Merkel’den şansölye olmaz

GEÇTİĞİMİZ haftalarda Schröder’in muhalefet karşısında elinin rahatladığını ve bu yüzden de Türkiye’ye destek vermekte bu denli kararlı davranabildiğini yazmıştım. Ve eklemiştim: ‘Bunun nedenini bir başka yazıda aktarırım’ diye.

Almanya’da, Hıristiyan Demokratlar ve aşırı sağ, yakın zamana kadar hızlı bir yükseliş içindeydi.

Alman ekonomisindeki sıkıntılar bu yükselişi körüklerken, sol iktidar giderek güç kaybediyordu.

Ancak yakın dönemde bu gidiş tersine döndü.

Bunun nedeni ise CDU Lideri Merkel. Merkel, hem aşırı sağın yükselişini durdurmak, hem de sosyal demokratlardan oy çalabilmek için ‘sert ve yabancı karşıtı’ bir söylem tutturdu.

Bu söylem ilk günlerde tutar gibi olduysa da, bir süre sonra Merkel Alman kamuoyunda tartışılmaya başlandı.

Doğu Almanya doğumlu Merkel’in ufuksuzluğu, dar dünya görüşü dile getirilir oldu.

Ve Alman halkı son aylarda ‘Merkel’den şansölye olur mu?’ sorusunu sormaya başladı.

Bu sorunun yanıtı kısa sürede ortaya çıktı: ‘Merkel Almanya gibi bir dünya devletini yönetecek kapasitede değil.’

Üstüne üstlük bir konu daha netleşti: ‘Almanya darboğazdan çıkmak için bugünkü politikalarını sürdürmek zorunda. Bu politikaları da en iyi Schröder sürdürebilir.’

Bu gelişmeler Schröder’i rahatlattı. Fransa’daki durum ise tam tersi. Birkaç ay önce yazdığım ve Fransa’nın gelecekteki lideri gibi görünen Sarkozy’i ele aldığım yazımı hatırlayanlar, ne demek istediğimi daha iyi anlarlar.

Katolik’ten Başkan çıkmıyor

ABD’de başkanlık yarışında Bush öne geçmiş. CNN’in anketine göre 8 puanlık bir de fark yapmış.

Bu haberin hemen altında, bir başka haber gözüme çarptı.

‘Başkan adaylarından Kerry Katolik’miş.

Kerry’nin ‘mezhep’ seçimi, zaten başkanlık şansını baştan sıfıra yaklaştırmış durumda.

Bu haber CNN’in anketinin doğru çıkma olasılığını güçlendiriyor.

Neden mi?

Çünkü ABD’de Katoliklerden pek başkan çıkmıyor. 200 yılı aşan Amerikan tarihinde sadece bir, evet 1 Katolik başkan seçilmiş.

Ve ABD’nin bu ‘tek’ Katolik başkanı, görev süresini tamamlayamadan öldürülmüş.

O Başkan’ın adı John Fitzgerald Kennedy.

ABD’nin efsane haline gelmiş Başkanı JFK, aynı zamanda seçilmiş tek Katolik başkan.

O nedenle dünya Bush’lu bir 4 yıla daha hazır olsun.

Kerry’de bu geleneği bozacak karizma ne yazık ki yok.

Adalet için de Avrupa’dan emir mi almak gerekiyor

ADIMDAN
daha iyi bildiğim bir şey varsa, Türkiye’nin AB üyeliği önündeki en büyük engel Adalet mekanizması.

Adalet kavramına yakışmayan adliye binaları, yığılmış, bir türlü bilgisayar ortamına aktarılamayan dosyalar ve arşivler. Komik maaşlara çalışan ve insanca yaşama koşullarına sahip değilken, namuslu olması beklenen savcılar, hakimler...

Ve bir kez daha yüzde birle bütçeden aldığı pay iyice kuşa dönen Adalet Bakanlığı.

Bu olacak veya kabul edilebilecek bir şey değil.

‘Müzakere sürecinde’ Türkiye’nin önüne en çok gelecek konu olacağı net olan Adalet’in, bütçeden layık olduğu payı alabilmesi için bunun da Kopenhag Kriterleri gibi bir kriter olması mı bekleniyor?

Başbakan’ın çok doğru bir tanımlama ile ‘Ankara Kriterleri’ dediği ‘Batılılaşma’ kriterleri içinde Adalet neden yok!

Kopyala yapıştır kaç saniye sürer

GEÇENLER DE bir yazar ‘Siyasi yazı yazmak 20 dakika sürer’ diye yazmış. Oktay Ekşi, Hasan Cemal çok çok daha uzun sürede yazsa da, genel olarak doğrudur, 20 dakika sürer. Ama aynen Picasso ile bir hanımefendi arasında geçtiği söylenen diyalog gibi. Kadın Picasso’dan resmini yapmasını ister. Picasso kadını karşısına oturtur ve yarım saatte resmi bitirir.

200 bin dolarlık faturayı da yollar. Kadın faturayı görünce Picasso’yu arar: ‘Yarım saatte çizdiğiniz resim için 200 bin dolar çok değil mi?’ Picasso yanıtlar: ‘40 yıl artı yarım saat hanımefendi.’

Üstelik ‘bazı’ yazarlar için 20 dakika bile çoktur. İnternette dolaşan ‘öykülerden’ birini alır, ‘Copy paste’ yani ‘Kopyala yapıştır’ komutlarıyla 30 saniyede yazı tamamlanır.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İlahi adaleti beklemek zorunda bırakılmadığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları