Komünistler ve bizimkiler

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

‘Ekonomik hayatta yer alan sektörlerin özel veya kamusal niteliğine bakarak, bunlardan birisinin avantajlı denge sağlamasını denetlemek bizim üzerimize vazife değildir’.

Yok, yukarıdaki alengirli cümleyi ‘‘ılımlı bir liberal’’ telaffuz etmedi.

Tony Blair familyasına mensup bir tatlısu sosyal demokratı da söylemedi.

Yukarıdaki açıklama, anlı şanlı Fransız Komünist Partisi'nin dört yıldır Genel Sekreteriğini yürüten Robert Hue'nün ağzından çıktı.

Hue biraz olsun eski lügate uydurabilmek için her ne kadar eveleme geveleme yaptıysa da, sonuç itibariyle, zaten şu anda Jospin hükümetinde koalisyon ortağı olan FKP'nin artık özelleştirmeyi reddetmediğini duyurdu.

Fransız Komünistlerinin böylesine köklü bir dogmayla köprüleri attığının esas sinyali de önce parti organı ‘‘Humanite’’ Gazetesinden geldi.

Claude Cabanes imzalı bir başmakale özelleştirmeye karşı çıkan ve kamusal sektörü savunan geleneksel yaklaşımı ‘‘sol efsane’’ olarak nitelendirirdi.

Sizin anlayacağınız, Portekiz'dekinden sonra Batı Avrupa'nın en Stalinci partisi addedilen Fransız Komünist Partisi dahi artık hayati bir tabuyu yıktı.

Pazar günü ölen sabık Genel Sekreter Georges Marchais'yle beraber, FKP geçmişini de tarihe gömdü.

‘‘Sol efsane’’ bitti ve Fransız Komünistleri hayatın gerçeğini kabullendi.

* * *

PARİS'ten ulaşan yukarıdaki haberleri okuyup, bizim hükümet ortağı DSP'nin özelleştirmeye nasıl çomak soktuğuna baktıkça, doğrusu ağlayacağım geliyor.

Bu ne kraldan çok kralcı bir mantıktır ki herkes Mersin'e giderken, ilk Cumhuriyet döneminin zorunlu ve haklı devletçiliğine rağmen asla komünist olmamış olan bir geleneği devamı ettirmek iddiasındaki parti tersine gidiyor ?

Yok KİT'lere yapışıyor, yok emeklilik yaşını en alt seviyede tutuyor.

Bu evrene ne kapalılıktır ki fi tarihinde Avrupa'nın en Stalinci örgütü olmuş bir kuruluş dahi özeleştiri yaparak ‘‘sol efsane’’yi yıkarken, ülkemizin bir familya kurumu yıkılmış tabulardan ve köhne dogmalardan medet umuyor ?

Bu kürenin devinime nasıl bir karşı koyuştur ki Türkiye'nin DSP'si ‘‘durdurun dünyayı, inecek var’’ diye bağırıyor.

* * *

BÖYLESİNE bir manzara karşısında aslında söyleyecek çok fazla şey yok.

Robert Hue'nün yukarıdaki açıklamasına, yine onun sarfettiği, ‘‘tarih bize, kapitalizmi aşmanın yalnız, bir zamanlar ifade ettiğimiz şekliyle ‘büyük üretim ve ticaret araçlarının' mülkiyetini değiştirmekle gerçekleşemeyeceğini öğretti’’ cümlesini de eklemişim ne yazar, eklememişim ne yazar ?

Bizimkiler eski Marksist dahi olmadıkları için bunu bile anlayamazlar...

Kamu kuruluşlarıyla, özelleştirme süreçleriyle, emeklilik sınırlarıyla, sosyal sigorta açıklarıyla ilgili olarak dünyadan sayısız örnekler vermişim kim takar, vermemişim kim takar ?

Bizimkiler ‘‘biz bize benzeriz’’ ideolojisinin traji-komik aktörleri...

* * *

DOĞRU siz size benzersiniz... Ama bizi de kendinize benzetmeye çalışmayın.

Çünkü biz değişen hayata, dönüşen dünyaya ve devinen üretim ilişkilerine benzemek istiyoruz. Kürede dönmek istiyoruz. Akan bir evrende akmak istiyoruz.

Peki size ne mi demeli ?..

Allah akıl fikir ihsan eylesin demekten başka bir şey bulamıyorum...

Yazarın Tüm Yazıları