Mevduat güvencesi artmalı

Ekonomik krize karşı sadece ahlamak, vahlamak mı? Ya da...

Tam vurdumduymazlık...

"Bize bir şey olmaz" rahatlığı...

İkisi de doğru değil.

Dünyanın yaptığı; akılcı değerlendirme.

Hızlı bir karar mekanizması.

Ve sancıya neşter.

Yani... Sorunun çözümü yolunda adım.

Daha doğrusu hafifletilmesi için...

Bu krizin bir süre daha dünyayı etkileyeceği ortada.

Yaralar ancak birkaç yılda sarılacak.

O zaman...

Akılcılık... Doğru planlama... Etkin kararlar...

Krizin bir yansıması istihdama olacaksa, en büyük etkisi de finans sektörü üzerinde...

Nitekim banka sancıları ortada.

Devlet desteğine alınan bankalar.

Ve dünyanın önlemi; mevduata güvence.

Bu güvence arttırıldı.

Ya tam güvence, ya da 50 bin Euro devlet garantisi.

Bizde sınır; 50 bin YTL.

Azlığı, yeterliliği tartışılıyor.

Kimilerine göre; sorun yok.

Kimilerine göre; biraz arttırılmalı.

Bankalardan para çekilmesini önlemek adına.

Başka alanlara ölü yatırımları durdurmak adına...

Gazeteci - Yazar kimliğimle irdelersem...

İnsanlarda bir tedirginlik var. Devletin güvence vermesi yönünde istek.

Neden olmasın?

Bütün Avrupa, ABD bu yönde kararlar alıyorsa, biz de buna uymalıyız.

Akademisyen kimliğimle irdelersem... Bu güvenceyi 100 bin YTL’ye yükseltmek doğru bir yaklaşım olur. Hem halk, "Bak devlet sorunla ilgili. Önlem alıyor" der, rahatlar.

Hem de bankaların üzerindeki bir "psikolojik baskı" ciddi şekilde rahatlatılmış olur. Kolay ve kısa bir karar. Ekonomi yönetiminin bu kararı kısa sürede almasında yarar var.

Mustafa Denizli

O bir "imparator".

O bir "kral".

O Ege’nin yetiştirdiği en önemli spor adamı.

Sadece futbolculuğu, sembol isim olması, başarılı teknik direktörlüğü mü?

İnsanlığı, duruşu, saygınlığı...

Ege’ye uyan vakarı...

Başarıları ortada.

Hedefi de...

Türkiye’de 3 büyükleri şampiyon yapan teknik adam olmak. Neden olmasın?

Türk teknik direktörler neden dünya çapında başarılara imza atmasın?

Son günlerde yağan mailleri anlatsam... Beşiktaş kongre üyesiyiz ya!

Haklı, haksız eleştiriler...

İrdelemeler... Bir süre önce "Beşiktaş için iki isim uygun; biri Lucescu, diğeri Mustafa Denizli. Ama benim yetkim olsa, Mustafa Ağabey’den yana tavır koyarım" demiştim.

Şans kapıyı kırdı!

Bir dileğim oldu!

Bundan sonra top "futbolun beyefendisinde".

Beşiktaşlıların gözleri de "özlenen, yürekli futbolda"..
Yazarın Tüm Yazıları