Kör taklidi...

Ama hálá "yabancı parmak" diyor, "provokasyon" diyor, "dış güçler" diyor adamım.

Görmüyor:

Kurşun sıkanın sloganı net, gerekçesi belli, kim nasıl hedef gösterdi ortada, amacı ne herkes biliyor...

O hálá televizyonlarda, gazetelerde "dış parmak", "provokasyon" deyip duruyor.

Tıpkı Menemen’den bu yana; Abdi İpekçi’de, Uğur Mumcu’da, Ahmet Taner Kışlalı’da, yüze yakın aydın vurulduğunda, Sivas’ta, papaz cinayetinde, Atatürkçü Baro Başkanı vurulduğunda yaptığı gibi...

Nasıl olsa "dış mihrak", "yabancı parmağı", "provokasyon" denildiğinde, cinayetlerin üzeri örtülüyor, katil aklanıyor, laik cumhuriyete saldıranlar gizlenebiliyor.

*

Aslında kör değil adamım.

Kör taklidi yapıyor.

Çünkü herkes gibi olup-bitenleri gördüğünü söylese, gerekeni yapması gerekecek.

İktidarın kucağına huzurla oturamayacak, el öpemeyecek, eteklerine yapışamayacak, yalakalık yapamayacak, yanaşamayacak, sırıtamayacak, yalayamayacak...

Bu yüzden yaptığı; kör taklidi...

"Dış mihrak" diyor, "provokasyon" diyor, "yabancı parmağı" diyor, önünde olup-biteni görmezlikten geliyor...

*

Söyler misiniz; cumhuriyete en büyük saldırıları, laik Anayasa’ya en açık tepkileri, çağdaş yaşama en belirgin darbeyi, Türkiye’yi ortaçağa sürüklemek için en açık seçik girişimleri kim yapıyor?..

"Dış mihrak" mı?..

"Yabancı parmağı" mı?..

Bu son cinayetin gerekçesi de olan türbanı, kim dinci başkaldırının sembolü yapıp namus meselesine çevirmişti?..

Kim türban karşıtı kararı veren laik yargıyı yerden yere vuruyordu?..

Hangi "provokatör"?..

Ama adamım görmek istemiyor.

Çünkü herkes gibi görse, el-etek öpemeyecek, yalakalık yapamayacak, çıkarı için yanaşamayacak.

O da böyle yapıyor:

Kör taklidi...