‘Küçük dev gazeteci’ sessiz sedasız gitti

1981 yılı mart ayı... O günlerde Hürriyet Gazetesi’ne bağlı olan Dünya, Cahit Düzel ve Abdullah Gelgeç yönetiminde ekonomi gazetesine dönüşmüş, ben de yeni geçmiştim...

Haberin Devamı

Yazıişleri, haber merkezi ve istihbarat ekibi olarak müthiş uyumlu çalışır, işleri üniversite kantininde eğlence havasında yürütürdük. Bir gün İstihbarat Servisi Şefi Asaf Ardak bizi topladı:
- Yarın yeni bir arkadaş işe başlayacak. Özellikle boy konusunda şakalar yapmayın.
Ertesi sabah Dünya Gazetesi’nin Cağaloğlu’ndaki Narlıbahçe Sokak’ta bulunan binasının 4’üncü katındaki yazıişleri bölümünden içeri giren arkadaşı görünce birbirimize fısıldadık:
- Bu arkadaş resmen cüce...
Asaf Ardak, arkadaşı haber merkezinden Seral Cumalı ile İlkay Tütüncüoğlu’nun yanına oturttu. Biz bir yandan haber peşinde koşup, diğer taraftan göz ucuyla yeni arkadaşımızı izledik.
Aradan 15-20 gün geçti. Dış Haberler Şefi Sevin Okyay, yazıişleri kadrosunu evine davet etti. “Küçük dev gazeteci” Namık Ahıska’yı o gece yakından tanıdım. Her kadeh kaldırdıkça Seral Cumalı’ya lafı çakıp, bize ders verdi:
- 15-20 gündür yanınızdayım, selam bile vermiyorsunuz. Hep, “Kedi olsam başımı okşardı” diye düşündüm.

‘Küçük dev gazeteci’ sessiz sedasız gitti

Mustafa Kutlay, Namık Ahıska ve ben bir meslektaşımızla 1988’de Sarp Kapısı’nın açılışında hatıra fotoğrafı çektirmiştik.


O gece anladık ki, Asaf’ın uyarısını fazla abartmışız. Namık Ahıska’yı boy konusunda üzmemeye özen gösterelim derken, selam bile vermez olmuşuz...
O gecenin ardından Namık’la yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez oldu... Ben 1981 sonbaharında Dünya Gazetesi’nden ayrıldım... Tercüman Gazetesi, Hürriyet Gazetesi, Söz Gazetesi, Milliyet Gazetesi, sonra tekrar Hürriyet Gazetesi derken gazetecilikte 32 yılı geride bıraktım.
Namık Ahıska da Dünya Gazetesi’nden sonra Dinç Bilgin’in bir dönem Hürriyet’le ortak, daha sonra kendi grubu içinde yayınladığı Rapor Gazetesi’nde çalıştı. Sabah Gazetesi’nin ilk dönemlerinde köşe yazıları yayınlandı. Bir gün Dinç Bilgin kararını verdi:
- Bu arkadaş bizi temsil edemez.
Namık için de dergicilik dönemi devreye girdi. Çeşitli dergilerde çalıştı. İlk 5-10 yıl çok sık görüştük. Sonra işler yoğunlaştıkça görüşme aralığı açıldı. Daha sonra çareyi İzmir’e, ailesinin yanına taşınmakta buldu. Bu taşınma, seyrek telefon görüşmeleri dışında bağımızı iyice kopardı...
Derken bu yılın ilk yarısında, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Konrad Adenaur Vakfı’yla ortaklaşa düzenlediği “Yerel Gazetecilik Semineri” için İzmir’e gittiğimde Dünya Gazetesi’nden eski çalışma arkadaşım Cihan Hayırsevener’le karşılaştım. Cihan, Namık’tan söz açtı:
- Bizim Namık ağır hasta... Birlikte ziyarete gidelim mi?
Cihan’la sözleştik ama yine ağır hasta olan teyzeme (kısa süre önce kaybettik) uğramak o sırada benim için öncelik kazandı... Böylelikle, Namık’ı son kez görme fırsatını kaçırdım...
Cihan, Bandırma’da sokak ortasında vurulduktan sonra yazdığım yazıda Namık’tan da söz etmiştim... Kuveyt’te Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü izlerken Namık’ın yeğeninden gelen mail’le şokoldum:
- Size bir üzücü haberim daha var. Namık Ahıska’yı 15 Aralık’ta kaybettik, memleketi Merzifon’da toprağa verdik.
Mekanın cennet olsun “küçük dev dostum”...

Haberin Devamı

Kuveyt’ten paranın gelmesi bize bağlı

Haberin Devamı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, uçak Ankara için Kuveyt’ten 22 Aralık gecesi 22.40’ta havalandıktan sonra geziye katılan işadamlarının elini tek tek sıkıp, izlenimlerini dinledi. Turunu bitirip dönerken sordum:
- Gidiş yolunda “Kuveyt’in 400 milyar dolarlık yatırım planından” söz etmiştiniz. Saraydaki sohbetimizde 160 milyar dolarlık altyapı planını dile getirdiniz...
- 160 milyar dolar, Kuveyt’in 5 yılda altyapıya yatıracağı kaynak. 400 milyar dolar ise orta ve uzun vadedeki yatırım büyüklüğü. Bunun içinde 160 milyar dolar da var.
- Ya 1 trilyon dolar?
- O da Kuveyt’in ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde değerlendirdikleri fonların büyüklüğü...
- Bu rakamları art arda sıralayınca herkes bize, “Kuveyt’ten paralar ne zaman geliyor?” diye sormaya başladı...
- Bize bağlı...
Öyleyse el ele verip o parayı çekelim...

Haberin Devamı

Gül’ün dış gezisi 55’i iç gezisi 30’u buldu

KUVEYT Emiri Sabah El-Ahmed El-Cabir El-Sabah’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül onuruna verdiği yemek sonrası, İzmir’de üretim yapan Kanat Boyacılık’ın patronu Mehmet Kanat’la konuşuyoruz. Kanat, cumhurbaşkanı, başbakan düzeyinde gerçekleşen bir seyahate ilk kez katılmış:
- Sayın Cumhurbaşkanı uçakta tek tek elimizi sıktı.“Sorunlarınızı söyleyin, çözümde yardımcı olalım” dedi. Bu çok büyük fırsat.
Mehmet Kanat, bir gözlemini de aktardı:
- Eskiden bu tür gezilere daha çok büyük holding patronları katılırdı. Bizim gibi şirketlere pek fırsat çıkmazdı. Şimdi herkese açık.
- Peki yararı oluyor mu?
- Elbette...
Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ahmet Sever’le konuşurken, Gül’ün gezileriyle ilgili bilgi aldık:
- Sayın Cumhurbaşkanımız göreve geldiğinden beri 55 dış, 30 yurtiçi geziye çıkmış bulunuyor...
Kanat’ın dediği gibi, bu geziler işadamlarına yeni kapıların açılmasını sağlıyor...

Yazarın Tüm Yazıları