Oscar’ı Kurtiz’in evinde izlemek

“And the Oscar goes to Three Monkeys” (Üç Maymun) anonsunun yapıldığı gece Tuncel Kurtiz başta olmak üzere son Antalya Altın Portakal Festivali’ndeki tüm jüri üyelerinin yüzlerindeki ifadeyi görmek isterim...

Kendi kendilerine “Ne yaptık biz. Adamla dalga geçer gibi özel efekt dışında ödül vermedik” diyeceklerinden eminim. Zaten şimdiden günah çıkarmaya başladılar.
Altın Portakal’ın ve TÜRSAK’ın başkanı Engin Yiğitgil, Üç Maymun, Oscar’da ilk dokuza kaldıktan sonra “Jürimiz Üç Maymun’u es geçmedi ama belki anlayamadı, bilmiyorum. Tabii jürilerle ilgili böyle konuşulmaz, o jüri benim jürim, neticeye sonsuz saygı duyuyorum. Bence bir fırsat kaçtı. Üç Maymun’u değerlendirmek lazımdı” diye açıklama yaptı.
“Her jürinin kararı farklı olur” derler ya külliyen yalan! İyi film, her yerde, her jüriden ödülünü alır. Ki, Üç Maymun, Altın Portakal hariç her festivalden ödülle döndü.
Oscar’ı kazanmasa da olur, ilk dokuza kalmak bile büyük başarı. Demek ki, bizim jürimizde bir arıza vardı!
Hadi gelin itiraf edin. Yumarta, Altın Portakal’ı aldıktan sonra sinema cahili yazarların yazılarının gazına gelip geçtiğimiz sene öyle bir jüri oluşturdunuz ki, light yazarlarımızın “Entel dantel, kimsenin anlamadığı film bunlar” diyerek karaladıkları sanatsal film (bu tanımdan da nefret ediyorum aslında) kategorisine giren yapımlardan rövanş aldınız.
Bu işin baş sorumluları o jüriyi oluşturan Engin Yiğitgil ve jüri başkanı Tuncel Kurtiz’dir.
Atalarımız, “Meyve veren ağaç taşlanır” demişler. Aynen öyle! Nuri Bilge Ceylan’ı Cannes’da ödül aldığı için taşladılar.
Tuncel Abi, Oscar törenini senin evde izlemek istiyorum. Ne olur jürideki diğer arkadaşları da çağır, gör bak acayip eğleneceğiz.

Çok çirkin hareketler bunlar

Haberi aynen aktarıyorum:
“Önceki gece Nişantaşı’nda gezintiye çıkan Doğa Rutkay, AROG’u Ankara’da 20 kişinin olduğu bir salonda izledim. Filmin 20. dakikasında önümüzdeki aile salondan çıktı. Biz de ara verilince çıktık ve bir daha dönmedik... AROG çok kötü bir film olmuş... Bütün komedi filmlerini izledim ama Recep (İvedik) gibisi yok, çünkü full kahkaha...” dedi.
Filmi beğenmeyebilirsin ama “20 kişi izledi”, “Salonu terk ettik” gibi sinemaseverlerin bilinçaltına seslenen karalayıcı vurgulara ne gerek var? Bir de sözlerini, ortada hiç mevzusu yokken “Recep İvedik gibisi yok” diyerek sevgilisine bağlıyor.
Vallahi bu nasıl ucuz bir zihniyettir, nasıl bir kıskançlıktır anlamış değilim.
Üstelik Doğa, AROG’la ilgili buna benzer açıklamaları bir değil, iki değil, tam üç kez yaptı. Herhalde bir dahaki sefere de AROG’un afişini yakar.

Karizmatik misiniz? Hayır emekliyim

? Fenerbahçe’ye oynattığı berbat futbola rağmen Aragones’i, hayatımıza kattığı renk ve heyecandan dolayı çok seviyorum... 90 dakika boyunca kulübeden sadece kaplumbağa gibi başını dışarı çıkarması yok mu, bitiyorum. Noel günü kendisinden bahseden İspanya Kralı Juan Carlos için “Kendisini prensliğinden bu yana tanıyorum” dediğini öğrendiğimde Aragones’e olan sevgim daha da arttı. İnsan kendi yaşıyla ancak böyle dalga geçer.
Hatırlarsınız, La Gazzetta dello Sport’un okurları Aragones’in ‘Günaydından daha çok s....git diyorum’ sözünü 20 bin oyla ‘2008’in en iyi sözü’ seçmişti. Keşke Aziz Başkan röportaj yapmamıza izin verse de Aragones’i daha yakından tanısak.
? Rol gereği bugüne kadar hiç öpüşmediğini söyleyen Aydan Şener, “Öpüşmek için uygun bir senaryo bekliyorum” dedi...
Bebeydik Çalıkuşu’nu izlerdik, büyüdük Aydan Şener hâlâ ekranlarda ve hiç öpüşmediğini söylüyor. Bir de öpüşmek için uygun bir senaryo bekliyormuş! Nasıl bir sanat camiamız var anlamış değilim. İlk gay politikacı Harvey Milk’in hayatını anlatan Milk filmi, yakında bizde de vizyona girecek. Bu her hafta bir yerlerde “Sanat için soyunmam, öpüşmem” “Gay rol oynamam” diyen arkadaşlar var ya onları Milk’teki Sean Penn resitalini izlemeye, gerçek oyunculuğun ne anlama geldiğini görmeye davet ediyorum. Filmdeki sevişme sahnelerini izleseler herhalde çığlık çığlığa salondan kaçarlar.
? Artık komedi filmi izlemiyorum direk Esra Erol’la İzdivaç programına takılıyorum... Geçenlerde 70 küsur yaşındaki bir dedeye talip olan kadın “Karizmatik misiniz?” diye sordu, dede de “Hayır emekliyim” dedi.

? Gazze’deki sivil ölümlerinin tartışıldığı şu günlerde ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, “Gazze’de nüfus çok yoğun, İsrail’in sivilleri vurmaması imkansız” dedi. Acaba İsrail, Çin’e saldırsa nasıl bir tablo çıkardı ortaya. Boşuna dünya niye sessiz kalıyor diye kendinizi parçalamayın. Batı’nın zihniyeti budur arkadaşlar. “Bir rüyam var... Değiştireceğim her şeyi” sözlerini yutup Obama’yı göklere çıkaran arkadaşlara da buradan selam olsun.
Yazarın Tüm Yazıları