Made in Italy’yi reddetti ürün başına 2.5 Euro fazla ödedi

TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’ye ‘vatan haini’ benzetmesi yapmasını eleştirmeme bozulmuş: ‘Ben o benzetmeyi doğrudan Merkez Bankası Başkanı için yapmadım... Ama Sayın Serdengeçti’nin faiz politikasının yanlış olduğunu başından beri söylüyoruz...’

Satıcı, Merkez Bankası’nın reel faizi yüksek tutması yüzünden, milli sanayinin erimeye başladığını savunuyor: ‘72 milyar dolardan fazla ihracat yapayorsak, bu ülkede ithalatın 120 milyar dolara çıkmasının yolunu açanlara iki çift lafımız olamaz mı? Madem öyle aradaki 50 milyar doların izahını bize yapsınlar.’

Satıcı
, özellikle sanayiye ara malı üretenlerin patır patır dökülmeye başladığını vurguluyor: ‘Yabancı sermaye daha fazla geliyor. Özelleştirmeler istikrarlı gidiyor. Merkez Bankası’nın da bu olumlu havaya uyması gerekiyor. Her bir puan yüksek faiz, birkaç milyar dolarımıza mal oluyor.’

Satıcı
’ya olaya sadece kur-faiz penceresinden bakmamaları gerektiğini hatırlatıyorum: ‘Üretimin ve ihracatın önünü açacak düzenlemeler için hükümete de gerekli uyarıları her zaman yapıyoruz.’

Satıcı
’yla konuşurken, Damat, Tween, ADV ve D’S’ markalarının sahibi Orka Grup’un Genel Koordinatörü Osman Arar’ın Bugün Gazetesi’ndeki ‘Made in Italy’yi reddettik’ sözlerini hatırladım. Çünkü, Orka Grup’un patronu ve TİM’in Başkanvekili Süleyman Orakçıoğlu, bu sözün arkasında yatan gerçeği şöyle anlatmıştı: ‘O etiketi reddetmemiz basit bir olay değil. İtalya’da fason üretim yaptıranlar genelde ‘Made in Italy’ etiketi isterken, biz kendi markamızın önüne hiçbir şeyin geçmesini istemiyoruz. Ancak, bunun da bir bedeli var. Biz ‘Made in Italy’ etiketi istemeyince, İtalya’daki fason üretici, parça başına 2.5 Euro fiyat yükseltti. Eğer ‘Made in Itlay’ etiketi koysalardı, o 2.5 Euro’ya kendi ülkelerinden ‘destek’ olarak alacaklardı.’

Demek ki ihracatı desteklemenin döviz kurunu yükseltmekten başka yolları da var...

Biraz da onları zorlasak...

Gümrük Birliği’nin net cevabını bulalım

DYP eski milletvekili, Feniş Holding’in patronu Sedat Aloğlu, Profilo Holding’in patronu Jak Kamhi’nin bazı değerlendirmelerinin yer aldığı, ‘48 yıl AB peşinde koştum, şimdi 80 yaşındayım’ başlıklı yazıma takılmış, aradı: ‘Jak Bey’in söyledikleri doğru mu?’

Sedat Aloğlu
’na, Jak Kamhi’nin sözlerini aynen aktardığımı, bundan emin olabileceğini söyledim. Aloğlu’nun bu telefonundan sonra Kamhi’den kısa bir mektup aldım. Kamhi’nin mektubu, Aloğlu’na en iyi yanıt oldu: ‘Düşüncelerimi doğru aktarmanız nedeniyle teşekkürlerimi ifade etmek isterim.’

Şimdi, Aloğlu’nun beni arama nedenine döneyim. Aloğlu anladığım kadarıyla, Jak Kamhi’nin Gümrük Birliği ile ilgili olumsuz sözlerine takılmıştı. Kamhi, Gümrük Birliği konusunda şöyle diyordu: ‘İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) başkanlığım sırasında da, ondan önce ve sonra da bu Avrupa Birliği (AB) ile çok uğraştım. Özellikle Ali Bozer’le Gümrük Birliği üzerine çok çalışmıştık. Türkiye’nin Gümrük Birliği’nden zarar görmemesi için bazı ‘güvence noktaları’ bulmuştuk. Tansu Çiller döneminde Türkiye’nin kayıpları hiç dikkate alınmadan apar topar Gümrük Birliği imzası atıldı. Şimdi AB hálá Gümrük Birliği’yle ilgili yeni yükümlülüklerden söz edince kanıma dokunuyor.’

Geçmişte Jak Kamhi gibi İKV Başkanlığı da yapan Aloğlu, Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde DYP milletvekili olduğu için, Gümrük Birliği’ne dönük eleştirilerden belki de alınıyordu.

Aloğlu, benim yazım üzerine Jak Kamhi’ye bir mektup yazmış. Mektubun bir kopyasını bana da gönderdi: ‘Benzer değerlendirmeler çeşitli kişilerce zaman zaman yapılmaktadır. Ancak, sizin kimliğinizin konuya farklı boyut getirmesi kaçınılmazdır. Gümrük Birliği tamamlandıktan sonra başta İKV olmak üzere yetkin kurumların yaptıkları çalışmalarda ve seminerlerde bu yönde bir kanıya ulaşılmamıştır. Türkiye için çok önemli olan AB ile müzakere sürecinde, Gümrük Birliği’nin tamamlanma sürecine yönelik net bir cevabın olması gerekir diye düşünüyorum. İKV yönetimine bu amaçlı bir çalışma yapmaları önerisinde bulunacağım. Sizin de destekleyeceğinize inanıyorum.’

Kısaca Aloğlu, ‘Türkiye Gümrük Birliği’nden ne kazandı, ne kaybetti?’ sorusuna doğru yanıtın bir an önce bulunmasını istiyor... Madem öyle bu yanıtı bir an önce bulalım...
Yazarın Tüm Yazıları