Kafalar nasıl karışır?

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Hafta sonu kafa dinleyecektim. Yeni yıla ailece huzurlu girdik. Oğlum gelememişti. Ertesi gün o da geldi.

Cumartesi günü otomobille kenti dolaştık. Oran, Gölbaşı, Ümitköy derken kendimi gazetede buldum. Benimki vatman izni!

DTP'li Yılmaz Hastürk ziyaretime geldiğinde, ‘‘Siyasette ne var ne yok? Hükümet işinde mesafe alındı mı?’’ diye sordu. Ve gülmeye başladı:

‘‘Bir Türk bilgisayara, ‘Ne var ne yok?' sorusunu yüklemiş. Makine anlamsız harflerle sarsılmış. Gümbür gümbür sallanıp, paat diye çatlamış.’’

Hastürk’le çok eski dostuz. Siyaset öncesinden. Gülemedim, ‘‘Hükümet işinde, ‘Ne var ne yok?' sorusu milleti çatlatıyor’’ dedim. Günlük haber özetlerine göz gezdirdik. Başlıklar yetti:

‘‘Sorumluluğumun bilinci ile hızla hedefe ilerliyorum. Hazırlamadan listeyi açıklamayacağım. Hükümet medya önünde kurulmaz. Şunu belirteyim ki, hükümet formülümün içinde Çiller'in açıklamalarından sonra DYP yok.’’

Hastürk’ün bakışları, Erez'in bu sözlerine kilitlendi:

‘‘Koca parti DYP ne hale geldi! Söylem ve izlenen stratejiler Refah'tan farksız. Hasan Celal ve Yazıcıoğlu ile aynı çizgi, aynı kulvarda bir DYP!’’

FP lideri Recai Kutan'ın unvanına itiraz etti:

‘‘Recai Kutan lider değil, FP genel başkanı.’’

Yani, ‘emanetçi’ demek. Cindoruk da emanetçiydi. Hastürk de onayladı:

‘‘Doğru. O zaman emanetçiydi. Şimdi partisinin lideri.’’

Kutan'ın FP Danışma Meclisi'nde yaptığı konuşma:

‘‘Türkiye bir buçuk aydır hükümet çalışmalarıyla havanda su dövmektedir. Erez, ilk tur görüşmemizde, ihtiyacımız olan bilgilerin yüzde 10'nu verdi. Bu hükümette mutlaka yer alacağız diye bir düşüncemiz yok.’’

Hastürk'ün yorumu biraz acılıydı:

‘‘FP'nin ihtiyacı olan bilgiler, Refah'ın iki yıl önce yaptıklarıdır. Öğremmek için 28 Şubat kararlarını açıp okusunlar; kararların altında Hoca Necmettin ve ortağı Çiller'in imzaları var. İmzalarını inkâr mı ettiler?’’

ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcalı'nın basın toplantısı:

‘‘CHP açılım gösterdi, arkasının gelme ihtimali yüksektir.’’

Hastürk, bu sözlerin yanına DYP'li Ali Şevki Erek'in haberini koydu:

‘‘Türkiye, düşürülmüş hükümet yüzünden 1998 yılını kaybetti.’’

Bunu değerlendirirken ders verir gibiydi:

‘‘Bu bir uç söylem. Siyasetçiler böyle ters noktalara düşerse, toplumda gerginlik had safhaya çıkar. Erek, bu tercübeleri bizzat yaşamıştır.’’

Ve DYP'li Meral Akşener'in kehaneti:

‘‘Erez hükümeti, ancak milletvekili transferiyle güvenoyu alabilir.’’

Hastürk, ‘‘Telefonları dinletmiş olabilir’’ derken, CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin'in açıklamasını önüne koydum:

‘‘CHP'nin anlayışında değişiklik yoktur. Yeni hükümet nitelik ve nicelik olarak içinde yer alacak partilerin eşit koşullarda temsil edildiği bir yapılanmayla kurulabilir.’’

CHP Genel Sekreter Yardımcısı Haydar Oymak'ın sözleri:

‘‘Erez'in kuracağı hükümete güçlük çıkarmayacak, yardımcı olacağız.’’

Hastürk, elimde Çiller'in açıklamalarını görünce kalktı:

‘‘Tamam arkadaş, bırak gideyim. Kafam karıştı. Ben bile iyice bunaldım. Siyasetçileri dinleyen vatandaşların kafası karışmaz mı?’’

Yılmaz Hastürk veda etti. Ben diğer haberleri okudum.

Erez dün Baykal'la görüştü. Baykal keyifliydi. Erez'in çalışmalarını överken, ‘aynı noktada’ durduklarını söyledi.

Birden keyfim kaçtı. Benim de kafam karıştı!



Yazarın Tüm Yazıları