Liselilerin gösterisi sizin eseriniz Sayın Başbakan

SAYIN Başbakan...

Bir grup “tatmin olmamış” liseli, Taksim Meydanı’nda YGS’deki şifre iddialarını protesto etti.

Haberin Devamı

Siz bu olayı “demokrasinin bir cilvesi” olarak kabul etmek yerine, tuttunuz “İstesek biz de eylem yapanların karşısına 5-10 bin kişi koyarız ama gerginlik istemiyoruz” dediniz.
Sayın Başbakan...
Ne demek karşı tarafa “5-10 bin kişi” koymak?
Yoksa siz Taksim Meydanı’nı, Mısır’ın Tahrir Meydanı mı sandınız?
Ne yani?
Gerilim çıkmasından korkmasanız, böyle bir iş için Mısır’dan deve falan mı ithal edeceksiniz?
* * *
Sayın Başbakan...
Eğer bugün bir grup liseli, Taksim Meydanı’nda gösteri yapıyorsa...
Bunun arkasında hiç boşuna “provokatör”, “Ergenekoncu”, “memleketi karıştırmak isteyen güç” ya da “karanlık odak” aramayın.
Olayın bu noktaya gelmesinin sorumlusu sizlersiniz.
Neden mi?
ÖSYM Başkanınız, beceriksizliklerini alenen itiraf ettiği halde, içinizden biri bile çıkıp, “Bunlar çok önemli iddialar... Sonuna kadar bu iddiaların takipçisi olacağız” demediniz.
ÖSYM Başkanı’nı açığa almayı falan aklınızdan bile geçirmediniz.
Bunun yerine hepiniz birden “tatmin olduk” dediniz.
Kısacası...
Minicik bir şüpheyi bile kaldırmayacak bir alanda ortaya çıkan koca şaibeyi bertaraf edemediniz.
“Ben tatmin olursam, tebaam da otomatikman tatmin olmuş sayılır” anlayışının rahatlığına bıraktınız kendinizi.
Yukarıdan baktınız yani.
* * *
Sayın Başbakan...
Dün ilk defa “Bu ülkenin başbakanı olarak, YGS ile ilgili iddiaların tamamının  takipçisiyim. Gençlerimiz rahat olsunlar, müsterih olsunlar” dediniz, diyebildiniz.
Ne güzel!
Ama geç değil mi?
Bu açıklamayı en azından “Tatmin oldum” demeden önce yapmalıydınız.
Çünkü “Ben tatmin oldum arkadaş” diyen bir Başbakan’ın, “YGS ile ilgili iddiaların tamamının takipçisi” olacağına dair verdiği söz, kimseyi ama kimseyi kesmez.

Haberin Devamı

Bir darbeci parodisi olarak Tarık Akan

TARIK Akan’a göre Türkiye’deki darbelerin durumu şöyle imiş:
-  27 Mayıs... Önümüzü açmış.
-  28 Şubat... Laik Cumhuriyet’ten uzaklaşmanın önünü kapatmış.
-  12 Mart... Yanlış olmuş ama yine de fazla abartmamak gerekirmiş.
-  12 Eylül... Yanlış olmuş ama yine de anlayışla karşılanmalıymış.
* * *
Bakar mısınız olaya?
-  Tam da iktidar kanadının, “Bu ülkede darbeciler tamamen yok olmuş değil, darbe tehlikesi hep oldu, hep olacaktır” diyerek sağı solu “darbe sopası” ile ürkütmeye çalıştığı bir dönemde...
-  Tam da emekli generallerin bile “Aman adı batsın darbelerin... Hepsinin arkasında Amerika var” falan diyerek töhmeti savuşturmaya çalıştığı bir dönemde...
-  Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Tankın üzerine ilk ben çıkarım” diye açıklama üstüne açıklama yaptığı bir dönemde...
-  Balyoz’un bir numaralı sanığı Çetin Doğan’ın kızı ile damadının “Darbecilik ahlaksızlıktır” dedikleri bir dönemde... Darbeleri savunmak, bir tek Tarık Akan’a kaldı, fakat onun da cezai ehliyetinin olup olmadığı şüpheli.
* * *
Allah Enis Batur’dan razı olsun...
Eğer kitaplarından birine “Amerika büyük bir şaka, sevgili Frank, ama ona ne kadar gülebiliriz?” adını vermeseydi...
Ben de “Tarık Akan büyük bir şaka, sevgili Türkiye, ama ona ne kadar gülebiliriz?” cümlesini yazamayacaktım.

Haberin Devamı

Yakın akrabalıklar

-  Herhangi bir olay karşısında elinde hiçbir kanıt yokken “Kesin cemaat yapmıştır” diyen ile elinde hiçbir kanıt yokken “Kesin Ergenekon yapmıştır” diyen amca çocuklarıdır.
-  “Kesin cemaate sınavda şifre verildi” diyen ile “Ben kesin tatmin oldum arkadaş” diyen dayı çocuğudur.
-  “Türbana zinhar geçit yok” diyen ile türban yasağı dışında herhangi bir hak ihlalini aklına getirmeyen baba bir, anne ayrı kardeştir.
-  “Ölümüne iktidar karşıtı” ile “ölümüne iktidar sevdalısı” sütkardeştir.
-  Her gün CHP’ye çakmayı itiyat haline getiren ile her gün AK Parti’ye çakmayı itiyat haline getiren teyze çocuğudur.
-  AK Parti’ye destek vermeyi imanın yedinci şartı olarak gören ile CHP’ye destek vermeyi uygarlığın olmazsa olmazı olarak gören bacanaktır.

Haberin Devamı

Bir sağcının CHP analizi

ÖNCE o sağcıyı, yani Şükrü Karaca’yı tanıyalım:  Kendisi sağın çıkardığı önemli entelektüellerdendir. Ülkücü kökenlidir. AK Parti’ye yakındır. Zamanında Mümtazer Türköne ile birlikte Çiller’e danışmanlık yapan ekipte yer aldı.
* * *
Şükrü Karaca, Bugün Gazetesi’nden Seda Şimşek’e verdiği röportajda “Yeni CHP”yi analiz etmiş.
Şöyle diyor:
“CHP’deki değişim, CHP tabanında uzun zamandan beri eleştiri konusu olan ve tabanı partiden soğutan bir kadronun tasfiyesidir. Laikçi söylemlerle CHP gibi bir partiyi marjinalleştiren bir siyasi yaklaşımın tasfiyesidir. CHP’nin hayrına sonuç verir. Ben siyasi rakiplerine Sayın Kılıçdaroğlu’nu daha fazla ciddiye almalarını öneririm. CHP içindeki devasa sorunları tereyağından kıl çeker gibi ustalıkla çözmesi, kendisinin iyi bir siyasi kumaşa sahip olduğunu gösteriyor. Bana göre bu seçimin galibi değilse de yıldızı CHP olacaktır”.

Haberin Devamı

Yeni başlayanlar için İslamcılık ve sağcılık

-  İslamcı olmak ayrı şeydir, sağcı olmak ayrı şeydir.
-  İslamcılar, kendilerine “sağcı” ya da “muhafazakâr” denmesinden nefret ederler. En azından muhafazakâr demokrat bir iktidara sahip olmadan önce öyleydiler.
-  Bir İslamcı açısından “solcu” olmak, “sağcı” olmaktan evladır.
-  Kuran’da geçen “sağcılık” ile bugün bizim anladığımız “sağcılık” arasında zerre kadar bir benzerlik yoktur. Unutmayalım: 14 asır önce sağcı da yoktu, solcu da...
-  İslamcılık, muhafazakârlığı da içermez.
-  Batı’daki anlamıyla muhafazakârlık ile İslamcılığın yan yana gelmesi mümkün değildir.
-  “Ben geçmişte İslamcı idim” diyen bir adama, “Ha demek siz eskiden sağcı-muhafazakâr biriydiniz” denmez.
-  Radikal İslamcılığın doğuşunda ve ilk dönemlerinde sosyalizan fikirlerin etkisi büyüktür.
-  “Solcu İslamcı” tabirini yadırgamaktansa, “Sağcı İslamcı” tabirini yadırgamak daha doğru bir tutumdur.

Yazarın Tüm Yazıları