Meclis’e işadamlarının girmesine mutlu oldum gündem ekonomiye dönsün

- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu, Malatya’ya yeteri kadar destek vermediğini söylüyor.
- Nasıl olur? Birkaç seyahatte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, “En çok Malatya’yı yazıyor, Kayseri’nin yüzüne baktığı yok” diye şikayet eden kendisi.
- Bilemiyorum. “Meksika Cumhurbaşkanı’na birlikte kayısı verdik. Dünyaya Malatya kayısısının reklamını yaptık. Bunu köşesinde yazmalıydı” diyor.
- Gazetemizde kayısı ve fındık verirken çekilmiş fotoğrafınız yayınlandı, yetmez mi?

Telefonu kapattıktan sonra TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu aradım:

- Malatya kayısısına sahip çık, hep birlikte dünyadaki marka gücünü daha yukarı taşıyalım.
Kısa Malatya ve kayısı sohbetinin ardından konu seçim sonuçlarına geldi:
- TOBB çatısı altındaki bazı odaların başkanları Meclis’e girdi.
- Yeni Meclis’e çok sayıda işadamının girmesinden memnuniyet duydum. Daha güçlü bir Türkiye için ekonomiyi yeniden gündemin ilk sıralarına taşımalıyız.
- En çok hangi partiden TOBB’un adayları Meclis’e girmiş oldu?
- Bu konuda çeşitli yorumlar yapılıyor. Kimi, “TOBB’un adaylarının çoğu CHP’den Meclis’e girdi” diyor. Kimileri de, “AK Parti’nin en büyük destekçisi TOBB” diye yazıyor. Tüm bunlar bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor.

Hisarcıklıoğlu, hemen şu noktanın altını çizdi:

- Parti ayrımı gözetmeksizin, iş dünyasından insanların Meclis’e girmelerini isterim. Ne kadar çok işadamı Meclis’e girerse, bundan memnuniyet duyarım.
Ardından bazı isimleri örnek verdi:
- Meclis’teki 3 büyük partimizde TOBB’un oda ve borsa camiasından isimler var. Bu dönem iki yönetim kurulu üyemiz, Nejat Koçer ile Hüseyin Üzülmez AK Parti’den Meclis’e girdi. TOBB Sanayi ve Ticaret Odaları Konsey Başkanı Galip Ensarioğlu da AK Parti’den seçimi kazandı.
- Ya CHP’den kazananlar?
- TOBB Ticaret Odaları Konsey Başkanı Sinan Aygün, CHP’den Meclis’e girenler arasında yer aldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın da daha önce Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı yaptığını, TOBB Hazır Giyim Meclisi görevini de bir süre önce Aynur Bektaş’a bıraktığını anımsattım, o AK Parti’den bir örnek daha verdi:
- Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Özlem Yemişçi de AK Parti’den seçildi.

Hisarcıklıoğlu, konuyu bağlarken, bir kez daha şu noktanın altını çizdi:

- TOBB’da her görüşten işadamları var. Bunun doğal yansıması olarak da bütün siyasi partilerde TOBB kökenli işadamları bulunuyor. Bu bilinsin, kimse TOBB üzerinden siyasi mücadele yürütmesin...
Söze kayısıdan girdik, siyasetle bitirdik... Hisarcıklıoğlu’nun ortaya atılan senaryolardan çok rahatsız olduğunu bir kez daha gördüm...
İş dünyasının 1.3 milyon üyeli çatı örgütü TOBB’un Başkanı’nın duygularını aktarmak istedim...

Bütün partilerden beklentimiz işadamlarını aday göstermesiydi

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na bir gazetedeki şu röportajı anımsattım:
- Zaman Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile röportajında, “TOBB Başkanı, adaylarınız arasında ne kadar çok işadamı yer alırsa o kadar çok mutlu olurum” dediğinizi aktarmıştı.
- O röportajda Sayın Kılıçdaroğlu, kendisine hiçbir şekilde isim zikretmediğimi de belirtiyor.
Hisarcıklıoğlu, ardından genel beklentisine dikkat çekti:
- Bizim aynı şekilde AK Parti, MHP ve diğer partilerden de beklentimiz işadamlarını aday göstermeleriydi.

Elini taşın altına koyar, iş hızlanır

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na işadamlarının Meclis’e girmesine dönük ısrarlı isteğinin nedenini sordum:
- Müteşebbislerimiz, ekonominin refah ve istihdam açısından önemini gayet iyi bilirler. Hergün ellerini taşın altına koyan, sıkıntıları ve zorlukları bizzat yaşayan insanların Meclis’te görev alması, hızlı ve etkin icraat yapılmasını sağlar.
Aralarından bakan olanlar hariç, bugüne kadar Meclis’e giren işadamlarının çoğu Hisarcıklıoğlu’nun altını çizdiği performansı gösterme fırsatı pek bulamadı...
Bu dönem farklı olabilir mi?

Sevgili hırsız, ayakkabı çalarken gariban imam yerine zenginleri seç

SİMİT Sarayı’nın patronlarından Haluk Okutur ile Ömer Çokyaşar’ın ortakları arasında bulunduğu Vittour’un Genel Müdürü Erkan Aydın, İstanbul Tahtakale’deki Timurtaş Camii’nde imamlık yaptığı günlerde ayakkabısı çalınınca, konuyu cuma hutbesine taşıdı:
- Sevgili hırsız... Tahmin ediyorum şu anda camidesin, cemaatin arasındasın. Sonunda benim ayakkabımı da çalmışsın. Hırsızlık da olsa her işin bir “şerefi” vardır. Gariban bir imamın ayakkabısını çalmak “hırsızlığın şerefi”ne yakışır mı? Bari zengin birinin ayakkabısını seçseydin.

Erkan Aydın’a sordum:
- Hırsızı bulabildin mi?
- Bulamadım ama orada bir daha benim ayakkabım çalınmadı.
Aydın’ın “zenginin ayakkabısını çal” ve “hırsızlığın şerefi” gibi sözlerle amacı aslında hırsızı yönlendirmek değildi elbette...
Kendi ayakkabısının çalınmasını vesile yapıp, hırsızlığın yanlışlığını bir kez daha vurgulamaktı.

    �