Merkez, IMF’yle anlaşma istiyor ama açıkça söyleyemiyor

MERKEZ Bankası açıkça söylemiyor ama, parasal politikaların artık sınırına geldiğini, mali disiplinin sürdürüleceğine ilişkin piyasalara güven verilmesi gerektiğini, bunun için de IMF ile biran önce anlaşmanın yapılması gerektiğine inanıyor...

Merkez Bankası dün, 0.75 puanlık faiz indirimi kararı aldığı son Para Politikası Kurulu’na ilişkin değerlendirme notlarını açıkladı. Bu açıklama, bugün Başkan Durmuş Yılmaz tarafından açıklanacak Enflasyon Raporu’nun da bir anlamda temelini oluşturacak.

Merkez Bankası yaptığı açıklamada, IMF ile anlaşma konusuna girmedi, etrafından dolaştı. Açıklamada "Küresel krize karşı ekonomimizin direncini koruması için basiretli bir para politikası gereklidir, fakat bu tek başına yeterli değildir. Dolayısıyla, orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, gerek beklenti yönetiminin etkinleştirilmesi gerekse para politikası kararlarının olumlu etkilerinin desteklenmesi açısından büyük önem arz etmektedir" denildi. Bu çerçevede, AB’ye uyum ve yakınsama sürecinin devam ettirilmesi ve Katılım Öncesi Ekonomik Program’da (KEP) da yer alan düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımların önemine dikkat çekildi.

Sizce orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi nasıl sağlanabilir?

Bunun tek yolu bence IMF ile yeni stand-by anlaşması imzalanmasıdır. Merkez Bankası IMF ile anlaşma konusuna girmeden KEP ve AB’ye atıfta bulunuyor ama bunların yeniden güvenin sağlanmasında yeterli olamayacağını, bence çok iyi biliyor.

KEP hedefleri, açıklanmasının üzerinden iki hafta geçmeden, artık geçersiz kalmış durumda ve artık bu rakamlar piyasalara güven vermek için yetmeyecektir.

Peki, Merkez Bankası neden açık açık "bunların sağlanması için IMF ile yeni stand-by anlaşması gerektiği"ni söylemiyor derseniz, inanın kesin olarak bilmiyorum...

İki neden aklıma geliyor. Birincisi; siyasi otoritenin kararı olduğu için teknisyen olarak buna karışmak istememesidir. Ancak bence işe karışmalı ve IMF ile anlaşma olmadan bu güvenin sağlanamayacağını açıkça söylemeliydi.

İkinci nedeni ise hükümetin IMF ile anlaşma konusunda yeniden sıkıştığını anlayıp, üzerine gitmemek için bu konuya girmemesi yani siyasi davranması olabilir. Bu ihtimal bence hem ekonominin geleceği için hem de Merkez Bankası yönetiminin bakışı açısından tehlikeli bir ihtimal. O nedenle umarız birinci ihtimal geçerlidir...

’ÖLÇÜLÜ’ FAİZ İNDİRİMİ

Merkez Bankası açıklamasında ayrıca büyümeye ilişkin tahminlerin daha korkutucu geliştiği, canlanma için daha önceki kendi senaryolarının tutmayacağını, canlanmanın öteleneceği, buna karşılık artık "ancak ölçülü faiz indirimleri" yapabilecekleri söyleniyor.

Kurulun, son dönemde açıklanan veriler doğrultusunda, yılın ilk çeyreğinde büyüme hızındaki daralmanın çift haneli rakamlara ulaşabileceği değerlendirmesinde bulunduğu belirtilirken, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın zaman alacağı ve enflasyon üzerindeki aşağı yönlü baskıların süreceğinin düşünüldüğü ifade edildi.

Hızla bozulan bütçe dengesini düzeltmek için gerekebilecek dolaylı vergi düzenlemeleri veya yönetilen/yönlendirilen fiyat ayarlamalarının, kısa vadede enflasyonda oynaklığa neden olabileceğini belirten Merkez Bankası yönetimi, kamu kesiminin artan finansman gereksiniminin, para politikası kararlarının ve son dönemde uygulanan mali tedbirlerin iktisadi faaliyet üzerindeki olumlu etkilerini zayıflatma potansiyeli taşıdığına da dikkat çekti.

Özetle; Merkez Bankası yaşanan gelişmeler ışığında Türkiye’nin mevcut politikalarla, tek başına ekonomide istikrar sağlayamayacağını, mutlaka bir şeyler yapmak gerektiğini çok açık biçimde görüyor. Ancak buna rağmen ağzındaki asıl baklayı çıkarmadan, dolaylı çözüm önerileriyle yetinmeye çalışıyor. Umarım IMF konusunda bildikleri kötü bir şey yoktur...
Yazarın Tüm Yazıları