Merkez Bankası yine karşılıklara yüklenecek

MERKEZ Bankası’nın krizden çıkışta likidite yönetimini yine bankalar üzerinden yapacağı anlaşılıyor.

Yani banka maliyetlerini yükselten munzam karşılık ve benzeri yöntemlerle piyasadaki likiditeyi çekmeye çalışacak.

Bu da zaten son dönemde azalmaya başlayan banka karlarının 2011 ve sonraki yıllarda giderek azalacağının ciddi bir kanıtı gibi.

Merkez Bankası’nın son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özeti dün yayımlandı. Genel olarak bakıldığında Merkez Bankası’nın enflasyonda son dönemdeki yükselişten tedirgin olmadığını, iç talepteki artışın enflasyonu tehdit eder boyutta olmadığını düşündüğünü görüyoruz. Bununla birlikte Merkez Bankası’nın hızlanan sıcak para girişi ve yaratacağı olumsuz etkiler konusunda giderek daha fazla tedirgin olmaya başladığı da gözleniyor.

Merkez Bankası yönetiminin, bu nedenle doğabilecek istikrarsızlığa karşı ise daha sonra önlem almayı düşündüğünün işaretlerini alıyoruz.

Özetle; Merkez Bankası faizlerin daha uzun süre düşük kalmasını, ileride istikrarsızlık olursa ancak o zaman faizlerde yeni bir artışı düşünebileceğini, piyasalara sinyal olarak veriyor. Bu aynı zamanda Merkez Bankası’nın “seçimlere kadar faiz artırmak istemiyorum” mesajı olarak da algılanabilir.

Kurulun, toplam talep görünümünün politika faizlerinin uzun süre düşük düzeylerde tutulmasını desteklemesine rağmen, talebin kompozisyonunun “politika faizi dışındaki araçların aktif kullanımı”nı gerekli kıldığını düşündüğü belirtilen raporda, küresel ekonomideki zayıf görünümün bir yandan dış talepteki toparlanmayı geciktirirken diğer yandan, gelişmiş ülkelerin genişletici para politikalarını sürdürmelerine neden olarak, sermaye akımlarını hızlandırdığı ve iç talepteki canlanmayı beslediğine dikkat çekildi.

Artan sermaye girişlerinin hızlı kredi genişlemesi ve uyarılan ithalat talebi kanalıyla iç ve dış talebin büyüme hızlarındaki ayrışmayı belirginleştirdiğinin altı çizilen Merkez Bankası Raporunda, bu durumun cari dengede bozulmaya yol açarak finansal istikrara ilişkin riskleri gündeme getirdiğine dikkat çekildi.

BANKACILARIN BAKIŞI

Raporda, tüm bu değerlendirmelerin sonunda, “Kurul üyeleri, söz konusu risklerin sınırlanması bakımından, önümüzdeki dönemde zorunlu karşılıklar ve likidite yönetimi gibi ek politika araçlarının daha aktif olarak kullanılabileceğini bir kez daha vurgulamıştır” denildi. Bu ibare, önümüzdeki günlerde Merkez Bankası’nın yine munzam karşılıkları artırma yoluna gidebileceğini gösteriyor.

Bankacılar, aslında şu anda Merkez Bankası’nın yüklü döviz alımları yaparak, sıcak paranın etkileri için bir dengeleme yaptığının altını çiziyorlar. Ek döviz alımlarının önemli hacimlere ulaştığını, bu nedenle kurların dengelenmeye başladığını gördüklerini kaydeden bankacılar. Merkez Bankası’nın asıl sorununun ise yüklü döviz alımları karşılığı piyasaya verdiği TL’nin fazlalığından kaynaklandığı görüşündeler.

Merkez Bankası’nın normal yollardan likidite çekmeye yanaşmadığını kaydeden bankacılar, “Merkez Bankası çareyi bankalara yüklenmekte buldu. Belki doğrudan bunu istemiyor ama likiditeyi çekmek için sadece karşılıklara yüklendiğinde bu sonuç ortaya çıkıyor” dediler.

Bankacılar karşılık artırımından bir süredir şikayet ediyorlar. Belki açıkca söyleyemiyorlar ama asıl söylemek istedikleri şu: “Seçim nedeniyle, Merkez Bankası Hükümeti kızdıracağım diye, asıl etkili olacak önlemleri alıp piyasayı sıkmaktan çekiniyor. Onun yerine bize yükleniyor” demeye çalışıyorlar.

Haksız da sayılmazlar.

Merkez Bankası’nın bu tercihinin sonuçlarını ise daha sonra göreceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları