40 yaş telaşını abartmayın

Kırklı yaşlara yaklaştıkça kadınları tatlı bir telaş alıyor.

Hayatını kazanmak, evlenmek, bir çocuk doğurup büyütmek gibi amaçlarına ulaşan her kadın beden ve ruh sağlığındaki kayıpları azaltmak ve kendine daha iyi bakmak ihtiyacını hissediyor. Söz konusu olan şey, "Kendine iyi bakmak" olduğunda kadınlar erkeklerden daha şanslı. Araştırmalar erkeklerin -birçok konuda olduğu gibi- kendine bakma yeteneği bakımından da kadınlardan geride kaldığını gösteriyor. Bekar veya dul kadınların bekar ve dul erkeklere oranla sağlık bakımından da, kişisel bakım yönünden de daha iyi durumda oldukları biliniyor. Bazı kadınlar bu tatlı telaşı bazen biraz abartabiliyor. Diğer taraftan bu hoş telaş suiistimal de edilebiliyor. Nasıl mı? İşte örnekleri...

FATMA HANIM’IN MERAKI HAKLI

Fatma Hanım 40 yaşına bu yıl girecek. Son derece aktif bir yaşamı var. Ayrıca düzenli bir egzersiz programı ısrarla uyguluyor. Cilt yaşlanmasını azaltabilmek için neler yapması gerektiğini, menopoz hazırlıklarına ne zaman başlayacağını, kemikleri için herhangi bir desteğe ihtiyacı olup olmadığını, mamografi tetkikinin ne zaman başlayacağını ve daha pek çok şeyi merak ediyor: Hangi dermokozmetikleri kullanması gerekiyor, pastörize süt içmesinde bir mahsur var mı, yoğurt mu süt mü daha faydalı, kırmızı eti hiç yemese olmaz mı, bitki çaylarını nasıl bir karışımla içmeli, melisa çayı mı ısırgan ya da kuşburnu çayı mı, yeşil çaydan her gün mutlaka dört fincan faydalanmalı mı?

Arkadaşlarının kullanmaya başladığı Alfa Lipoik Asid, Koenzim, Magnezyum gibi desteklerden onun da faydalanması gerekiyor mu? Vitamin alması lazım mı?

YİNE DE DİKKATLİ OLMASI ŞART

Değerli okurlar, bu soruları daha da çoğaltmak mümkün ve hepsi de kendi içinde az ya da çok önemi olabilen sorular. Burada önemli olan nokta, bu sorulara yanıt ararken taraflı ve yönlendirici bazı bilgilerin de olabileceğine dikkat çekmek ve her şeyin aynı anda ve mutlaka yapmanız gerekmediğini bilmektir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da dikkatli ve özenli davranmakta, "Neyi, ne zaman ve neden yapıyorum" sorularına cevap aramakta fayda var.

Kırk yaş telaşının bir başka yönünün de suiistimal edilmesi ihtimali olduğunu yukarıda belirtmiştik. Bu telaştan faydalanmak isteyenler hep vardır ve her zaman olacaktır. Bu hanımlar faydasız hapları, etkisiz şurupları, yararı kanıtlanmamış kremleri-serumları, yağ eriten tozları ya da selülitleri yok eden teknolojik aletleri her köşede bulacaklardır. Dikkat etmeleri gereken nokta, bu etkinliği kanıtlanmamış zararlı olabilme ihtimalleri olan ürünlerden, önerilen teknolojilerden, iyice bilgilenmeden, emin olmadan ve mümkün olursa doktorlarına sormadan faydalanmamalarıdır. Ayrıca her duydukları, okudukları önerinin doğru olmayabileceğini de unutmamaları gerekiyor.

Kırklı yaşlara sağlıkla ulaşmak ve bu yaşları gelecekteki güzel günlerin hazırlık ve sıçrama tahtası yapmak, hoş heyecanlandırıcı ve doğru bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımı akıllıca ve maksimum ölçüde değerlendirmek lüzumsuz ve hatta zararlı olabilecek davranışlar içine girmemek gerekiyor. Bir kez daha hatırlatalım ki: Bu telaş güzel bir telaştır ama, fazla abartmamakta fayda vardır.

Hangi yumurtalık kistleri ameliyat edilir

Yumurtalıklar rahimin her iki yanında bulunup, yumurta ve hormon üreten 3 cm. kadar cevize benzeyen organlardır. Yumurtalık kisti, yumurtalıkta bulunan içi sıvı dolu keselere denir. Birkaç santimden tüm karın boşluğunu dolduracak kadar büyük olabilirler. Kistlerin birçoğu kanser olmayan, yumurta oluşumuyla ilgili fonksiyonel, basit kistlerdir ve genellikle bir ile üç ay arasında kendiliklerinden yok olurlar. Bu kistler bazen ağrı, adet düzensizliği yapabilirler. Tedavilerinde doğum kontrol haplarından fayda görülür.

Menopoz sonrası görülen her türlü yumurtalık kistini iyi incelemek gerekir. İyi huylu-kötü huylu ayrımı yaparken kistin ultrasondaki görünümü, damar akımlarını ölçen dopler ultrason ve CA-125 denilen kan testleri kullanılır. Kistin basit kist olmadığına karar verilirse ve/veya şiddetli ağrı, burkulma, yırtılma, hızlı büyüme, bazen de kısırlık yaptığı düşünülürse ameliyat edilebilir. Ameliyat çoğunlukla laparoskopi ile yapılır. Kanser düşünülürse karın kesilerek yapılmalıdır. Kanserli olmasa bile doktorun ameliyat önerdiği kistler, büyüyerek yumurtalığa zarar vermemeleri için erkenden alınmalıdır.

Açıkta satılan gıdalar tehlikeli olabiliyor

Açıkta satılan gıdalarda Hepatit, Malta humması ve AIDS gibi ciddi hastalıklara yol açabilecek bakteri ve virüsler bulunabiliyor. Örneğin, açıkta satılan et ve piliç dönerlerin bekletilmeden tüketilmesi gerekiyor. Isı, pişirilen etin iç kısmına kadar ulaşmıyor. Bu nedenle mikroplar gelişiyor ve et, sağlığı tehdit eder hale geliyor. Açıkta satılan sütler Malta humması hastalığına yol açabiliyor. Açıkta satılan tatlı, meyve suları ve unlu mamullerin de sağlık açısından büyük tehdit oluşturduğunu hatırlatalım. Tatlı, ıslak bir yiyecek olduğu için açıkta satılma durumunda havadaki bütün mikrobu toplar. Unlu mamuller ise araçların egzoz gazı ve havadaki mikrobu üzerine toplar. Açıkta satılan meyve sularında ise aynı bardak hijyenik bir ortamda yıkanmadığı için başkasında olan bir hastalık diğer insanlara geçebilir. Açtıkta satılan tüm bu gıdalar Hepatit, Malta humması ve AIDS gibi hastalıklara yol açar.

Dişlerimizi sarartan çay mı gazlı içecekler mi

Televizyonlarda sık sık gösterilen bir reklam var! Genç bir hanım dişlerinde ciddi bir sararma olduğunu fark ediyor ve bundan içtiği çayı sorumlu tutarak diş hekimine gidiyor. Ne var ki, araştırmalar çocuk ve gençlerde dişleri sarartan şeyin çay değil gazlı içecekler olduğunu gösteriyor. Eskiden yalnızca ileri yaşlarda görülebilen diş minesi kaybı dişleri sarartıyor, bunun nedeninin de gazlı içeceklerde bulunan fosforik asit olduğu belirtiliyor. Fosforik asidin kemikten kalsiyum kaybını hızlandırdığı biliniyor.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00

Merhaba ben çalışan biriyim ama sürekli oturmayı gerektiriyor. 35 yaşındayım boyum 1.57, kilom 60 her türlü diyeti denememe rağmen bir türlü kilo veremiyorum. Bana nasıl bir diyet önerebilirsiniz?

Masa başı diyeti

Yaptığım hesaplamalara göre beden kitle indeksiniz 22. Sizin yaş grubunuzda olması gereken beden kitle indeks aralığı 21-25’tir. Bu nedenle ideale yakın beden kitle indeksine sahip vücudunuzu moda diyetlerle yormayın. Genelde bu tarz durumlarda fiziksel aktivitenin artırılması önerisi daha uygundur ancak masa başında geçirilen uzun saatler sizi hareketsiz bir yaşam tarzına mecbur bırakıyor olabilir. Bu nedenle beslenme alışkanlıklarınızı iyice gözden geçirmek gerekebilir. İşte size birkaç öneri:

- Öğün atlamaktan kaçının. Uzun süreli çalışma saatleri öğünleri kaçırmanıza neden oluyor olabilir. Bu nedenle çantanızda basit ara öğünler bulundurun. Ceviz+kuru kayısı, kepekli tost, kepekli bisküvi, elma gibi. Bu ara öğünler kaçan ana öğünlerinizin yerine tüketebileceğiniz kurtarıcı besinlerdir.

- Su içmeyi unutmayın. Masanıza sürekli yapılan bir çay servisi varsa bunu su servisine dönüştürün. Veya masanızda büyük boy bir su bardağı bulundurun. Suyu en güzel hatırlatma yöntemidir.

- İkindi ara öğününde kek, poğaçaya hayır. Genellikle ofislerde bu saatlerde ikram edilen yoğun karbonhidratlı yiyecekler akşam seçimlerinizi olumsuz etkileyecektir. Ve akşam yemeğinde ve sonrasında sağlıksız atıştırmalara yönlendirecektir. Bu nedenle ikindi de meyve, az yağlı süt, meyveli yoğurt, kepekli bisküvi seçimleri akşam atıştırmalarını yok edecektir.

Kansızlığa dikkat edin

Kansızlık özellikle genç kız ve kadınlar arasında yaygın bir sağlık sorunudur. Bu tip kansızlıkların çoğu kez düzensiz ve aşırı periyod kanamaları ile ilişkili demir eksikliği sonucu oluşur. Demir noksanlığına bağlı kansızlık, farkına varılmayan sindirim sistemi kanamaları sonucu da ortaya çıkabiliyor. İleri yaşlarda ortaya çıkan kansızlık ise genelde B12 vitamini eksikliğinden kaynaklanıyor. Kansızlık hangi sebeple ortaya çıkarsa çıksın ortak belirtiler değişmiyor: Halsizlik, yorgunluk, çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi, saç, tırnak ve cilt değişimleri ilk sıralarda yer alıyor. Uzun süreli kansızlıklar dikkat kaybına, öğrenme güçlüğüne, unutkanlığa da yol açabiliyor. Genç kız ve kadınların kansızlık bakımından daha uyanık olmalarında yarar var.

Diyetime ekleyebileceğim bir tatlı var mı? Kalorisi düşük ne önerirsiniz?

Güzel bir yaz tatlısı

Diyet yaparken aralarda güzel tatlılara da ihtiyacımız var. Bu tarz renkler "Diyet yapıyorum" cümlesini biraz bizden uzaklaştırabilir. Günlük yağ alımını çok fazla artırmadan güzel bir tatlı yemek istediğinizde, diyetisyeninizden ilk duyacağınız şey "meyve" olacaktır. Ama yetmiyor ise onu biraz renklendirebiliriz.

n Evde hazırlanmış puding (muhallebi gibi...)

n Taze meyveler (çilek, kivi, kiraz, şeftali kavun...)

n Light sade dondurma

n Bitter çikolata

n Hindistan cevizi

n Light kepekli bisküvi

Kasenin en altına iki adet diyet kepekli bisküvi koyun. Üzerine hazırladığınız pudingi ilave edin (Bunun için light puding de kullanabilirsiniz). Soğuyunca dolapta biraz bekletin. Dolaptan aldıktan sonra üzerine küp küp doğradığınız meyveleri ilave edin (2 porsiyonu geçmeyecek şekilde). Meyvelerin üzerine 2 kaşık sade light dondurma ekleyin. En üste 1 çay kaşığı hindistan cevizi veya 1-2 kareyi geçmeyecek şekilde çikolata ilave edin. 300 kalori civarında hazırladığınız bu tatlıyı yemek için günlük süt, meyve ve yağ porsiyonlarınızı ayarlamayı unutmayın.

Domates, yeşil çay ve brokoli güneşin zararlarını azaltıyor

John Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir çalışma Brokoli’de bulunan Sulforafan’ın güneşin ultraviyole ışınlarıyla oluşan cilt hasarlarını azalttığını gösterdi. Sulforafan ultraviyole ışınlarının ciltten emilmesini önlüyor. Bir çeşit güneş koruma faktörlü krem fonksiyonu üstleniyor. Brokolinin bu etkisi antioksidan ürünlerin güneşe bağlı cilt hasarlarını önlemedeki etkinliğinin bir kanıtı gibi değerlendiriliyor. Antioksidan gücü yüksek olan ciltlerde çevresel yaşlanmaya bağlı sorunlara daha az rastlanıyor. Domateste bulunan kırmızı mucize Likopen isimli antioksidanın da güneşin cilt zararlarını azalttığı biliniyor. Bu ikilinin yanına yeşil çayı da ekleyebiliriz.
Yazarın Tüm Yazıları