

· İki şirket arasında tam sinerji kurulmuyor. Her iki tarafın güçlü olduğu alanlarda entegrasyon yapılıyor.

· Mevcut üst düzey yöneticilerin şirkette kalması sağlanıyor.

· Satın alınan şirketlere operasyonel özgürlük veriliyor. Günlük kararlara karışılmıyor. İki şirket arasında ‘köprü’ görevi görecek az sayıda yeni yönetici atanıyor.

· Satın alan şirketin vizyonu, değerleri, iş etiği ve felsefesi yeni şirkete aktarılıyor.

Yazarın Tüm Yazıları