Mektup kutumdan seçmeler

SAYIN Serdar Turgut,

Bu konudaki ısrarınızı anlamamız mümkün değil. Size kaç kez anlatmaya çalıştık ki bu gazetede İngilizce köşe yazısı yazmanız mümkün değil. Bu basit gerçeği anlamanız neden bu kadar zor ki?

Dolayısıyla Hüsamettin Özkan'ın ortalıklarda yine görünmeyişi meselesini ele aldığınız ve adı geçen kişide Shakespeare'in eserlerindeki tiplere özgü trajik yanlar bulunduğu iddiasında olduğunuzdan da Shakespeare İngilizcesiyle kaleme almış olduğunuz, ‘‘Hüsamettin Özkan, Where art Thou?’’ başlıklı yazınızın Hürriyet Gazetesi'nde yer alması uygun bulunmamıştır.

İyi günler.

Hürriyet Gazetesi Üst Düzey Yayın Kurulu.

* * *

Sayın Serdar Turgut,

Hayır, hayır, hayır, hayır ve de yine hayır!

Daha önce yazmış olduğunuz yazıyı Shakespeare İngilizcesini geniş kitleler anlayamayacağı gerekçesiyle reddetmedik ki? Gerekçelerimiz tamamen farklıydı. Bu nedenle aynı içerikli bir yazıyı bu kez de ‘‘Sam Puff Dady Combs’’ ekolünde rap müziği sözlerine uygun hale getirip yeniden bize yollamanızın bir anlamı yoktur. Dolayısıyla , ‘‘Hüsam, Where the Fuck Are You’’ başlıklı yazınız da aynen size iade edilmiştir.

Teşekkürler.

Hürriyet Gazetesi Üst Düzey Yayın Kurulu.

* * *

Serdar Turgut

Hürriyet Gazetesi köşe yazarı

Sayın yazar,

İsmail Cem'in yapmış olduğu, ‘‘Bizim aslında Kemal Derviş'e ihtiyacımız yok. Yolumuza devam ediyoruz. Yakında her şeyi net olarak görmeye başlayacağız’’ açıklaması üzerine kaleme aldığınız ve Cem ile arkadaşlarının yakında görmesi muhtemel olan şeyleri açıkladığınız yazınız, gazeteniz üst yönetimi tarafından incelenmek üzere kurulumuza iletilmiştir.

Yaptığımız inceleme sonucunda yazınızın son derece müstehcen, Türk örf ve ádetlerine aykırı ve açıkçası da son derece rahatsız edici bir terbiye düzeyi sergilediği sonucuna varılmıştır. Kararımız gazeteniz üst yönetimine de iletilmiştir. Bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Sansür Kurulu.

* * *

Ertuğrul Özkök'ten

Serdar,

Seni defalarca uyarmama rağmen, dikkatimi dağıttığım anlarda fırsatını bulup yazılarına ahlak sınırlarını zorlayıcı kelimeler koyma girişiminde bulunmandan bıktım.

‘‘Seçim sistemi meselesi şimdi mi aklınıza geldi bire eblehler’’ başlıklı yazında, olası sonuçlardan korkup da seçimi erteletmeye çalışabilecekler için kullandığın ‘‘Sıkıyorsa deneyin bakalım, yürek ister bunu denemeye çalışmak’’ adlı cümleni yazından çıkarmayı reddettiğinden, bu cümlenin yazının öz anlamını yansıttığı fikrinde ısrarlı olduğundan, kendinin halkın hislerini sayfaya taşımaktan başka bir şey yapmıyor olduğunu söyleyerek ‘‘ben aslında yazı dünyasının Robin Hood’’uyum diye ısrarlı davranmandan ve mantıki argümanları dinlemeyi reddetmenden dolayı yazını gazeteye koymama kararı aldım.

* * *

Sevgili Turgut,

Kusuruma bakma, sana cevap vermekte geciktim. Ancak ne yazık ki istediğin bilgileri sana aktarmam mümkün değil. Yat gezisinde aramızda konuştuklarımız özeldir.

Bu nedenle Mehmet Y. Yılmaz'ın güneş batıp da bir kadeh içtikten sonra bizlere aktardığı ‘‘aşk’’ üzerine orijinal fikirlerini sana anlatmam doğru olmaz.

Bu konudaki merakını anlayışla karşılamama rağmen özel sohbetleri sana aktarmamın doğru olmayacağını umarım anlarsın. Ancak sana abi olarak bir tavsiyede bulunayım. Sen zannediyorsun ki bu konuda Mehmet Y. Yılmaz bir otorite. Ancak sen asıl bu konuda Ertuğrul Özkök'ün fikirlerini duysaydın o zaman iyice şaşırırdın.

Ve belki de bu konuda otorite figürü olarak bundan böyle kendine Ertuğrul'u seçerdin

Yours Sincerely

Özer Çiller

(P.S: Yatta konuşulanlar özeldir biliyorum ama sanırım bir konuya açıklık getirmem mümkün. Hayır, yat gezimiz boyunca Mehmet Y. Yılmaz, Hasan Cemal'in nerede gizlendiği konusunda hiçbir ifşaatta bulunmadı. Tansu'ya gelen bazı bilgiler varsa veya eğer ben bir şeyler duyarsam sana haber veririm. Ö.Ç.)

* * *

Sayın yazar,

Hayır kardeşim, ‘‘Hüsam Where the Fuck art Thou’’ başlığı da uygun değil.

Anlamıyor musun, geri misin nesin be!

Hürriyet Üst Düzey Yayın Kurulu
Yazarın Tüm Yazıları