Karadeniz, Karadeniz...

KARADENİZ’e akan derelerin önünü asfalt yolla kapatıp, sonra “Dere niye taştı?” diye sormanın elbette bir adı vardır.

Haberin Devamı

Ama ben söyleyemiyorum...

Ya da vadilerin önüne asfalt setler çekenleri alkışlayıp, peşinden su taşınca “Bunu kim yaptı?” demenin adını da biliyorum...

Onu da söyleyemem...

*

Çalışkan-üretken-alın terini seven insanların yaşadığı Karadeniz gibi bir bölgenin tabii ki iyi bir ulaşıma, güzel yollara, huzurlu yolculuklara ihtiyacı vardı.

Ama bunun bedeli dünyanın en güzel doğasını yok etmek mi olmalıydı?..

Ulaşım teknolojisinin bu denli geliştiği bir dünyada, bin bir kirli çıkar içinde, önüne haritayı alıp, elindeki kalemle Karadeniz’in yeşil-mavi kıyısına “asfalt yolu” ilk çizen teknik adamın yüzü geliyor gözümün önüne...

Adını da biliyorum...

Ama söylenmez...

Ya da eline küreği alıp, balonlu törenlerle ilk asfaltı, vicdanı hiç de sızlamadan atan siyasetçinin...

Haberin Devamı

Adı........

*

Benim asıl sözüm çoğu Karadenizlilere:

Nasıl kıydınız?..

Nasıl izin verdiniz?..

Birisi gelip kepçe ile evinizi yıksaydı, çatıya çıkıp ona kiremit atacaktınız... Birisi gelip ineğinizi götürseydi kıyametleri koparacaktınız... Birisi gelip yatağınızı yorganınızı alsaydı elinizden belki vuracaktınız...

Ama doğanın önüne set çekip, dünyanın en güzel kıyılarını elinizden aldıklarında sessiz kalıp seyrettiniz...

Ve sel taştı, aynı şey oldu...

Eviniz yıkıldı, yatak-yorgan-inek gitti...

*

Doğasına, çevresine, havasına, suyuna, toprağına, yeşiline, mavisine sahip çıkmayan insanlara müstahaktır...

Bedelini öderler...

Yeni derenin ağzını asfalt yolla kapattıklarında zıplayıp alkışladınız... Sel yol bulamayıp size dönünce “Ha bu nasıl oldu?..” diyorsunuz...

Öyle mi?..

Bunun da adı var...

Söylemem...

Yazarın Tüm Yazıları