Kalamiti Ayşe – Silaha hayır!

Şimdi bu Kalamiti de neyin nesi diyenleriniz olabilir, yaşı yetenler bilir ama bilmeyenler için hemen bir bilgi vereyim; Kalamiti Ceyn yıllar önce Amerika’da “Calamity Jane” adında yaşamış gerçek bir kadın olup, sonra bizim Fırt dergisinde “Kalamiti Ceyn” adı altında nefes almış tiplemelerden biridir.

Haberin Devamı

Peki, Kalamiti Ceyn nasıl bir kadındır? Deli dolu, eli beli silahlı, fakirin fukaranın hakkını  savunan, hak yedirmeyen, kendini savunmayı beceren Texas’ta yaşayan  bir kadın kovboy.

“Peki, hadi Kalamiti Jane’i, Ceyn’i anladık da Kalamiti Ayşe ne alaka?” diye soracak olursanız, alaka şu; ben de biraz o tip bir kadınım.

Yani deli, hatta çatlak ve de yardım etmeyi seven, hak yedirtmeyen, mümkün olduğunca ihtiyaç sahiplerinin yanında olmaya çalışan, iş başa düşünce kendini sonuna kadar savunan.  Şu yaşıma dek hep öyle yaşadım, başka türlüsünü de bilmem zaten, bu şekilde nefes alıyorum ben.

Buraya kadar iyi hoş, Kalamitiyle benzerliğimiz çok amma velâkin benim Kalamiti’den bir eksiğim var. O ne mi? “SİLAH”

Kalamiti Ayşe – Silaha hayır

Haberin Devamı

Yıllardır her şeye kafa tutmayı, onun bunun hakkını savunmayı, gerektiğinde kavgaya karışmayı, ona buna pata küte dalmayı, daldıktan sonra sağ salim, yarasız beresiz ayakta kalmayı becerebilmiş ben, tüm bunları elimde belimde, çizmemin bir kenarında bir silah olmadan becermeye çalıştığımdan son çıkan kanunu duyunca oh, rahat bir nefes aldım.

“Budur işte kardeşim!” dedim, “hatta geç bile kaldınız. Bugüne dek aklınız neredeydi? Valla size dua etsin şu hayatta bana kazık atıp kaçanlar, hakkımı yiyenler, beni arkadan vuranlar. Şu hayattaki en zor en travmatik yaşlar on sekizinde başlar. Bu kanun ben on sekizken çıksaydı kim bilir kaç leşim olurdu.”

Hatta ortada beş silah tadında laflar dolanıyor, bu aralar aşktan meşkten pek fırsat bulamadığımdan o beş silah olayını da algılayamadım.

Ama göze hoş, beyne şık gözüküyor valla. Beşi bir yerde misali takılır, gideriz artık. Severiz zaten milletçe bolluğu, birincinin görüntüsü var, ikincinin gece mavisi kabzası, üçüncünün endamı, dördüncünün şanı, beşincinin de nokta noktası (bipliyoruz burada maalesef, gazeteden atılma riskini göze alamadığımdan)

Kalamiti Ayşe – Silaha hayır

Haberin Devamı

Peki, on sekizinde silahlanmayı, hatta beş silahım olmasını becerebilseydim neler yapardım? Tabi ki işin kolayına, hatta en adisine kaçardım.
Mesela on sekiz yaşındayken bana pandik atan manav Hüseyin’i; “Abi yakıştı mı sana, senin de evladın var” diye uyarmaz, “Ya haklısın bacım affet” demesine imkân vermez, direk mükünden vururdum.

Evden paramı pulumu çalan, yanımızda çalışan hatunu önüme çekip; “Ya hu kardeşim, madem ihtiyacın var, buna ne gerek vardı? Keşke bana derdini açsaydın, elimden ne gelirse yapar, sana yardım ederdim. Bak bu da sana ders olsun, seni polise bile şikâyet etmeyeceğim” deyip, onun pişmanlığını görmeye, özür dilemesine fırsat vermeye mahal bırakmadan çeker silahımı, direk bacaktan vururdum.

Haberin Devamı

Kocamın kapıya gelen sevgilisine; “Allah’ından bul” demek yerine, “Anasını satayım, geber kötü kadın” der,  onu kurşun yağmuruna tutardım.

Babama kazık atıp bir gecede tüm hayatımızın değişmesine sebep olan şerefsizi pusuya yatar, bekler; “Babamı sen mi üzdün ha, bak ben buradayım aslanlar gibi, al bu da sana kapak olsun, ölme ama sürün” der tek kurşunla sakat bırakırdım.

Günlük leş sayımı tamamlayınca eve gelir, beş silahımı önüme alır hepsini, namlusundan tut, işte başka her neresi varsa oraya kadar temizler, bir güzel parlatır, Kalamiti gibi bir de üfler, sabaha, yeni leşlere kadar nadasa bırakırdım.

Sabah kalkıp, -gerçi suçluluk duygusundan sabaha kadar uyuyamadığımdan,- uykusuz bir şekilde yola devam ederdim.

Haberin Devamı

 Güçlüyüm ya silahım var, kendimi sokaklara atar, kim tepemi attırıyorsa, kim huzurumu bozmaya çalışıyorsa, onlara ceketimin önünü açar, çaktırmadan bendeki hileli gücü gösterdim.

Gerçi iş buralara geldiğine, tasarı bu yola girdiğine göre muhtemelen karşımdaki de bana; “Sen de varsa, bende de var” şeklinde kendi hileli gücünü gösterirdi. Sonra da el mi yaman ben mi tadında bir düelloya girişir, sonumuzu Allah’a havale ederdik.

Gelelim sadede, yazdıkça sinirleniyorum ben.

Ya hu bir silkelenseniz de kendinize gelseniz. Yine iş başa mı düştü? Yine biz milletçe avazımız çıktığı kadar; “Silaha hayır!” diye bağrışalım mı? Görmezden geldiklerinizi, silahlanma yüzünden başımıza gelenleri gözünüze mi sokalım?

Haberin Devamı

Ermeni kardeşini, “müslümanla evlendi” diye, öldürsün mü bir ağabey?

Sekiz yaşındaki çocuk bir düğün kutlamasında, adi bir silahtan çıkan kurşunla mı ölsün?

Bir gol, bir kırmızı kart yüzünden insanlar kendini bilmezlerin kurşununa maruz kalıp öbür tarafa mı göçsün?

Saymakla da bitmez silahın iğrenç yüzü, yazmakla da.

Artık siz karar verin tasarınız  yanlış mı, doğru mu bir düşünün ve geri dönün. Ne de olsa hatanın neresinden dönseniz kar, hele ki böyle büyük bir  hatanın.

DÜNYADA SİLAHLANMA*

Dünyada her gün 1.000 kişi ateşli silahlarla ölüyor.

Bu ölümlerin % 25'i savaşlarda, % 75'i sivil hayatta yaşanıyor.

Her gün 3 bin kişi ateşli silahlarla yaralanıyor.

Dünya'da 875 milyon silah kullanımda.

Bu silahların % 74'ü sivillerin elinde bulunuyor.

Geri kalan silahın % 23'ü ordu, % 3'ü emniyet bünyesinde.

Her yıl dünyada piyasaya 8 milyon yeni hafif silah giriyor.

TÜRKİYE'DE SİLAHLANMA

Ruhsatlı silah sayısı: 2.5 milyon.

Ruhsatsız silah sayısı: 7-7.5 milyon.

Silahlı ölüm sayısı: 3 bin.

Kaza sonucu silahla ölüm: 700.

Cinayetlerde silah kullanım oranı: % 60.

Türkiye'de her 10 kişiden 1'inde silah bulunuyor.

Türkiye'de her 3 evden 1'inde silah bulunduruluyor.

Evdeki silah cinayet, intihar ve kaza riskini % 41 artırıyor.

Önceden tasarlanan bir suçta silah kullanım oranı: % 90.

Ateşli silahların her an kullanılabilir durumda tutma oranı: % 80.

Silahla işlenen her 10 cinayetten biri trafikte yaşanıyor.

Dünyada her yıl 300 binin üzerinde kişi ateşli silah nedeniyle hayatını kaybediyor.

200 binin üzerinde insan ateşli silahlarla öldürülmekte, 50 bin civarında insan ateşli silahlarla intihar etmekte, 60-90 bin insan ise silahlı çatışma ve savaşlarda öldürülmektedir. 1 milyonun üzerinde insan da ateşli silahlarla yaralanmaktadır.

 ABD’de yapılan bir çalışmada, evde bir silah bulundurulmasının ev halkından bir kişinin cinayet, intihar veya kaza sebepleriyle ölme riskini yüzde 41, kadınların silah ile ölme riskini ise üç kat artırdığı tespit edilmiştir.

Diğer araçlarla yapılan saldırılarla karşılaştırıldığında, ateşli silahlarla gerçekleştirilen bir saldırının ölümcül sonuçlara yol açma olasılığı 12 kat daha fazladır.

Dünya genelinde dolaşımda olan 875 milyon silahın yüzde 74’ü sivillerin elinde,   yüzde 22,9`u hükümet ve silahlı kuvvetlerde, yüzde 3`ü poliste, yüzde 0,1`i silahlı muhalif gruplarda bulunmaktadır.
 
2007 yılında ateşli silah mermilerinin sebep olduğu 873 kazanın 353`ü (yüzde 40) 15-29 yaş grubunda meydana gelmiştir. 

 *Kaynaktan alınmıştır.

Yazarın Tüm Yazıları