MİT Müsteşarı Barzani ile ne konuştu

KUZEY Irak’ta, Amerikan işgalinin ardından ortaya çıkan oluşumla ilgili Türkiye’nin tavrında bir değişiklik mi var? Hatırlayacaksınız, Genelkurmay Başkanı, Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda ‘Adam eskiden aşiret reisiydi, şimdi devlet başkanı’ diyerek Türkiye’nin Kuzey Irak’a bakışındaki değişikliğin ilk işaretlerini vermişti.

Daha sonra da MİT Müsteşarı’nın Barzani ile görüşmek üzere iki üst düzey MİT yetkilisiyle Kuzey Irak’a gittiği gazetelere yansıdı.

En son olarak da Dışişleri Bakanlığı, Türk şirketlerinin Kuzey Irak’a uçak seferleri koymasında bir sakınca görmediğini açıkladı.

Bugün piyasaya çıkan haftalık haber dergisi Tempo’da, MİT Müsteşarı’nın ziyaretinin perde arkası anlatılıyor.

Bu görüşmeye Müsteşar Emre Taner’in gitmesinin nedeni, Barzani ile arasında daha önce kurulmuş bir yakınlıktan kaynaklanıyormuş.

Orada Barzani bazı isteklerde de bulunmuş. İstekler arasında Kuzey Irak’taki Kürt oluşumunun tanınması, Kuzey Iraklı Kürtlere ‘TC vatandaşı’ olma olanağı verecek çifte vatandaşlık hakkının tanınması, öğrenci değişimi ve Kuzey Irak Kürt Ordusu’nun Türkiye tarafından eğitilmesi gibi ilginç konular var.

Taner’in de görüşmede PKK ile etkin mücadele için işbirliği talep ettiği bildiriliyor.

Bu tür haberlerin tüm unsurlarını birden doğrulatmak, konunun doğası gereği mümkün olamıyor.

Öyle görünüyor ki Kuzey Irak’taki Kürt oluşumu, Türkiye tarafından artık bir ‘gerçeklik’ olarak kabul ediliyor. Bu kabule dayanan bir politika değişikliğinin ilk ipuçlarını yaşıyoruz diye düşünüyorum.

Sanıyorum ki Tempo’nun haberi, önümüzdeki haftanın en çok tartışılacak konusu olacak.

‘Asker uyardı’da kadın parmağı

AMERİKA’nın başkentinde yayımlanan; ama rakibi Washington Post’a kıyasla pek de ciddiye alınmayan bir gazete var: The Washington Times.

Bu gazetede geçenlerde Andrew Borowiec isimli bir muhabir tarafından yazılan bir haber yayımlandı. Haberde, askerlerin Başbakan Recep Tayip Erdoğan’a yazılı bir uyarı verdikleri ileri sürülüyordu.

Haberin doğru olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Borowiec’in bu tür ‘Türkiye aleyhtarı’ haberlere meraklı olduğu ileri sürüldü.

Ve şimdi sıkı durun, Borowiec’in bu ‘Türk düşmanlığı’nın gerisinde bir ‘kadın parmağı’ varmış.

Refik Erduran’ın ‘İblisler, Azizler, Kadınlar’ isimli anılar kitabında Borowiec’in Türk düşmanlığının nereden kaynaklandığının ipuçları anlatılıyor.

Meğerse Borowiec, bir arkadaşının karısıyla ilgili olarak yaptığı bir dedikodu nedeniyle Refik Erduran’a kızmış. Türklere karşı tavrı bu dedikodu nedeniyle 180 derece değişmiş.

Erduran, kitabında, gazetecinin karısının kendisine ‘asıldığını ama reddettiğini’ de anlatıyor.

Demek ki Refik Bey ‘gününde olsaymış’ bu tür yalan haberlerle uğraşmak zorunda da kalmayacakmışız!
Yazarın Tüm Yazıları