Kabataş var Esed yok

O kadar gürültü arasında tuhaf bir sessizlik sizin de dikkatinizi çekmiyor mu?

Haberin Devamı

Miting meydanlarında “paralel devlet” var...
Hem de canhıraş şekilde var...
“Kabataş’taki başı örtülü kızımız” var...
Evet, her gün Kabataş da var...
Her seçimde bir düşman yaratması lazım ve kambersiz düğün yapamaz...
Medya var...
Sanki seçime medya giriyormuş gibi durmadan tehdit, şantaj, bağırış çağırış...
Her şey var...
Ama farkında mısınız? İki şey yok. “Esed” ve “Mursi”...
Neden kardeşim, hani Şam’da kılınacak cuma namazı?...
Hani başparmak aşağıda dört parmak yukarıda Rabia selamı?...
Neden gözden düştü bu iki konu?...
Basit. Her iki politika da çuvalladı...
Onun için...
Her iki politika da Türkiye kamuoyunun duvarına tosladı...
Onun için...
Yani artık orada oy yok...
Oy olmayınca Rabia şovu da yok, Esed haykırışları da...
Bunun anlamı ne mi?...
Çok basit...
Suriye ve Mısır politikaları görünmez bir referandumda daha şimdiden tersyüz edildi...
Yani Türkiye’nin Çukurambar’da tezgâhlanan, kumpaslanan “paralel diplomasisi” halk tarafından çökertildi. O yüzden Dışişleri Bakanı da ortalarda fazla görünmüyor...

Haberin Devamı

Merak ediyorum, o kadın her seyrettiğinde ne hissediyor

BAŞBAKAN her gün meydanlarda, Kabataş’taki o genç kadının adıyla yatıp, onun adıyla kalkıyor. Yalan olduğunu bile bile, üstüne basa basa her gün o yarayı yeniden kanatıyor.
Merak ediyorum, acaba o genç kadın, her gün seçim meydanlarının, kara bir siyasetin konusu olmaktan dolayı ne hissediyor?
O her seçim konuşmasında “başı örtülü kardeşimiz” deyip konuyu açtıkça, Türkiye’nin büyük bir bölümü de “Yalaan” diye bağırıyor.
Ne yapmaya çalışıyor?
İspatlanamayan, hatta doğru olmadığı açıkça ortaya çıkan bir olayın hesabını mı soruyor?...
Yoksa...
O kadının etrafındaki yalan üzerinden oy mu toplamaya çalışıyor?...

Tek adam marşına karşı çok adam repertuvarı

SEÇİME daha 33 gün var.
Bu demektir ki malum seçim şarkısı, pardon “Tek adam marşı” daha 33 gün devam edecek.
Alternatif yaratmak lazım.
İşte 5 şarkılık bir karşı repertuvar.

ICONA POP “I love it” Harika bir ritim, harika bir nakarat. Diyor ki “Hiç takmam, hiç iplemem, sevmeye devam ederim” Tam bugünün şarkısı.
KENT “999” Harika bir ses, harika bir ritim. Ama sözler?... Anlamadığım bir lisan. Almanca falan gibi. Bir kuzey dili de olabilir. İyi tarafı şu; içinde arkadaşı rahatsız edecek bir şey varsa, “Vallahi bilmediğim bir dil” dersiniz biter. Anadilde eğitim hakkı olmadığı için de kimse bir şey diyemez.
PITBULL “Timber” Her yerde bir numara. Ritim harika. Sesi sonuna kadar açarsanız, hele hele kulaklıkla dinlerseniz, dışarıdan gelen o gürültüyü duymanız mümkün değil. Sinirler rahat yani.
JASON DERULO “Talk dirty” Sen de ağzını boz, pis pis konuş. Tam karşıdan meydan okuma şarkısı. Hele tırı tırırı tırırı kısmı var ki, tam Anadolu işi. Özellikle salı grup konuşmaları yapılırken sesi kısın, bu şarkının tırıtı tırıtı kısmını çalın. Acaip kafa yapıyor.
PHARRELL WILLIAMS “Happy” Ben bu kızgın ve öfkeli arkadaşların psikolojisini çözdüm. Kendileri mutlu değil, başkalarının olmasından da hazzetmiyorlar. Şarkının nakaratı şöyle, “Çünkü ben mutluyum...”
Tam gıcık etmek için yani...
Listelere Türkçe şarkılarla devam edeceğiz. Daha 33 gün var.

Haberin Devamı

TAHRİR 1106 KM MAİDAN 1185 KM

Çukurambar ses ver...
Ankara yükselt sesini..
Kuzey komşumuzda seçimle işbaşına gelmiş hükümet devrildi.
Nerede mi?...
Ukrayna’nın Tahrir’i, Maidan Meydanı’nda...
Şimdi gözler komşu hükümetler mahallesinin Bekçi Murtaza’sı Ankara’da...
Herkes, Ankara’daki demokrasi aslanının kükremesini, Milli iradenin yeryüzündeki en cengâver mücahidinin haykırmasını bekliyor...
Ne “iradeydi” hani o İstanbul’un, Ankara’nın bütün şehirlerinin billboard’larına yazdıkları...
İşte o iradenin kuzey komşumuzun darbecilerine haddini bildirmesini bekliyor...
Ama o ne...
Pazar günü gazetelerin bilmem kaçıncı sayfasında, sağ alt köşede, tek sütunluk bir haber.
Cılız mı cılız, munis mi munis, en alttan bile değil, Çukurambar’ın dibinden bir resmi açıklama.
Açıklama da değil, zorla duyulan küçücük bir fısıltı...
“İnşallah en kısa zamanda seçime gidilir” falan filan...
Üç-beş ay önceye kadar “Bölge bizden soruluyor”du değil mi...
Biraz coğrafya bilgisi vereyim...
Ankara- Kahire kuş uçuşu 1106 kilometre...
Ankara-Kiev kuş uçuşu 1185 kilometre.
Tahrir’den Maidan’a direkt bir hat çek. Parmağını tam ortasına koy.
İşte orası Ankara...
Ve oraya seslen...
“Orada kimse var mı?...”
Ses gelmiyorsa bil ki, seçim meydanında Kabataş’ı anlatıyordur. Paralel dünyaya geçmiştir.
Dışişleri de bakanlığın aklı başında insanlarına kaldığı için, açıklanan bildiri, aklı başında bir komşunun yapacağı açıklama olmuştur.
Yani arkadaş elini ve dilini Çukurambar’dan çekse Türkiye de rahatlayacak, hesabı artık bizden sorulmayan bölge de.

Yazarın Tüm Yazıları