Kıbrıs’ta, yol ayrımına gelindi

Lefkoşe ( Güney Kıbrıs)

Cem’in son konuşması, Kıbrıs pazarlığını en kritik aşamasına soktu. Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanı Klerides ile konuştum. Politikacıların, halk ve üniversitelerin nabzını tuttum. İlk defa son dönemece girmenin rahatsızlığı hissediliyor. Ne olacaksa 2002 baharına kadar olması gerekiyor.

İsmail Cem’in geçen Cuma günü TBMM’ne yaptığı konuşma, Kıbrıs sorununun “son dönemece” girdiğini açıkça ortaya koydu.

Cem, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’lı Türkleri ve Türkiye’yi tatmin etmeyen bir şekilde, Rum tarafının AB’ye alınması durumunda, Türkiye’nin AB ile ilişkilerini askıya almaktan, tam üyelik girişiminden vazgeçmeye kadar bir dizi sert tepkiye hazırlandığını en açık işeretini verdi.

Cem bu tepkinin Türkiye’ye de bir maliyeti olacağını sözlerine ekleyerek, durumun ciddiyetinin altını özellikle çizdi.

Kıbrıs sorununa 2002 yılı sonbaharına kadar bir çözüm bulunması gerekiyor. Aksi durumunda, Güney Kıbrıs’ın tam üyeliği açıklanacak. Takvim 2002 Eylül’ünde bitiyor. Ne yapılacak, hangi çözüm bulunacaksa Eylül’e kadar tamamlanması şart.

İsmail Cem’in konuşmasından hemen sonra, önce Kıbrıs Rum bölgesine gittim.

Cumhurbaşkanı Klerides ile konuştum.

Üniversite’de gençlerle toplantı yaptım.

Siyasetçilerin katıldıkları bir konferansa katıldım, kasabalarda yaşayanlarla görüştüm.

Kıbrıslı Rumlar, AB’ye tam üyeliğin yaklaşmasından çok memnunlar.

Kendilerine güvenleri artmış.

KKTC’deki Türk askerinden eskisi gibi korkmuyorlar. Rahatsızlık hissetmiyorlar.

Ancak, tam üyeliğin Kıbrıs’ı yol ayrımına getirdiğinin de farkındalar.

Ya, ada’nın bölünmüşlüğü kesinleşecek ve bir daha birleşme imkanı olmayacak şekilde ikiye bölünecek veya bir çözüm bulunacak.

ÇÖZÜM İÇİN BÜYÜK BİR TELAŞ YOK…

Kıbrıslı Rumların “çözüm” konusunda ikiye ayrıldıklarını söyleyebiliriz.

Genç kuşaklar hayatlarında Kıbrıs’ı Türk görmemişler. Kuzeyin nasıl olduğunu bilmiyorlar. Onlar için çözüm bulmanın büyük önceliği yok. Zaten aldıkları eğitim Türklerden çekinmeleri için gereken ortamı da hazırlamış. Hayatlarında Türk toplumu olmamış ve bundan sonra da olmasa hiç rahatsızlık duymayacaklar. Buna rağmen, genç üniversiteliler yaşlı kuşaklara oranla daha açıklar. Geçmişte yaşamadıkları için daha toleranslılar.

Özellikle Cumhurbaşkanı Klerides rahatsızlığını hiç saklamıyor. Benimle konuşmasında bu rahatsızlığını da açıkça gösterdi.

Klerides siyasi hayatını (83 yaşında ve bir daha seçimlere katılmayacak) Kıbrıs’ı birleştirerek bitirmek istiyor. İkiye bölünmüşlüğü kesinleşecek bir Kıbrıs bırakmak istemiyor.

Kıbrıs’ın AB tam üyeliğinin mimarı eski Cumhurbaşkanı Vasiliu olduğu bilindiği için, Klerides “Kıbrıs’ı tekrar birleştiren insan” olarak tarihe geçmeyi özlüyor.

Bunun için de, Konfederasyon dışında her çözüme hazır olduğunu söyledi.

Adı Federasyon olacak, ancak içindeki önlemler Konfederasyon’un tüm izlerini taşıyacak; içerde iki ayrı yönetim, dışarda ise tek temsiliyet (bunun da , rotasyonla paylaşılmasının müzakereye açık olduğunu belirtti) ilkesine uyulacak.

Klerides’in verdiği izlenim, daha da fedakarlık yapmaya hazır olduğu şeklindeydi. Yanlış bir izlenim olabilir. Ancak Rumlar da, artık yolun sonuna gelindiğinin farkındalar.

Avrupa Birliği’ne tam üye olmak çok iyi de, ülkenin yarısının bir daha geri dönmeyecek şekilde gitmesine değip değmeyeceği de tartışma konusu.

Kıbrıs’lı Rumların da kafaları karışık.

Yol ayrımına girildiğini görmeye başlamışlar. Daha da ilginci, Türkiye AB’ye tam üye olmadıkça rahat edemeyeceklerini de ilk defa açıkça söylüyorlar.

2002 Kıbrıs yılı olacak…

Hepimizin, Ankara ve KKTC dahil hepimizin yeni ve ciddi bir değerlendirme yapma zamanı geldi.
Yazarın Tüm Yazıları