Kurthan Fişek: Sevdiğim, inandığım partiye oy vermek istiyorum artık...

Kurthan FİŞEK
Haberin Devamı

Otuz dört sene önceki genel seçimlere gidiyor aklım... Türkiye İşçi Partisi'ne ilk defa oy atılıyordu. ‘‘Nisbi temsil’’ vardı.

Yani, hangi parti oyların kaçta kaçını alırsa, yüce mecliste aynı oranda milletvekili bulunduracaktı.

Koşarak, coşarak gittim sandık başına... 15 milletvekili çıkardık.

Çetin Altan, Sadun Aren, Mehmet Ali Aybar, Yusuf Ziya Bahadınlı, Behice Boran, Tarık Ziya Ekinci, Şaban Erik, Yahya Kanbolat, Muzaffer Karan, Ali Karcı, Yunus Koçak, Rıza Kuas, Adil Kurtel, Kemal Nebioğlu, Cemal Hakkı Selek...

Bu 15 kişi Türkiye'nin kafa yapısını değiştirdi.

* * *

Mehmet Ali Aybar özlü konuştu: ‘‘Türkiye'nin 35 milyon metrekaresi işgal altındadır...’’

Emperyalizmi ve Türkiye'deki Amerikan mevcûdiyetini ilk defa o zaman öğrendi Türkiye halkı... Oysa, o güne kadar, ‘‘emperyalizmi lánetlemek’’ gibi söylem ve eylemler yoktu kafamızda...

Amerika'yı Missouri zırhlısından, Amerikan askerini Abanoz, Yüksekkaldırım ve Bentderesi gibi beldelerimizden görür, tanırdık...

TİP'in TBMM'deki varlığı sáyesinde, ‘‘düşman işgali altında’’ olduğumuzu öğrendik.

* * *

Meclis genel kurul salonunda, Yunus Koçak'a saldırdı babanın sözde demokratları... Meclise sokulması yasak olan tabancalarının kabzalarını, genel kurul salonunun orta yerinde, rahmetlinin kafasına indirdiler, yere düştüğünde tekmelediler.

Neymiş? Mevcut hukuk sistemimizi sorguluyormuş, suçluyormuş...

* * *

Israr, inat ve Demirel'den aldığı talimatla, Çetin Altan'ın sözünü kesmeye çalışıyordu AP'li meclis başkanvekili...

Altan sinirlendi, yukarıya doğru baktı.

‘‘Benim aşağıda, senin yukarıda olman, marangozluk hatasıdır...’’

* * *

O seçimlerde, Türkiye'de, ‘‘nisbi temsil’’ sistemi vardı.

Herkesin oyu hedefine, amacına ulaşıyordu.

Şimdi ‘‘baraj’’ var. Kime oy verecek insanlar?

Sevdiğine, benimsediğine, inandığına değil, ‘‘barajı aşma ihtimali olan’’, kendisine nisbeten yakın saydığı bir takım partilere...

* * *

Hayatımda, tek bir defa, 1983 seçimlerinde, sağcı bir partiye oy verdim.

Turgut Özal'ınkine...

Sırf Kenan Evren'in o meşhur (ve meşum) konuşmasına tepki olarak...

Rahmetli Uğur Mumcu, Allah uzun ömür versin Adil Özkol ve Fikret Ünlü, aynı sandık kuyruğundaydık. Uğur sinirlendi, seçim yasaklarını delmek pahasına, sandık başında, bana fırça attı.

Cevap verdim. ‘‘Askerliğini yedeksubay olarak yapan bir tek o var...’’

* * *

Elim ÖDP'ye oy vermeye gitmiyor.

‘‘Ulusal baraj’’ denilen o sevimsizlik, münasebetsizlik yüzünden...

Ama, sevdiğim, saydığım o kadar çok dost var ki orada...

Geriye doğru bakıyorum, sevdiklerim, saydıklarım bir tek onlar...

Türkiye'ye demokrasiyi getirdiler. Garnından gonuşanlara, Türkiye'de ‘‘düşünen, düşündüğünü söyleyebilen insanlar’’ olduğunu öğrettiler.

Türkiye'ye özgür düşünceyi miras bıraktılar.

* * *

Yeni meclisin ilk ve tek görevi, herkesin bildiğini, düşündüğünü özgürce söyleyebileceği bir ‘‘meclis platformu’’ yaratmaktır.

Yani, seçim yasasını değiştirmektir.

İstediğime oy vermek istiyorum. Anlatabildim mi?



Yazarın Tüm Yazıları