Milli Eğitim Bakanı neyin peşinde?

ÜNİVERSİTE giriş sınavının sonucunda ortaya çıkan "kontenjan açığı" sorununun bir benzeri Anadolu Liseleri’nde de yaşanıyor.

Bir tarafta bir eğitim kurumuna yerleştirilmeyi bekleyen binlerce öğrenci, diğer tarafta kontenjanlarını dolduramamış üniversiteler, Anadolu Liseleri.

Saçmalığın böylesini yaratabilmek için yetkililerin ne kadar çabaladıklarını artık siz düşünün
!

ÖSS’nin üniversitelerdeki kontenjan açıklarını kapatmak için nasıl bir önlem geliştireceğini bekliyorum.

Anadolu Liseleri’ndeki durumu düzeltmek de herhalde Milli Eğitim Bakanı’nın işi olmalı. Ancak Bakanlık Anadolu Liseleri’nde kaç kontenjan açığı kaldığını bile açıklamaktan kaçınıyor.

Bu arada ilginç olaylar da oluyor.

Bir arkadaşımın başına bakın neler geldi:

Bir gün evinin telefonu çaldı ve Doğa Koleji isimli kuruluştan aradığını, çocuğuna OKS puanı nedeniyle yüzde 60 burs vereceklerini söyledi.

Bir özel okul yetkilisinin, bir velinin ev telefonunu ve çocuğunun OKS’de aldığı puanı nereden öğrenmiş olabileceğini bir düşünün isterseniz.

Belli ki Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, Anadolu Liseleri’nin boş kontenjanlarını açıklamayarak ve yeni puanları ilan etmeyerek bazı okulların öğrenci kazanması için bir tür pazarlamacılık faaliyeti içindeler.

Ve önemli bir iddia daha var: OKS sınavında belli bir okul tercihi yapmamış öğrencilerin tümü Anadolu İmam Hatip Liseleri’ne yerleştirilmiş!

Milli Eğitim Bakanlığı’nın neyin peşinde olduğunu tahmin etmek zor değil.

Milli Eğitim Bakanı’na şunu hatırlatayım: Küçücük çocukların geleceğiyle oynamak, onları arkasında nelerin olduğu bilinmeyen hesaplara kurban etmek kimseye hayır getirmez!

Ölen öldüğüyle, yapan yaptığıyla kalacak

ANKARA-Adana karayolunda yedi kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasında, bilirkişi sürücüyü "tam suçlu" bulmuş.

Yani karayoluna dev bir çukur kazıp, onu öylece orada bırakanların, gerekli ve yeterli güvenlik önlemlerini almayanların hiç suçu yokmuş!

Tersi olsaydı şaşardım zaten diye düşündüm, bu haberi okurken. Türkiye’de bu yeni bir durum değil.

O raporu hazırlayan trafik polislerinin amirlerine kimlerin telefon açmış olabileceğini, o amirin memurlarına hangi talimatı vermiş olabileceğini tahmin edebilmek hiç de zor değil.

Türkiye’de eğer bir kamu görevlisinin ihmali nedeniyle kaza geçirirseniz ya da bir kamu aracının da karıştığı bir kazanın tarafıysanız zaten asla "haklı" çıkamazsınız.

Bu rapordan sonra mahkemenin nasıl bir karar vereceğini de bilebilmek zor değil.

Ölen öldüğüyle, görevini yapmayan yapmadığıyla kalacak.

Ve bu nedenle hiçbir kamu görevlisi vicdan azabı duymayacak, akşam evine gittiğinde çocuklarıyla birlikte huzur içinde oturup televizyon seyretmeye devam edecek.

Kendisi bir haksızlıkla karşılaştığı zaman da "Nerede hukuk, nerede devlet" dile feryat edecek

Zamanında o feryatlara kendisinin hiç kulak asmadığını hatırlamayacak bile.

Ve bu kazayla ilgili son bir not: Elbette beş kişilik bir binek otomobiline sekiz kişiyi doluşturan ve şehirlerarası yola çıkan sürücünün hatasını görmezden geliyor değilim.

Ama ortada yedi ölü varken ve bu insanlar çok açık bir ihmalin kurbanı olarak bugün mezarlarında yatıyorken bunu tartışmak bana biraz "meleklerin cinsiyetini tartışmak" gibi geliyor.

Galatasaray yöneticilerine tebrikler

GALATASARAY’ın Seyrantepe’de yapacağı stadyum ile ilgili protokol Başbakan tarafından da imzalanarak yürürlüğe girdi.

Böylece Ali Sami Yen Stadı’nın arazisi Toplu Konut İdaresi’ne, Seyrantepe’deki "üst kullanım hakkı" da Gençlik ve Spor Müdürlüğü’ne geçecek. Galatasaray da hiç para ödemeden bir stadyum sahibi olacak.

Darısı, diğer kulüplerin başına!

Galatasaraylı yöneticileri de bu iş bitiricilikleri nedeniyle kutluyorum. Kimsenin başaramadığı bir işi başardılar.

Devletten bedavaya aldıkları Ali Sami Yen’i ve yine devletten bedavaya aldıkları bir araziyi verecekler ve karşılığında yapım parasını devlete ödeterek bedava bir stadyum sahibi olacaklar!

Uzun süredir fırsat bulamadığım bir soruyu da bu vesileyle sorayım:

Galatasaray, Ali Sami Yen Stadı’nın kendisine devri ile ilgili sözleşmedeki yükümlülüklerini zamanında ve tam olarak yerine getirdi mi?

Yerine getirdiğine ilişkin belgeleri gönderirlerse memnuniyetle yayınlarım.

Yerine getirmedilerse bu sözleşmeyi uygulamakla yükümlü kamu görevlilerinin, görevlerini neden ve nasıl ihmal ettiklerini öğrenmek de kamuoyunun hakkıdır.

Ve kamu hizmetlerinde "eşitlik" esas olduğuna göre ülkemizdeki diğer kulüpler için neler yapacaklarını açıklamalarını TOKİ yöneticilerinden rica ediyorum.
Yazarın Tüm Yazıları