Koalisyon mu başkanlık mı?

PARLAMENTER sisteme sahip İtalya koalisyon bile kuramıyor, krizler içinde çırpınıyor; öyleyse ileride benzer duruma düşmemek için şimdiden başkanlık sistemine geçelim mi?

Haberin Devamı

İtalya, siyaset biliminde istikrarsızlık örneğidir. 1990’lı yıllarda Türkiye koalisyonlar elinde debelenirken, “yönetemeyen demokrasi” konusundaki yazılarımda ben de sık sık İtalya örneğini verirdim.

Son altmış yılda İtalya’da ortalama hükümet ömrü bir yıldır! Partiler ufalanmıştır, hep kaygan ve entrikalı koalisyonlar söz konusudur. Bu sene 25 Şubat’ta seçimler yapıldı. Sandıktan çıkan sonucu The Economist başyazısında şöyle özetledi:

“Hem İtalya, hem Avrupa için felaket!”

Felaket çünkü hükümet kurulamıyor, hem de ekonomik kriz de kapıdan içeri adım atmışken!

KOMEDYEN MODELİ

Beppe Grillo adlı bir komedyen parti kuruverdi, yüzde 25 oy alıverdi! Sevindirik olmuş, “Biz olağanüstü bir gücüz!” diyor, kimseyle koalisyona yanaşmıyor.

Stand-up komedyeni” Grillo mevcut politikacıları ve kurumları protesto ederek oy topladı. Komedyen olması asla küçümsenemez, Grillo’nun küçümsenmesinin sebebi, hiçbir siyasi birikiminin, görüşünün ve ekonomik programının olmamasıdır.

Kamu borçları İtalya’yı batırmak üzere fakat İtalyan demokrasisi hükümet kuramıyor! “Yönetemeyen demokrasi” bu işte!

1990’larda bizde de öyleydi.

Grillo’nun başarısı İtalyan sistemindeki iki arızanın ürünüdür:

İtalya’da kitleler siyaseten çok kaygandır. Sağ ve sol ana damarlar erimiş, minik partiler ve kararsız büyük bir seçmen kitlesi oluşmuştur. Partiler batıp çıkıyor, “yönetilemezlik” hali sürüp gidiyor.

Ve batıp çıkan partiler devlet adamı yetiştiren birer okul olamıyor: Berlusconi ile Thatcher’i, Chirac’ı, Merkel’i mukayese edebilir misiniz? Tony Blair, Schröder ve Hollande zaten yok İtalya’da.

PARLAMENTER ALMANYA

İstikrarsız İtalya da istikrarlı Almanya da parlamenter sistemle idare ediliyor. Bugünkü Alman ve İtalyan demokrasileri İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulurken, İtalyanlar yeni bir faşist hareket ihtimaline karşı siyasi yelpazenin parçalanmasını, küçük partilerin çoğalmasını teşvik ettiler... Almanlar ise muhtemel bir Nazi hareketine karşı yelpazeyi parçalamak yerine parlamenter sistemin güçlendirilmesini esas aldılar. İki ülkenin seçim sistemleri farklı olduğu gibi, Alman anayasasında hükümet krizlerini önleyecek parlamento kuralları vardır. Buna “rasyonelleştirilmiş parlamenter sistem” deniliyor.

İtalya’daki istikrarsızlığın kültürel sebepleri de var. İtalyan kültüründe bireylerin birbirine, kurumlara ve kurumların vatandaşlara duydukları “güvensizlik” yüzünden sistemi çekip çevirecek güçlü ve istikrarlı partiler oluşmuyor.

Bu konularda ünlü İtalyan siyaset bilimci Joseph LaPalombara’nın “Democracy Italian Style” adlı kitabını tavsiye ederim. Bizim de öğrenmemiz gereken çok şey var.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Evet, 1990’lar gibi ileride de koalisyonlara sürüklenmeyelim, bu görüşe yürekten katılıyorum. Elbette, demokrasimiz “yöneten demokrasi” olmalı, yönetme gücüne sahip bulunmalıdır.

Fakat bunun tek yolu, sistem değiştirmek gibi sıkıntılı, gerilimli bir yola gitmek değildir.

Bizde de “rasyonelleştirilmiş parlamentarizm” modeliyle parlamenter sistemi güçlendirmek mümkündür ve daha kolaydır.

Benim savunduğum model, AKP’nin de 2007 seçim bildirisinde halka taahhüt ettiği parlamenter sistemdir, aynı partinin bugün istediği başkanlık sistemi değil.

Yazarın Tüm Yazıları